Hadise Haber Türk'ten Bülent İpek'e samimi açıklamalarda bulundu... İşte o röportaj...
Hadise sadece Belçika’dan gelip Eurovision’la hayatımıza giren, dans ederek şarkı söyleyen popüler bir şarkıcı değil. Artık burada doğup büyümüş sanatçılardan daha çok buralı ve insanlara karşı duyarlı. Söylemleri net, açıklamaları samimi. Her konuda çekinmeden söylüyor fikirlerini...
Yazın çıkan ‘Tavsiye’ adlı albümün, ardından turne, televizyon programı ve konserler... Hayatın gerçekten dışarıdan göründüğü gibi yoğun mu?
Evet ama deli gibi oradan oraya uçmuyorum. Kendime zaman ayırabiliyorum. Yazın turneye hazırlanırken dans provalarında sakatlandım. Mecburen turneye kadar yattım. Şimdi yeniden albümün tanıtımına ağırlık verdim.
Son albümünün prodüktörlüğünü neden kendin yaptın? Yapımcılığını ablamla birlikte yaptım. Albüm yapmak çok masraflı. Her şeyi cebinden ödüyorsun. Ayrıca çok kafa yoruyorsun. Albümü bir plak şirketinin yapması daha rahat. Beynen yoruldum ama hayalimdeki işi gerçekleştirmiş oldum.
Bunu 30’umdan önce başardığım için mutluyum. Piyasa artık eskisi gibi değil. Bütçeler çok yüksek değil. Plak şirketleri zor durumda. Sanatçılar çok daha dikkatli davranıp iyi şarkılar seçmeli.
Her şey çok çabuk tüketiliyor. Eskiden sanatçılara büyük paralar ödeniyordu. Piyasa biraz durgun, çok iyi besteler çıkmıyor. Belki de bu yüzden albüm çıkarmak için 3-3.5 yıl bekledim. Hit şarkılar gelmiyordu.
‘Nerdesin Aşkım’ adlı şarkın patlama yaptı ama... Bu durumdan çok memnunum. Dijitalde 1 numara olduk. İlk çıktığı gün iTunes’ta 1’inci olduk. Klibi izlediğim gün annem yanımdaydı. Çok duygulandık, ağladık. Geçtiğimiz haftalarda ‘Prenses’in klibi çıktı. “Fanlarım ne diyor, ne yazıyor?” diye kafayı yedim. Onların tepkisini çok merak ediyorum.
Sosyal medyada hakkında yapılan yorumlar senin için çok mu önemli? Fanlarımın yorumları önemli, benden nefret eden insanların yorumları umurumda değil! Instagram’daki, Twitter’daki yorumlara değil fanlarımın sosyal medya sayfalarına girip oradaki yorumlara bakıyorum.
Telefonumda Instagram ve Twitter uygulaması yok. Yüklemek istediğim şeyi ablama yolluyorum o yüklüyor. 3 yıl önce moralim bozulmasın diye böyle bir karar aldım. 3 yıldır kendi Twitter hesabıma giremiyorum çünkü parolamı bilmiyorum. Bilmek de istemiyorum açıkçası.
Seni kıracak bir şey mi yaşadın sosyal medyada? İnsanlar hakaret dolu sözlerle size yaklaşıyor. Beni çekemeyen insanların yorumlarını niye okuyayım? Bunları ne kadar görmezsem kendimi o kadar koruduğumu düşünüyorum. Instagram’a yüklediğim her şeyin kararını ben versem de yüklemeyi ben yapmıyorum.
Her adımının takip edilmesi “Yeter” dedirtiyor mu sana? Yalan haberler okuyunca “Olayı abartıp devlet meselesi yapmayın” dedirtiyorlar. Zaten sanatçı olarak çok az övülüyorsun.
Albümü kendin yaptın, stil danışmanlığını kız kardeşin, menajerliğini ablan yapıyor. Avrupalı bir Türk’sün ama bu Avrupalı Türk eğitimine biraz ters değil mi? Neden kendini profesyonellere emanet etmiyorsun? Zamanında birçok menajerle çalıştım. İstemediğim olaylar yaşadım. Kendisiyle aynı vizyonda olmayan kişilerle çalışmak sanatçı için en kötü şey. Her şey ekiple başlıyor.
Ablam geçmişte çalıştığım menajerlerle ne kadar zorlandığımı görmüş olacak ki televizyondan sonra benim hayatıma girdi. Herhalde “Hadise’ye sahip çıkmazsam bu kızı yok edecekler” hissine kapıldı. Onun da hayalinde böyle bir şey yoktu ama işini layıkıyla yapıyor. Treni o yönlendiriyor. İyi ki de girdi hayatıma.
‘Sanatçı siyasette ortada durmak zorunda’ Bu ülkede yaşayan bir sanatçı olarak günlük siyasetle ne kadar ilgilisin? Türkiye’nin gündemini takip ediyor musun? Tabii takip ediyorum. Sonuçta burada yaşıyorum, burada çalışıyorum.
Bu ülkenin bir genci olarak önümüzdeki yılları düşünüyorum. Benim için en önemli şey çocuklar. Onların beslenmesi ve eğitimi. Herkes rahatlıkla okusun. Benim devletten istediğim tek şey bu. İyi okullarda masrafsız okusunlar.
Okuyamayan çocuklar beni gerçekten rahatsız ediyor. Ben Belçika’da okudum. Orada fakiri de zengini de aynı okulda okuyabiliyor. Bu, bizim ülkemizde de olsun istiyorum.
Siyaset çok başka tabii. Çok yorum yapmak sanatçı olarak doğru olmayabilir. Tabii ki de kendi fikirlerim var ama ortada durmak zorundayım diye düşünüyorum. Ama ülkemiz güzel güzel ilerliyor diye düşünüyorum.
‘Mutlu olmam için bir erkeğin olması gerekmiyor’ Hakan Baş ile sevgili olduğunuz, ardından da ayrıldığınız yazıldı. Ne oldu? Hakan benim çok sevdiğim yakın arkadaşım. Arkadaş olarak bizi yan yana görebilirsiniz, görmeyebilirsiniz.
Sadece bunu söyleyebilirim. n Aşk, olmazsa olmaz bir duygu mu? O aşk hissi bende eskidendi. Bu hayatta çok mutlu olmam için bir erkeğin olması gerekmiyor. Bunu insan kendi kendine çözebiliyor. Mutluluğuma mutluluk ekleyen bir erkekle aşk ve ilişki yaşamak isterim.
Şu anki mutluluğumdan bir parça bile alacaksa “Hayatıma girme” derim. Karşımdakinin beni yormasını istemem. n Hiç yormayan aşk var mı peki? Bence vardır. Bazen kalp kırılacak, yapacak bir şey yok. O kırılan kalbi düzeltebiliyorsan kazanıyorsun bir ilişkide.
Kafanda bir evlilik yaşı var mı? Kadınlar normalde 30’lu yaşlarında paniğe kapılıyor. Aile kurmak isterim ama o panik hali bende yok. Bunun bir yaşı mı var? 40 yaşında da evlenebilir ve anne olabilirsin.
“Bir kere evleneyim, ömür boyu sürsün” diyenlerden misin? Evet. Bir kere evlenmek isterim. Annemle babam ben 11 yaşındayken ayrıldı. Herkes onları boşanmamaları için ikna etmeye çalışıyordu ama annem çok kararlıydı.
Babamla ayrıldığı dönemde çalışmıyordu. Baskılara rağmen kararının arkasında dimdik durdu.
Benim için büyük bir örnek oldu. Belki de bu yüzden ne istediğimi biliyor, kararlarımın arkasında durabiliyorum. Onların ayrılması bende evliliğe yönelik bir travma yaratmadı.
‘Yokluk nedir iyi bilirim’ Maddi sıkıntılar da yaşadınız mı? Evet. Küçük yaşta çalışmaya başladım. Okula gidiyor ve her hafta sonu bir elbise mağazasında çalışıp harçlığımı çıkarıyordum.
Yokluk nedir çok iyi bilirim. Küçükken istediğim ayakkabıyı hiç alamadım. “İleride para kazanınca istediğim ayakkabıyı alacağım ve onları hiç atmayacağım” diyordum.
Atmadım da. Yavaş yavaş aşağıdan yukarı çıkmak güzel bir şey. Direkt yukarıdan başlasaydım her şeyin değerini bu kadar anlamaz, belki bu kadar çalışmazdım.