Hande Yener, geçtiğimiz haftalarda evinin salonunda kimliği belirsiz bir adamla karşılaştığı an yaşadıklarını HT Magazin'den Ömür Sabuncuoğlu'na anlattı: “Daha ölemem, çok erken dedim. Çok hızlı düşünüp karşımdakiyle empati kurdum. Hızlı düşünüp kaçtım. Hâlâ yakalanmadı o adam. Aranıyor...”
Hande Yener son bombası ‘Sebastian’ı ilk kez HT MAGAZİN’e anlattı. Yeni şarkısını enerjik, çılgın ve Handeli olarak tanımlayan Yener, “Eğer bu sene Sebastian’la Eurovision’a katılsaydım 1. olurdum” dedi. Evlilik içinse, “Biraz daha zaman var” şeklinde konuştu.
Hande Yener, ‘Sebastian’ şarkısını radyolara vermeden önce bana dinletmişti. Dinledikçe bir kez daha dinlemek isteyeceğiniz bir parça. O yüzden benim de birkaç kere şarkıyı başa sarıp sarıp dinlenmişliğim vardır. İşine âşık, titiz, devamlı yenilikler peşinde koşan ve her seferinde kendini aşan Hande Yener, bize yine şahane bir parça sundu.
‘Sebastian’ın hikâyesini merak ediyorum. Şarkının söz yazarı ve bestecisi Ersay Üner’le görüşmeye başladığımızda, bu şarkıyı yeni albümüm için ayırmıştım. Ama çok hit bir parça olduğu için bir sene nasıl beklerim diye düşünüyordum. Sonra bir akşam Polat Yağcı aradı. Volga Tamöz’ün yeni çıkacak olan ‘No:2’ albümüne “Bu parçayı da koyalım mı?” dedi. Çok heyecanlandım ve mutlu oldum.
Bir sene beklemediğin iyi olmuş... Böyle yüksek enerjisi olan bir parçayı dinleyiciden saklamak bana haksızlık gibi geliyor. ‘Sebastian’ dillerde dönen bir kalıp, özellikle sosyal medyada çok fazla konuşuluyor. Herkes birbirine laf gönderirken ‘Söyle ona Sebastian’ diyor. Şarkının sıcağı sıcağına duyulmasını istedik. Nazar değmesini istemediğim için gizlice çalışmalara başladık ama şarkıyı yaparken başıma gelebilecek en kötü şeyler geldi. Allah beterinden saklasın.
Evine birinin girdiği ve annenin hastalandığı dönem mi? Evet, şarkıyla ilgili ne zaman adım atsak bir olay oldu. Yönetmenle buluşurken, başımıza bir şey gelmesin diye korkarak buluşuyorduk. (Gülüyor) Şarkının enerjisi çok yüksek. Ama doğru adresi buldu ve Volga Tamöz’ün albümünün de çıkış şarkısı olarak yerini aldı.
Şarkıyla farklı bir tarz yakalamışsın... İşte en keyiflisi o. Bugüne kadar çok fazla hit şarkı seslendirdim ve onları geçmek benim açımdan çok zor oluyor. Şarkılarımın hiçbiri siparişle olmadı, hepsi tamamen doğal gelişti.
Ersay Üner ile nasıl tanıştınız? Ersay Üner’i de tabii ki uzaktan takip ediyordum ama çalışma fırsatımız olup bir türlü enerjimiz bir araya gelmemişti. Sonunda buluştuk, Volga Tamöz de şahane bir aranje yaptı.
Klip de çok enteresan olmuş. Nasıl karar verdiniz? Gülşen Aybaba ile ilk kez çalıştık. 1.5 aylık toplantıların sonucunda dönem klibi çekmeye karar verdik. Kostümleri ve mekânı araştırmaya başladık. Dans etmeyi çok istedim. Eski dönem ve yeni dönem dans koreografileri yaptık.
Fırsat bulduğum her an dans provası yaptım, bir saat vaktim varsa Hakan Akkaya’ya elbise provasına gittim. Okumaları sesimin yorgun olmadığı bir an okudum. Her şey o kadar zor ve bir anda oldu ki. Demek ki kader bunun olmasını istedi.
Klipte tanıdık isimler de oynamış... Evet, uzun bir masa kurduk, şarkıda olduğu gibi klipte de bir mizah vardı. Oğlum Çağın, Mert Ekren, Volga Tamöz, Polat Yağcı ve Berksan oynadı. Çok doğal bir çekimdi, acayip güldük ve eğlendik.
Hayatında bir Sebastian olsun ister misin? (Kahkahalar) Galiba var Ömür! Darısı artık başkalarının başına, olmayanlar düşünsün. Saniyede bir ‘Sebastian’la ilgili twit atılıyormuş, çok popüler. Sebastian’ın artık şarkısı var, klibi var, yakında da konserleri olacak. n Şarkıda bir gönderme var. Sen göndermelerini sözlü mü yoksa davranışlarınla mı yaparsın? Şarkılar en güzel mektup bence. O durumun kimyasını ortaya çıkarıyor.
‘HEP ALTIN GOL PEŞİNDEYİM’ Eurovision olayı ne oldu? ‘Sebastian’la Eurovision’a gitseydim birinci olurdum diye düşünüyorum. Herkesin anlayacağı, herkesle iletişim kuracak bir şarkı ve enerjisi çok yüksek.
Zaten epeydir yeni şarkı da çıkmıyor. Çıkıyor da iyi şarkı yok. Ben biliyorsun hep altın gol peşindeyim. Farklılığın enerjisiyle müziğe devam edebiliyorum. Yeni şarkım da hikâyesiyle deli dolu, çılgın, enerjik, tam Handeli yani. Annenin sağlık durumu nasıl? Annem gayet iyi. Zaten toparlamış olmasa, benim enerjim bu kadar iyi olamazdı. O da ‘Sebastian’ı dinleyip tempo tuttu.
Annenen rahatsızlığı tam olarak neydi? Kalp rahatsızlığı vardı, sonra inme indi. Beyne giden bir pıhtı tıkıyor ve felç gibi bir durum oluyor. Geçici felç, şimdi geçti gitti. Gayet güzel yürüyor, konuşuyor. Kontrollerini devam ettiriyoruz.
Annen hastanedeyken içinde nasıl fırtınalar koptu? Kendi dünyamdaydım. Annem çünkü o... İnsan hiç beklemiyor, şok geçiriyorsun. Kaç yaşına gelirse gelsin annenize böyle bir şey konduramıyorsunuz. Sapasağlam, dursun, varlığını bilin yeter. Öyle bir duygu. O yüzden hepimizin annelerini babalarını Allah korusun.
"GÖRÜR GÖRMEZ AŞIK OLDUM" Artık işkadını oldun, Bodrum’da beach aldın değil mi? Evet, Berksan’la birlikte açıyoruz. Berksan, beach’in arka tarafındaki barı ‘Çilek’ yapıyor, bende beachi ‘Sebastian’ yapıyorum. Yalıkavak’ta cennette bir koy. Görür görmez âşık oldum. Herkese burayı göstermeliyim dedim.
Nasıl keşfettin orayı? Berksan’la ortak bir yer açmayı düşünüyorduk. Teklif geldi, gittik, gördük ve inanamadık. Hemen neler yapabileceğimizi düşündük ve kendi ekibimizi kurduk.
Markalarımızı oluşturup, fotoğraf çekimimizi yapmak üzereyiz. Sahil ve barla ilgili nasıl event’ler tasarlıyoruz. Ünlü arkadaşlarımıza akustik konserler programlıyoruz. Ben canlı konserler vereceğim. Eşim, dostum zaten hep bizimle olacak. Çağın, kalıcı DJ olacak.
O kadar eş dost gelirse, para kazanabilecek misin? (Kahkahalar) Dost kazığı diyorsun, yok ya, kazanırız. Peki fiyatlar uygun mu? Beach’e giriş ne kadar mesela? Sen mönü istiyorsun benden şu an. (Gülüyor) Orta bir nokta bulacağız. Çünkü ortam gerçekten çok şık ve güzel. Bence herkes gelmek isteyecek. Harika bir denize girip, çok iyi ağırlanacakları bir ortam.
"PARANOYAK OLMAK İSTEMİYORUM" Bir de evine biri girmişti. Yakalandı mı? Yok yakalanamadı, hâlâ aranıyor. Sokağım da sağ olsun polisler sürekli kontrol yapıyor. Evinden taşınacak mısın? O dönem evden biraz soğumuştum, düşünüyordum ama zaten şimdi yaz geliyor ve çok yoğun bir konser programı var. O yüzden şimdilik vazgeçtim.
Evinin salonunda bir adamla karşılaştın. O an aklından ne geçti? Daha ölemem, çok erken dedim ve çok hızlı bir şekilde kafamı çalıştırıp, karşımdaki ile empati kurdum. Fırsat bulup kaçabilir miyim, konuşarak ikna edebilirmiyim diye düşündüm. Fırsat oldu kaçtım.
Peki bu olaydan sonra nasıl tedbirler aldın? Kalaşnikof taşıyorum dermişim. (Gülüyor) Yalnız evden çıkmamaya çalışıyorum, yanımda mutlaka birileri oluyor. Güvenlikler artık daha yoğun bir şekilde kontrol ediyor. Paranoyak da olmak istemiyorum.
Evlilik teklifi aldın. Ne zaman resmiyete dökülecek? Çok yoğun bir tempom var, evlilik kararı alıp organize edebilmek için 3-5 aya ihtiyacım var. Çok zor bir hazırlık.
Evlenme teklifi nasıl geldi? Doğum günümde geldi. Dışarıdaki kutlamadan sonra, yakın dostlarımızla kutlamaya evde devam ettik. Ozan bir anda herkesin içinde methiyeler düzmeye başladı, sonra yüzüğü taktı.
Şu an yüzük parmağında değil. Yüzük parmağıma büyük geldi. Yaptırmaya verdim.