HAYATIMDA HİÇBİRŞEY DEĞİŞMEDİ
Melis Birkan, Ali il ve Cemal Toktaş... Aynı yaşlarda, eğitimli ve başarılı üç genç oyuncu... Tuna Kiremitçi’nin ilk sinema filmi “Adını Sen Koy”da başrolü paylaşan üçlü, beyazperdede seyirciyle buluşmadan önce Hello! objektifinin karşısına geçti.
*Nasıl bir film Adını Sen Koy?
Melis Birkan: Trajikomik bir aşk hikâyesini anlatıyoruz. Hayatımızda güldüğümüz, üzüldüğümüz her şey var içinde. Ben Aybige’yi oynuyorum.
Cemal Toktaş: Ben Ilgaz adlı bir akademisyeni canlandırdım. Ali’nin oynadığı Can ile çok iyi dost. Biraz içe kapanık ama.
Ali İl: Aybige ile nişanlanmak üzere olan Can karakterini oynuyorum. Eskişehirli bir ailenin temiz, iyi evladı. Hayallerini gerçekleş-
tirememiş. Sonrasında Aybige ile tanışıyor ve olaylar gelişiyor.
* Filmi Tuna Kiremitçi yazıp yönetti. Onunla çalışmak nasıldı?
A.İl: Çok eğlenceli. Naif ve sıcakkanlı bir insan. Ekstra bir motivasyon kaynağıydı.
C.Toktaş: Yaşadığımız gerginliği hafifletti. Uzun metraj senaryo yazmadan önce roman yazmış olması içeriği daha da zenginleştirdi.
* Kaç günde bitti film?
M.Birkan: 24 günde. Dört hafta planladık ama daha önce bitti.
* Sizi en zorlayan şey ne oldu?
M.Birkan: Ahmet Mümtaz Taylan ile bir sahnem vardı. Bana komik bir şekilde “Dişinde bir şey var” dediler, ben “aaa” falan dedim ama bu görüntülerin kesileceğini zannettim. Hiç kimse gülmedi, kimse tepki vermedi ve “Devam et” dediler. En zorlandığım andı hayatımda. Herkes için çok keyifliydi, bir tek benim için değildi. Meğer bir şey yokmuş dişimde, tepkimi almak için öyle bir şey yapmışlar. Benim o şaşkınlığımla herkes uzun süre eğlendi.
* Doğaçlama çalıştığınız sahneniz oldu mu?
M.Birkan: Bu anlamda özgürdük. Hoşumuza gitmeyen bir şeyi değiştirebiliyorduk.
C.Toktaş: Ilgaz ve Can’ın arkadaşlığını gösterebilmek adına Tuna “Bakalım içinizden ne geliyor” deyip oyunu bize bırakıyordu.
M.Birkan: Tuna’nın seçtiği bir şey değildi ama Ali ile Cemal’in gerçekten arkadaş olması bence hepimiz için büyük şanstı. Onları öyle arkadaş düşündük, rol için bunu yaptıklarını düşünmedik.
* 80’li yıllarda doğmuş gençler olarak gerçek aşkla karşılaştığınızı düşünüyor musunuz?
C.Toktaş: Karşına çıkan insana bağlı biraz. Büyüklerinden gördüğün aşk modelini zihninde yaşatmak isteyebilirsin ama karşına çıkan insan fast food kültürünü benimsemiş olabilir. Bu yaşanmadan bilinemez. Bizim jenerasyon için ‘bu budur’ diye bir şey söyleyemiyoruz. Eskiyle yeni arasında bir köprü bizim kuşak.
HAYATIMDA HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEDİ
* Yeni yılda projeler var mı?
M.Birkan: “Bu Kalp Seni Unutur mu” dizisi devam ediyor. Dönem işi olduğu için ciddi vaktimizi alıyor. Reklam filmim de devam ediyor.
* Bakınca sade, kendi halinde, içimizden biri gibi bir halin var. Yoksa çılgınlıkları olan biri misin?
M.Birkan: Bu aralar bana söylenen düşünceler böyle. Bu işi yapmaya başladıktan öncesi ve sonrasında hayatımda yaptığım hiçbir şeyi değiştirmedim. Aynı şekilde yaşamaya devam ediyorum. Sadece kendim için yeni bir iş yapıyorum.
