‘Güneşin Kızları’ dizisinde Sevilay’ı canlandıran Funda İlhan, “Kendimin ve karakterimin duygularını birbirine karıştırmıyorum. İkisini ayrı tutmayı başararak rehabilite oluyorum” dedi İşte o röportaj...
-Oyunculuk, hayatınıza nasıl girdi? Küçükken balerin olmak istiyordum. Sonra gazeteci olmaya karar verdim. Tiyatroyla tanışıklığım lisedeyken bir müsamerede, ‘Ah Şu Gençler’ Oyununda oldu. ‘Sahne tozu’ derler ya, doğru olabilir büyülenme ve aşk yaşadım...
Tek tecrübem vardı, destek almadım. Büyük bir aşkla sınava girdim ve birincilikle kazandım. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Ana Sanat Dalı Oyunculuk Bölümü mezunuyum.
-Televizyonla tanışmanız nasıl oldu? İlk deneyimimi TRT’de yayınlanan ‘Yalancı’ dizisinde gerçekleştirdim. Sonrası tiyatroyla dolu geçti. Tiyatro aşkıyla yanıp tutuştum. Kocaeli Şehir Tiyatroları’nda sanatçıyım.
İlk tanındığım dizi, ‘Mühürlü Güller’ oldu. Ondan sonra birçok projeyle seyirci karşısına çıktım. Ekran da tiyatro da büyüleyici... İkisini de dengede tutmaya çalışıyorum.
-Sizin için en özel rol hangisiydi? ‘Kadın Oyunları’ diye tek kişilik bir oyun oynamıştım. Bu macera beni birçok yere taşıdı. Aslında seçemiyorum. Oynadığım karakterler, her oyuncunun oynamak isteyeceği özelliklere sahipti. Hepsi güzel yolculuklardı.
-‘Güneşin Kızları’nda canlandırdığınız Sevilay nasıl bir karakter? Aşkında sınır tanımayan, almak istediği şey konusunda hırslı bir karakter. Bir taraftan tehlikeli, diğer taraftan kırgın. Hayatta, boyundan büyük hedefler seçmiş ve acılar çekmiş. Dayak yemiş, aşağılanmış fakat hırslanarak ayakta durmaya çalışmış.
-Sevilay’la benzer yönleriniz var mı? Onun kadar hırslı mısınız? Sevilay’ın hırsı korkutucu... Günlük hayatımızda karşılaşabileceğimiz tarafları var. Oynarken o dengeyi kurmaya çalışıyorum.
Hırs konusunda benzemiyorum ama azimliyimdir. Bir şeye karar verdiğimde, sonuna kadar giderim. Sevilay’la benzer yanlarımız yok.
-Setler yorucu mu? Güzel şeyler hep yorucu galiba... Sette beklerken eğlenmeyi seçiyorum. Enerjimi düşürmemeye çalışıyorum. ‘Güneşin Kızları’nda ilişkiler çok güzel. Teknik ekip ve oyuncu arkadaşlarla zaman güzel geçiyor.
-Şiddet gören bir kadını canlandırıyorsunuz... Destek aldınız mı? Destek almadım. Tekniklerim yıllar içinde gelişti. Tecrübelerim rolü o şekilde oynamama katkıda bulundu. İnandırıcı olmaya çok dikkat ediyorum. Kendimi ve karakterimin duygularını birbirine karıştırmıyorum. İkisini ayrı tutmayı başararak rehabilite oluyorum.
-Kadına şiddet ve o ortamda büyüyen çocuklar hakkında ne düşünüyorsunuz? Şiddete şiddetle karşıyım... Sadece fiziksel olmak zorunda değil, psikolojik şiddet de var. Günlük hayatımızda, sokakta, ailemizde ve dostluklarımızda dahi doğal bulduğumuz bir şeye dönüştü. Zarafeti, birbirimize olan saygıyı kaybediyoruz.
Zarafet ve saygıyı hatırlarsak, şiddetten uzak durabileceğimizi düşünüyorum. Dizideki örnekte ego problemleri var. Haluk’un babasından kaynaklanan travmaları mevcut. Şiddete maruz kaldığı için, şiddetle yanıt vererek aynısını Ali’ye uyguluyor. Kökteki travmalar çözülmediği sürece, şiddeti birbirimize pas ediyoruz.
-Yeni projeler var mı? Şu anda yok. Dizi çok zamanımı alıyor.
-Eleştiriler oluyor mu? Başlarda Sevilay’la ilgili olumsuz şeyler oluyordu. Şimdi karakterin, iyi yansıtıldığını duydukça mutlu oluyorum.
-Sosyal medyayla aranız nasıl? Instagram hoşuma gidiyor. Facebook adresim var. Twitter’la ilişkim zayıf ama geliştireceğim, azimliyim...
- Boş zamanlarınızda neler yapıyorsunuz? Şu an piyona öğrenmeye çalışıyorum. Düzenli olarak yüzüyorum. Zaman zaman pilates yapıyorum.Kitap ve dergi okumayı çok seviyorum. Bir de arkadaşlarla buluşup, Türk kahvesi falı baktırıyoruz.
- Beşiktaş kongre üyesiymişsiniz... Beşiktaş babamdan bana kalan bir takım. Çok seviyorum. Kongre üyesiyim, gururlanıyorum... Röportaj: ECEM KIRIM - Milliyet