Kanal D’nin yeni dizisi “Güneşi Beklerken”, ilk iki bölümüyle geniş bir izleyici kitlesine ulaştı. En yakın arkadaşı Jale’nin yaptığı bir hata yüzünden tüm hayatı değişen Demet’in öyküsü, seyirciyi ekrana bağladı. Hikâyenin devamında neler olacağını, bu iki karakteri canlandıran Ebru Aykaç ve Deniz Türker’e sorduk.
* Dizi teklifi size nasıl geldi? - Ajansım aracılığıyla.
* “Evet” demenizdeki en önemli etken neydi? - Açıkçası “Güneşi Beklerken”in senaryosunu okuduğumda çok şaşırdım. Demet’le o kadar çok ortak yönümüz var ki... Demet’in ergenlik çağında bir kızı var mesela. Benim de 17 yaşında Almila adında bir kızım var. Onlar Bursa’nın Gölyazı adlı ufak bir kasabasından İstanbul’a geliyorlar.
Biz de yazlarımızın çoğunu Foça’da geçirirdik. Demet, eşi olmadan kızını büyütmeye çalışıyor. Ben de eşimden boşandım ve o uzakta. Benim için çok tanıdık bir karakter ve hikâye yani. Benzer mücadeleler veriyoruz diyebilirim. O nedenle senaryoyu okuduğumda çok etkilendim.
* Demet nasıl biri? - Çok güçlü bir kadın. İçindeki fırtınaları dışına yansıtmadan, öfkesinin üzerini örterek hayat mücadelesine devam etmiş. Bunu başarmak çok zor gerçekten. Atlattığı olaylar kolay şeyler değil ama o bir şekilde ayakta kalıp kızını büyütmeyi başarmış.
* Sette ortam nasıl? Çekimler nasıl gidiyor? - Çok keyifli bir set. Kızım Almila da sete geliyor bazen, “Anne ne güzel, ne sıcak bir setiniz var” diyor. Herkes çok iyi ve uyumlu. Setimizin bambaşka bir enerjisi var. Ve bu hepimize yansıyor. Daha ilk günden yıllardır birlikte çalışıyormuş gibi hissederek başladık çekimlere.
* Emre Kınay’ın oynadığı Cihan, Demet’in ilk aşkı. Yıllar sonra bu aşk yeniden alevlenecek mi? - Bunu izleyip öğreneceğiz.
* Peki Jale’nin bu durumla nasıl bir bağlantısı olacak? - Jale vicdanını temizlemeye çalışıyor. Yıllar önce bir gençlik hatası yapmış ve şimdi bunu telafi etmeye, günahlarından arınmaya çalışıyor. Sonuçlarını göreceğiz.
* En yakın dostunuz sevdiğinizle aranıza girseydi ve bunu öğrenseydiniz siz ne yapardınız? - Çok basit; o kişi bir daha dostum olamazdı benim...
* Emre Kınay nasıl bir partner? - Kendisiyle daha önce çalışmamıştık. İlk kez bu projede çalışıyoruz. Çok keyifli, eğlenceli, samimi ve sıcak biri. Onunla karşılıklı oynamak da kolay o nedenle.
* Diziye nasıl dahil oldunuz? - Icon Casting’de Jale için yapılan seçmelere katıldım. Eve geldikten bir saat sonra beni seçtikleri haberini aldım.
* Jale nasıl biri? - İyi eğitim görmüş, başarılı bir okul müdürü Jale. 18 yaşındayken bir hata yapmış. Demet’le kızı Zeynep’in hayatını etkileyen büyük bir hata bu. Şimdi bu hatayı düzeltmenin yollarını arıyor.
* Sizce bu mümkün mü? - Tabii ki. Evet, yaptığı büyük bir hata. Jale yüzünden Demet ve Zeynep çok zor yıllar yaşamışlar. Ama Jale bu hatayı telafi edebilecek güçte bir kadın.
* Kerem Bursin’in oynadığı Kerem karakteriyle Jale arasında büyük bir çekişme var. Jale, Kerem’i yola getirebilecek mi? - Kerem’in Jale’yle kişisel hiçbir sorunu yok. Jale, ailesinin dikkatini çekmek için sadece bir araç. Çünkü Kerem biliyor ki okulda çıkardığı herhangi bir olay, Jale aracılığıyla ailesine iletilecek. Jale de Kerem’in bütün hırçınlığının ailesine ulaşabilmek olduğunu biliyor. Ama şimdilik onu yola getirebileceğini sanmıyorum.
* Jale tedavi olmayı reddediyor. Neden? - Ameliyat masasında kalma riski var. Hatasını düzeltmeden ölmekten korkuyor.
* Etraftan rolünüz ve diziyle ilgili nasıl tepkiler alıyorsunuz? - Çok olumlu. Dizinin yayınlandığı gün telefonları korkarak açtım ama herkesten güzel şeyler duydum. Reytinglerimiz de iyi gelince, hepimiz derin bir oh çektik.
* Çok genç bir kadroyla çalışıyorsunuz. Sette ortam nasıl? - Bunu onlara da söyledim; o kadar özel gençler ki, umarım hayat onlara çok iyi davranır, mesleki olarak hep hak ettikleri yerlerde olurlar. İnanılmaz huzurlu bir setimiz var. Bizim setimize gelirseniz, sadece işini en iyi şekilde yapmaya çalışan insanlar görür, çekim aralarında da içten kahkahalar duyarsınız.