Show TV ekranlarında yayınlanacak Aşk Laftan Anlamaz dizisiyle ekranlara dönmeye hazırlanan Hande Erçel, Habertürk Gazetesi'ne samimi itiraflarda bulundu. İşte o röportaj;
-Şimdilerde birçok hayranınız var ve yeni projenizi merakla bekliyorlar. İlk olarak ‘Çılgın Dershane’de çıktınız karşımıza. Öncesinde başvurduğunuz projeler olmuş muydu? Yoksa bir anda mı başladı her şey? O kadar çok deneme çekimine girdim ki hatırlamıyorum bile. O proje olsun diye çok uğraştım. Oyunculuk eğitimi aldım, çalıştım.
Kaçıncı deneme çekimimdi hatırlamıyorum, sonunda ‘Çılgın Dershane’yle başladım ve sonra hiç durmadı.
-Oyuncu olmaya ne zaman karar verdiniz? Kendimi bildim bileli oyuncu olmak istiyorum. İlk adım İstanbul’a gelişim oldu. Burada bana yol gösterecek, arkamda duracak insanlarla tanışarak sektöre girmiş oldum. Çok şanslıyım ki çok düzgün insanlarla karşılaştım.
-Oyunculuk garantisi olmayan, devamlılığı hep soru işareti olan bir meslek. Oyuncu olmaya karar verdiğinizde ailenizin tutumu ne oldu? İşin olumsuz yanını hiç düşünmediler ya da bana bunu yansıtmadılar. Onlar hep benim arkamda. Kaç yaşına gelsem de onlar bana hem maddi hem de manevi destek olurlar.
Bana söyledikleri tek şey “Sen hayallerini yaşa ama bir okulun olduğunu unutma” oldu. Ben de hayallerimi gerçekleştirmeye çalışıyorum. Onların arkamda olduğunu bilince adımlarımı daha güçlü atıyorum.
"SENARYODAN ÇOK ETKİLENDİM" -Ablanızla birlikte bir atölye açma hayaliniz varmış. Yakın zamanda sizi moda sektöründe görür müyüz? Olabilir, zaten yazları çok çalıştığım için tatile gidemiyorum. Ablamla farklı bir uğraşımız olsun istiyoruz. Hatta bu aralar konuştuk “Küçük bir atölye açalım.
Birkaç öğrencimiz olur. Çizimlerimizi sergileriz” dedik ama bakalım. Belki bu kış olabilir.
-SHOW TV ekranında izleyicilerle buluşacak olan ‘Aşk Laftan Anlamaz’da da sizi modayla haşır neşir görecek miyiz? Dizide canlandırdığım Hayat hiç öyle giyimine kuşamına dikkat eden, modayı takip eden bir kız değil.
Hatta dolabı da o kadar lüks değil. Şirkette çalıştığı insanların etkisiyle ve çalıştığı yer zaten bir tekstil firması olduğu için dikkat etmesi gerekecek. İşe daha dikkatli gidiyor, topuklu ayakkabısını giyiyor. Giyim tarzını önemsemesi gerektiğini fark ediyor.
-‘Aşk Laftan Anlamaz’ın kadrosuna nasıl dahil oldunuz? Daha önceki işim bittiğinde aklıma koymuştum, “Tatile gideceğim ama gitmeden önce istediğim gibi bir karakter bulup anlaşacağım” demiştim. Bi Yapım’dan senaryo geldiğinde “Ben bunu istiyorum” dedim ve projeye dahil oldum. İmzamı atıp tatile gittim.
-‘Aşk Laftan Anlamaz’da sizi etkileyen şey ne oldu? Senaryoyu okuduktan sonra “Bunu istiyorum” dedim zaten. Hayat bana çok benziyor. O da benim gibi küçük bir yerden çıkıp İstanbul’a geliyor. Ve hayatını kurmaya çalışıyor. Biraz komik, biraz da sakar bir kız. Böyle bir kızı canlandırmak çok keyifli.
"HAYAT'TA ŞEYTAN TÜYÜ VAR" -Dizide canlandırdığınız Hayat nasıl biri? Hayat, Giresun’da doğup büyümüş, orta halli bir ailenin kızı. Ama öyle çok büyük hayalleri yok. Hayatını kurmak ve yapmak istediği şeyler için uğraşıyor. Öncelikle her şeyi kendisi yapmak istiyor.
“Ben buradayım” demeyi seviyor. Yalana dolana asla tahammülü olmayan biri. Ne düşünüyorsa onu pat diye söyleyen, dobra bir kız. Çok inatçı. O Karadenizli yönü var. İnatçılığı insanları bezdiriyor.
-Burak Deniz’in canlandırdığı Murat ile Hayat’ın nasıl bir hikâyesi var peki? Nefretle başlayacaklar. Hani olur ya nefret etmezsin ama bir insan sana uyuz gelir. “Yapma şunu” dersin ama yapması da hoşuna gider. Hayat’ta da şeytan tüyü var. Ama Murat da Hayat’ın burnundan getiriyor. İkisi de ilk defa birbirleri gibi bir insanla tanışıyor. Murat çok disiplinli, Hayat ise statüye önem vermeyen biri.
"FRAGMANINDA BİLE SICAKLIK VAR" -Murat ve Hayat’ın hikâyesindeki en temel nokta, buluştukları temel duygu nedir?
Tutku. Çünkü birbirlerine karşı koyamayacaklar. Hiçbir zaman “Git buradan” diyemeyecekleri bir bağ olacak aralarında. Bu dizideki en temel nokta Murat ve Hayat’ın arasındaki tutku. Fragmanı izleyince bile bir sıcaklık hissediyorsun. Yazın başlıyoruz ve yaz enerjisini taşıyoruz.
-İnsanlar ‘Aşk Laftan Anlamaz’ı neden seyretmeli? Sevgi dolu, çok sıcak ve eğlenceli bir senaryomuz var. ‘Aşk Laftan Anlamaz’ seyredenlerin yüzünde tebessüm bırakacak bir dizi. İnsanların ayaklarını yerden kesecek bir aşk hikâyesi geliyor.
"BURAK'LA İYİ BİR ÇİFT OLACAĞIZ" -Bu tarz romantik komedi projelerinde çift uyumu çok önemlidir. Burak Deniz’in partneriniz olduğunu öğrendiğinizde tepkiniz ne oldu? Burak’ın oyunculuğunu çok beğeniyorum. Projeyi kabul ettiğimde Burak’ı çok düşünmüştüm. Onun o sırada başka bir projesi vardı. Burak’la oynayacağım içime doğmuş, “Olsa ne güzel olur” demiştim.
Sonra bir haber geldi ve görüşmede karşımda Burak vardı. Burak çok enerjik biri, çok konuşkan, etrafına sempati dağıtıyor. Ben de öyleyim ve böyle insanları çok seviyorum. Ben enerjiye çok inanıyorum. Burak’tan da o enerjiyi aldıktan sonra uyum konusunda hiç şüphe duymadım.
-Fragmanlardan sonra hayranlarınızdan nasıl yorumlar aldınız? Hiç olumsuz tepki almadım. Daha ilk görüşmede Burak’la aramızda bir enerji oluşmuştu. Bu da çekimlere yansıdı. Fragmanı görünce izleyici de bunu anladı. İlk gördüğüm andan itibaren biliyordum, Burak’la iyi bir çift olacağız.
"İÇİMDE HEM SEVİMLİ BİR KIZ HEM DE SEKSİ BİR KADIN VAR" -Dizinin adı ‘Aşk Laftan Anlamaz’. Sizce de anlamaz mı yoksa bu tarz konularda temkinli misinizdir? Hayat’ın daha önce hiç erkek arkadaşı olmadığından bu durum onu zorlayacak. Bunu kabul edemiyor. Bazen yatağa yattığında bunu düşünemiyor.
Belki eskiden “Aşk gerçekten var mı?” diyordu. Hayat aşkı çok kolay kabul edemeyecek. Aşk konusunda ben de ne yapacağımı bilemem. Aşkın nereden geldiği belli olmuyor ve aşk laftan anlamıyor.
-Sevimli ve seksi bir kadın olabilmeyi aynı anda başarmanız hayranlarınızın en fazla üzerinde durduğu konu. Siz kendinizi seksi olarak mı yoksa doğal ve sevimli olarak mı tanımlarsınız? İkisi de benim. İçimde sevimli bir kız çocuğu da var seksi bir kadın da.
Doğru yerde, doğru zamanda, olmak istediğim gibiyim. Arkadaşlarımın hepsi benim gibi konuşkan ve güler yüzlü. Onlarla enerjilerimiz yarışıyor. Çevremde hep enerji dolu pozitif insanlar olması beni besliyor.
-Kendinizde en çok eleştirdiğiniz yönünüz nedir? İnsanlara çok çabuk ısınıyorum. Yeni tanıştığım birine, seversem hemen her şeyimi anlatıyorum. Ama zamanla anladım ki bunu yapmamam gerekiyormuş.
Dördüncü projenizde başrol olarak seyirciye “Merhaba” diyorsunuz. Başarınızın temelinde ne var? Şu an başrol olmak bana büyük bir sorumluluk yüklüyor. Buradayım çünkü çok çalıştım. Bu kadar erken beklemiyordum ama hep istedim, kendimi geliştirmeye çalıştım. Hâlâ da çalışıyorum.
-Kariyer planınız nedir? Kendimi sinemada görmek istiyorum. Oyunculuğumu geliştirip ödül almak ve festivallere katılmak isitiyorum. Başarı için kendine inanman gerekiyor. Hepimiz her şeyi yapabiliriz. Bu bir yarışsa başarmak için elimden geleni yaparım.
"ANNEM BENİM DIŞ GÖZÜM" -Hayatta sizi en çok ne etkiler? Gerçekten istediğim bir şeyin olması. Bir şeyi gerçekten istediysem ve olmuşsa, o benim doyum noktamdır.
-Eleştiriye açık biri misiniz? Fragman yayınlandığında nasıl bulduğunu ilk kime sordunuz? Tabii ki anneme ve babama. Annem inanılmaz dobra bir kadındır. Hemen “Hande bunu böyle yapmışsın, orada öyle bakmışsın” diye eleştirmeye başlar.
Annem benim dış gözüm. Çok düzgün ve doğru eleştiri yapar, benim görmediklerimi bana gösterir. Babam da annem de eleştiride bir numaralar.