Hepimizin Perihan Abla’sı ile Şakir Abi’si, yıllar sonra ilk defa birlikte röportaj verdiler. Hem de Perihan Abla dizisinin çekildiği Kuzguncuk’ta, o sokakta... Ve günümüz dizilerini birlikte yorumladılar!
-Sizi yanyana görüntülemen için neden 21 yıl beklememiz gerekti?
Perran Kutman: Daha önce de bizimle birlikte röportaj yapma talepleri oldu, ancak zamanı ayarlayamadık.
Şevket Altuğ: Zaman sorunu dışında bir nedeni yok. Biz zaten görüşüyoruz.
- Sizi ekranda doya doya izleyemiyoruz...
Ş.A- İkimiz de çok ortalarda görünmek istemiyoruz. Bu saatten sonra karizmayı çizdiremeyiz. “Evet” dersek tüm programlarda görürsünüz. Ama ne gerek var?
P.K- Bu hayatı tercih ettik.
- Biriniz yılın büyük kısmını ABD’de, diğeriniz Bodrum’da geçiriyor. Neler yapıyorsunuz orada?
P.K- 14 yıl önce ABD’de Miami’de ev almıştık, kışı orada geçiriyorum. Adaları geziyorum, arkadaşlarım ve yeğenlerimle vakit geçiriyorum.
Ş.A- Bodrum’da ve Datça’da geçiriyorum vaktimi. Yunan adalarını geziyorum. Kara ve denizyoluyla gidilen her yere gidiyorum. Ama havalimanında uğurlama ve karşılama konusunda
ihtisasım var.
- Uçak korkusu hep var mıydı sizde?
Ş.A- Hayır. Eskiden, uçakta rahmetli Kamuran Usluer’i korkuturdum, “Düşüyoruz” diye. Sonra kendiliğinden bir korku geldi.
- Televizyon izleyebiliyor musunuz, takip ettiğiniz programlar var mı?
Ş.A - Yapılan işleri genellikle çok acemice buluyorum. Hep birbirine benzeyen delikanlılar, hanım kızlar; konular ve formatlar... Acun Ilıcalı iyi bir iş yapıyor, peşinden benzerleri çıkıyor. Kanal 1’deki Kelime Oyunu’nu seviyorum, her gün seyredip kendime not veriyorum.
P.K - Hanımın Çiftliği ve Kapalıçarşı güzel. Kelime bulmacası deyince; rahmetli Savaş Dinçel’in çok komik bir hikayesi var: Çekim arasında otururken, masada yarım kalmış bir bulmaca görüyor.
Soruda “11 ayın sultanı” yazıyor ama cevap sığmamış: “TÜRKANŞO”
PERRAN VARSA YARIN SETTEYİM
- Oyunculuğu özlemiyor musunuz?
P.K - Hayat Bilgisi’nden sonra gelen projeleri içime sindiremedim. ‘Annem’ dizisi için teklif gelmişti ama reddettim. Daha genç birinin oynaması gerekiyordu. Lisede kızı olan kadını da ben oynamayayım değil mi?
Ş.A- Yurtdışında çekilecek bir filmde başrol teklif ettiler ama uçağa binemediğim için kabul etmedim! Annem dizisi bana da gelmişti. Özlüyoruz, ama biz iyi işler yaptık.
- Peki Perihan Abla günlerini özlüyor musunuz?
P.K- Benim hayatımın en mutlu günleridir. Şevket’le oynamak muhteşemdir.
Ş.A- Perran Kutman’la karşılıklı oynamak ayrıcalıktır. Özlüyoruz tabii...
- Birlikte hangi koşullarda yeniden kamera karşısına geçersiniz?
Ş.A- Birlikte oynadığımız dönemi anımsatmaması, zeka pırıltısı taşıması, yepyeni bir şey olması lazım. Aklımıza yatan bir iş olursa, Perran’ın P’sini duyduğum an setteyim.
P.K- Zannediliyor ki Şevket’e ayrı, bana ayrı, Şener Şen’e ayrı teklif götürülür. Halbuki bizler zamanında iyi takımların parçalarıydık. Neden birarada oynamayalım?
- Neden aklınızdakileri bir senarist ya da yapımcıya anlatmıyorsunuz?
Ş.A- Bir defa yaptım. Süper Baba’dan önce beş yıl, teklifleri kabul etmedim ve sonunda Yavuz Turgul’la konuştum. Aklımdakini anlattım ve o da Süper Baba’yı yazdı.
P.K- Öyle bir yeteneğimiz olsa oturup yazardık.
İlker Aksum ve Özgü Namal çok iyi
- Bugünkü diziler ahlaki yönden tartışılıyor. Bu diziler 1980’lerde çekilseydi neler olurdu?
Ş.A- Aşağıdakiler Yukarıdakiler gibi işler eskiden de vardı. Onların yerli versiyonu yapılıyor şimdi. Yasakçı zihniyete sahip değilim ama o işlerin içinde olmazdım.
P.K- Ben de yasakçı zihniyete sahip değilim, ama ben de istemezdim. Toplum gittikçe bozuluyor, bazı değerleri anlatmamız gerekiyor.
- Başarılı işler ve oyuncular arada kaynıyor sanki...
Ş.A- Yıllar evvel çok yetenekli genç bir oyuncuya “Kendini koru” dedim. Hakikaten kendini muhafaza etti. İlker Aksum’du o genç. Şebnem Bozoklu’yu da çok beğeniyorum.
P.K- İlker ve Şebnem çok başarılı. Bir de Özgü Namal var.
CANIM AİLEM DEVAMINI GETİREMEDİ
- Perihan Abla’ya yakın bir dizi çekilebildi mi sizce?
P.K- O tatta başlayıp devamını getirebilen olmadı. Canım Ailem öyle başlamıştı ama sonra duyduğum kadarıyla takip edilemez hale geldi.
Ş.A- O tada yaklaşanlar var ama senaryonun daha cevval olması lazım. İnandırıcılıktan uzaklaşıyorlar.
- Perihan ile Şakir de kavuşamıyordu ama bundan kimse sıkılmıyordu. Bunun sırrı nedir?
Ş.A- Kavuşamamanın sıkıcı hale gelmemesi için senaryo grubunun virtüöz olması lazım.
P.K- Bizim de çok sıkıştığımız zamanlar oluyordu. Süremiz 45 dakikaydı, en büyük avantajlardan biri buydu. Kandemir Konduk ve Umur Bugay’ın Türk toplumunu çok iyi tanıması da etkiliydi.
- Birinizi anne olarak, birinizi de Süper Baba olarak çok benimsedi toplum. Neden Aşkı-ı Memnu’daki Adnan Bey hepimizin babası ya da Yaprak Dökümü’ndeki Hayriye Hanım hepimizin annesi olamıyor?
Ş.A- Bizim oynadığımız karakterler ideal anne ve babaya yakın tiplerdi, o yüzdendir belki.
P.K- Gözler her zaman o kadar doğruyu söylüyor ki... Sen her zaman öyle şefkatle oynadın ki... Kendimiz o sevgiye sahip olduğumuzda bu karşı tarafa geçiyor.