HALK DİZİLERİ ÇOK CİDDİYE ALMASIN!

Uluslararası film festivallerinden ödülle dönen, Altın Portakal'lı oyuncu Başak Köklükaya, Türk seyircisinin dizi seyrederken gözyaşı dökmesini anlamıyor. Köklükaya, 'Dizileri ciddiye almayın, onlar sadece birer oyun' diyor...;

HALK DİZİLERİ ÇOK CİDDİYE ALMASIN!

Oyunculuk hep sahip olmak istediğiniz bir meslek miydi?

Hayır, ben balerin olacaktım. Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı Bale Bölümü'ndeydim. Ailem bir terslik yaşayacağımı düşünüp benim için endişeleniyordu. Sakınan göze çöp batarmış, Lise 2'de başıma bir sakatlık geldi. Dizimde problem çıktı, ameliyat oldum ve iyileşemedim. Sakatlanınca hayatım değişti. Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Tiyatro Bölümü'nden mezun oldum. Hayatım hep oyunculuk oldu.

GAYRET ÜSTÜ BİR ÇABA

İstanbul'a geldiğiniz ilk yıllarda pek çok meslektaşınızın söylediği gibi siz de maddi anlamda sıkıntılar yaşadınız mı?

Birçok arkadaşıma göre çok rahattım. Aynı zamanda 'Bizimkiler' dizisinde oynuyordum. İlk kamera deneyimimi bu dizide yaşadım. Ustalarla çalıştım. 14 sene devam etti. 6 senesinde vardım. Ali (Atılay Uluışık) ilkokuldaydı o diziye başladığında, üniversiteyi bitirdi hatta evlendi dizi bitene kadar.

Televizyonda uzun ömürlü bir dizi yapmanın olmazsa olmazları var mıdır?

Sokakta, 'Bizimkiler' dizisindeki 'Özge' olarak bana seslenen insanlar oluyor. Yaşayan bir diziydi 'Bizimkiler'... Tamamen hayatın içindendi. Bayramsa bayram, seçimse seçim dizinin senaryosuna dahil ediliyordu. Gündelik hayatla paraleldi. Bu yüzden 14 yıl devam etti. O zaman 35-40 dakikaydı diziler, şimdi 90 dakika...

Kamera önünde çalışanlar da çok zor şartlar da çalışıyorlar ama teknik ekibi de es geçmeyelim. İnsanlar insanüstü bir gayretle çalışıyorlar. Bu da kaliteyi etkiliyor tabi..

Türk insanı sizce dizi karakterlerini fazla ciddiye mi alıyor?

Yolda öyle tuhaf şeylerle karşılaşıyoruz ki dizi izleyicileri bizlerin oynadığı karakterleri gerçek hayatta yaşıyormuşuz gibi izliyor ve onları gerçek sanıyor. 'Yanık Koza'da Hanzade Çelebi'yi oynarken bana soruyorlardı, 'Neden bunu yaptın?' ya da 'Niye Yavuz Bingöl'e o sözü söyledin!' diye...

Bu kadar üzülüp göz yaşı dökmelerine bir anlam veremiyorum. Halkımız kendisini bu kadar çok yıpratmasın! Dizileri çok ciddiye almasınlar. Diziler onlar iyi vakit geçirsin diye yapılıyor sonuçta... Ortada bir senaryo var, biz oyuncular o rollere bürünüyoruz.

KENDİ FİLMİMİ SEYREDEMEM

Dizilerinizi ya da sinema filmlerinizi oturup izler misiniz?

Kendimi izlemeye tahammülüm yok. Çok eleştiririm kendimi.. 'Keşke, şunu şurada şöyle yapsaydım diyorum. Eşim Mehmet beni çok iyi eleştirir. Gözümün yaşına bakmaz. Neyse ki ben kendimi seyrederken beni dizginleyen insanlar yanımda oluyor.

BİR HAFTADA 7 KİLO

Hiçbir film için on kilo verip ya da almanız gerekti mi?

Ferzan Özpetek'in 'Hamam'ında böyle bir şey yaşadım. Bir haftada yedi kilo verdim. Bu film için görüşmeye gittim ve bana kilo verip veremeyeceğimi sordular. İşin kötüsü, o zamanlar o kadar kilolu olduğumun farkında değildim ve bu duruma çok üzülmüştüm. 60 kiloydum. Kemik yapımdan dolayı iri duruyorum. Moralim bozuldu, eve gittim. Ertesi gün gazetede, 'Bir haftada 7 kilo! Mucize diyet!' yazan bir makale gördüm. Hemen uyguladım. 7 kilo verdim. Tekrar görüşmeye gittim, çok etkilendiler ve beni o role seçtiler.

ANNEMİN ÖLDÜĞÜ GÜN SAHNEDEYDİM

Annem pilottu, paraşütle de atlayışlar yapıyordu. Ona özenip pilot olmak istemedim. Böyle bir hayalim de hiç olmadı. 1995 yılında kendisini kaybettik! Annemin öldüğüne inanamadım da... 'Bir Atın Öyküsü' adında bir oyundu, o benim tiyatro sahnesinde ilk oyunumdu. Annemin öldüğü gün, sahneye çıktım. Başka bir meslek yapıyor olsam mümkün değil kaldıramazdım. Ama sahnede insana çok acayip bir güç geliyor. İçim kan ağlıyordu. Ama oyunumu sergiledim.

DEPREM KORKUSUNDAN EVi TAŞIDIM

Gece uykularınızı kaçırtacak kadar etkileyici bir filmde rol aldınız mı hiç?

Kuşkusuz 'Küçük Kıyamet' beni çok etkiledi... Çağan Irmak'ın bir filmi... Gerçek bir hikaye... Depremi anlatıyor. Hiç unutmam, enkaz altında çekilen bir sahnem vardı. O toz, nefes alırken ağzıma burnuma doluyordu, Neredeyse depremi yaşadım.

Sizi, o film ve deprem korkusu nasıl etkiledi?

Evimizi taşıdık. Apartman katından çıkıp, Kemerburgaz'da tek katlı bir eve taşındık.

Hayranlarınız size 'Greta Garbo' lakabını takmış. Onca ödülü ne yaptınız, evinizin hangi köşesine yerleştirdiniz?

Ödülleri çok fazla abartmamak lazım. Ödülleri benim için sadece bir hediye. Onları saklamıyorum. Antika bir dolabın üzerinde duruyor. Fonlarını ve şekillerini çok sevdiğim ödüller var; onlar ön tarafta duruyor.