HALİL ERGÜN YENİ DİZİSİNİ VE PLANLARINI ANLATTI!
‘Gün Akşam Oldu’ dizisiyle seyirci karşısına çıkmaya hazırlanan Halil Ergün,"Türkan Hanım’la bir aşk filminde oynamak isterim. Çünkü o aşık olunacak bir kadın." dedi.
* Halil Bey, sizi bu projeye çeken unsur neydi?
Proje tabii ki... Biraz ben de besledim katkı olarak. Aslında hiç niyetim yoktu, ama istenir olmak var ya... Bir de uzun yıllar bu işe devam edemeyeceğim, son demler bunlar. Özlemişim seti.
* Filiz Akın unsuru...
O işin daha renkli yanı. O bizim için çok değerli bir katkı oldu. Filiz Akın’la oynamak heyecanlı bir şey.
* Senaryonun oluşum aşamasında herkes kendi yaşamından hikayeler anlatmış. Sizin hikayeniz neydi
Ben sadece oyuncu olarak kalmayı sevmiyorum. İşin doğru ve başarılı olması için elimden geleni yapıyorum. Bu hikayenin özünde beni çarpan mesele, hayatımızdaki insanları gerçekten tam olarak tanıyamıyor oluşumuz. Ben İznikliyim, bir taşra çocuğuyum. Annemi, babamı, kardeşlerimi çok iyi tanıdığımı düşünürdüm. Yıllar sonra hayatın bana verdiği deneyimler ve yaşın getirdiği olgunlukla aileme bir daha baktım. Ve onları tam olarak tanıyamadığımı fark ettim.
* Çekimleriniz nasıl geçiyor?
Benim içinde bulunduğum setler kıyak olur. Dostluklarım hep sürer. Bu sette de çok keyifli bir buluşma yaşadık. Diliyorum bu ekrana geçer.
“Reytingi olan bir oyuncuyum”
* Ekranda çok fazla proje var...
Büyük yarış... Herkesin işi iyi olsun. Diliyorum ki hepsinin devamı olsun. Bizimki de kıyametler koparmasın, ama devam eden bir iş olsun.
* Baba rollerinin aktörü olarak anılmak sizi rahatsız ediyormuş, bu doğru mu?
Hayır aslında. Benim yaşımda bir insan ne oynayacak? Ya amca ya da dayı oynar, ama dayılar başrol olmuyor. Ben bir başrol oyuncusuyum. Baba rolü geliyor, yaşımız da buna müsait. Ben hepsine farklı renkler katmaya çalışıyorum. Benim oynadığım diziler reyting olarak başarı kazanıyor. İstenir biriyim.
* Yapımcılar için reytingi olan bir isimsiniz yani.
Valla gerçek bu olduğu için, söyleyebilirim. Ama bir gün ayağınız sürter de reyting alamazsanız, sizi kenara atarlar. Ama kenara atmaları beni çok ilgilendirmez, ben oyunculuğa devam ederim. Televizyon starlığı, beni çok etkileyen bir durum değil zaten. Ben sıradan yaşayan bir sokak çocuğuyum.
* Bu hikayedeki karakterin farkı ne? Eşref Bey nasıl biri?
Sert bir baba değil. Her şeyi olgunlukla karşılıyor. Daha evvel oynadığım babalar da çok değişikti. Ali Rıza Bey, kentte çocuklarını korumaya çalışan bir babaydı. ‘Büyük Yalan’da çok sert, erkek egemen toplumun her türlü izini taşıyan bir babayı oynadım. ‘Baba Evi’, ‘Pembe Patikler’deki babalar da çok başkaydı.
* Siz evlenmeyi, baba olmayı tercih etmediniz...
Çok geniş bir ailem var. Zaman zaman özlemi oldu... Bilemeyiz, yarın da evlenebilirim ama çocuğumun olacağını zannetmiyorum. Yeğenlerim var... Ailemin sorunları yetiyor bana zaten.
* İznik’e mi dönmek istiyorsunuz?
Evet, kasabama çekilmek istiyorum. Bir de yer çekimini hissediyorum artık. Buna karşı içimdeki çocukla didişiyorum. Orada topraklarımız var, doğaya dönmek istiyorum. Ara sıra oynayabilirim filmlerde... Dizi yapmak çok zor bir iş. Sabahı, akşamı belli değil, sonu belli değil.
* ‘Gün Akşam Oluyor’ son dizi projeniz mi?
Son demeyelim...
* Peki, oynamak istediğiniz bir rol kaldı mı?
Ben 70’leri aşan film, 100’lerce bölüm oynamış dizilerde rol aldım. Hepsini keyifle yaptım, çünkü sette bulunmayı seviyorum. Oynamak istediğim roller var... Ressam Fikret Mualla’yı oynamak istiyorum, hikayesi beni çok ilgilendiriyor. Bir de Şeyh Bedrettin’i oynamak istiyorum. Benden başka kimse oynamasın. Benim için çok özel bir bilge ve aynı zamanda inanç adamı.
* Kendi projeleriniz...
Senaryolarım var tabii... Bir tanesinde, kırsal kesimdeki kadınların hikayesini anlatıyorum.
* Birlikte oynamak isteğiniz bir isim var mı?
Türkan Şoray kaldı. Ama Türkan Hanım’la bir aşk filminde oynamak isterim. Çünkü o aşık olunacak bir kadın.