Ocak ayında düzenlenen uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınan güzel oyuncu Gizem Karaca, yaşadıklarıyla ilgili ilk kez konuştu.
Miss Turkey 2011'de ikinci olduktan sonra 'Eve Düşen Yıldırım' ve 'Emir'in Yolu' dizilerinde rol alan Gizem Karaca için her şey geçen ocak ayında bir anda değişti.
Karaca adının aşk dedikodularına karıştığı rol arkadaşı Çağatay Ulusoy'la birlikte narkotik polisinin düzenlediği bir operasyonda gözaltına alındı. Serbest bırakıldıktan sonra ailesi tarafından Amerika'ya gönderilen güzel oyuncu zor günleri atlattı ve Türkiye'ye döndü.
Pazartesi akşamı yeni dizisi 'Benim Hala Umudum Var'la ekrana gelmeye hazırlanan Gizem Karaca, "Bugüne kadar ki en büyük hatanız ve en büyük pişmanlığınız nedir?" Sorusuna şöyle cevap verdi:
"Her işte bir hayır vardır diye düşünürüm hep. Kötü bir olay yaşarsam, bundan ders alıp bir daha ki adımımı daha dikkatli atmaya çalışırım. Bugüne dek hiçbir şey için pişman olmadım. Her hatamdan ders almaya baktım..."
- 'Benim Hala Umudum Var'la başlayalım. Dizinin hikayesinden bahseder misiniz biraz, izleyicileri nasıl bir öykü bekliyor? Klasik Külkedisi masalının modernize edilmiş ve bol sürprizli hali diyebiliriz aslında. Güzel bir hikaye bekliyor izleyicileri. Aynı zamanda onları sık sık ters köşeye yatırıp şaşırtacağız.
- Umut'un bugüne kadar canlandırdığınız karakterlerden farkı ne? Umut, çok dobra bir karakter. Genç olmasının yanı sıra hayatın gerçeklerinin ve sorumluluklarının da farkında olan bir kız.
- Rolünüze nasıl hazırlandınız? İlk dizimden beri oyunculuk dersleri alıyorum. Amerika'ya gittiğimde de New York Film Academy'de kurslara katıldım. Kamera önü kadar arkasını da öğrenmeye çalışıyorum. İşin bütününü öğrenmenin büyük getirisi olduğuna inanıyorum.
- Sizce seyirci 'Benim Hala Umudum Var'ı neden izlemeli? Söylediğim gibi izleyiciyi sık sık şaşırtacağız. Ayrıca hikâyeye bolca yorumumuzu da kattık. Dolayısıyla klasik bir hikâyeyi hem başka bir formatta izleme hem de bizim yorumumuzu görme şansına erişebilirler.
- Oyuncular genelde yaz dizilerine pek sıcak bakmazlar. Sizin bu anlamda bir çekinceniz oldu mu? Hayır, olmadı. Yapım şirketime de senaryoya da güvenim tam.
- Yoğun bir tempoya girdiniz. Yazı çalışarak mı geçireceksiniz, yoksa tatil yapma fırsatınız olacak mı? Amerika'da tatilimi yaptım. Bu yaz bol bol çalışmayı planlıyorum.
- Bir ara adınız Çağatay Ulusoy'la anılıyordu. Bu dedikodulardan yola çıkarak sormak istiyorum; set aşklarına nasıl bakıyorsunuz? Uzun süre bir arada vakit geçirince olabiliyor sanırım böyle şeyler. Ama benim açımdan durum farklı. Ben ailemden çok ekip arkadaşlarımla bir arada olduğum için, bir yerden sonra onları ailem gibi görmeye başlıyorum.
- Çağatay Ulusoy'la gerçekten aşk yaşadınız mı peki? Sadece beraber bir iş yaptık, Çağatay benim rol arkadaşımdı o kadar. - Kendisiyle görüşmeye devam ediyor musunuz? Uzun zamandır görüşemedik, çünkü yurt dışındaydım. Gelir gelmez de çalışmaya başladım. Öyle bir fırsat olmadı.
- Aşk uğruna kariyerinizden vazgeçer misiniz? Neden vazgeçeyim ki? Aşık olacağım kişi zaten benden işimden vazgeçmemi isteyecek bir adam olamaz.
- Şimdiye kadarki en büyük hatanız ve en büyük pişmanlığınız nedir? Her işte bir hayır vardır diye düşünürüm hep. Kötü bir olay yaşarsam, bundan ders alıp bir daha ki adımımı daha dikkatli atmaya çalışırım. Bugüne dek hiçbir şey için pişman olmadım. Her hatamdan ders almaya baktım.
- Bugüne kadar yaptığınız en büyük çılgınlığı da sorayım... Oyunculuk yapıyorum, yeterince çılgın değil mi? (Gülüyor) - Oyunculuğunuzu geliştirmek için ne yapıyorsunuz? Az önce de bahsettim; uzun zaman dersler aldım, sonrasında da New York Film Academy'ye giderek kamera önü ve arkası için eğitim aldım.
- 10 yıl sonra kendinizi nerede, nasıl hayal ediyorsunuz? Mesela güzel bir film çekmiş ve onun gala heyecanını yaşıyor olabilirim. - "Asla oynamam" dediğiniz bir rol var mı ya da kurallarınız? Kurallarım yok. "Şunu oynamam, bunu yapmam" gibi cümleler de kurmam. Ama aslında bugüne kadar karşıma beni düşündürecek bir teklif de çıkmadı...
- Birlikte kamera karşısına geçmek istediğiniz isimler vardır mutlaka... Tabii ki. Çetin Tekindor, Ali Erkazan ve Nergis Çorakçı'yla aynı projede olmayı çok isterim. - Kariyer planlamanızda kendinize örnek aldığınız biri var mı? Ben sadece annem ve babamı örnek alıyorum.
- Meryem Uzerli'nin "Muhteşem Yüzyıl"dan ayrılmasıyla gündeme gelen tükenmişlik sendromuyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Gerçekten set koşulları o kadar ağır mı? Ben yaşamadım ve yaşamadığım bir şey için konuşmam çok doğru olmaz. Ama set koşullarının zaman zaman çok ağır ve yorucu olduğu da bir gerçek.
- Takip ettiğiniz bir dizi var mı? Bunun için fazla vaktim olmuyor ama tabii ki işim bu olduğu için dizileri incelediğim oluyor. Bir de tam bir "Game of Thrones" hayranı olduğumu söylemeliyim. - Son dönemin en popüler yarışması "Survivor". Teklif gelse katılır mısınız? Çok zor bir yarışma ama çok zevkli olabilirdi.
- Sesinizin güzel olduğu söyleniyor. Şarkı söylüyor musunuz, ileride bununla ilgili projeleriniz olur mu? Hayır, yok. Sesimi sadece mesleğimde kullanmaya çalışıyorum. Sesimle ilgili hiçbir projem de yok.
- İsminiz gibi gizemli misiniz? Pek değil, daha net biriyim. - Şanslı mısınız peki? Birazcık. (Gülüyor)
- Erken bir soru belki ama evliliğe ve çocuk sahibi olmaya nasıl bakıyorsunuz? Sıcak bakıyorum. Ama zamanı gelince tabii. Henüz bu planlar için çok erken. - Yemek yapmayı biliyor musunuz? Biliyorum, çok da seviyorum yemek yapmayı. Vaktim oldukça mutfağa giriyorum.
- Takıntılarınız var mı? Her insan kadar var. - Tırnaklarınızı yediğiniz ve takma tırnak kullandığınız doğru mu? Evet, tırnaklarımla biraz problem yaşıyoruz. (Gülüyor)
- Şöhret sizin için ne ifade ediyor, hayatınızda neleri değiştirdi? Büyük bir değişiklik olmadı aslında. Sadece artık sokakta tanınıyorum. Garip bir duygu...
- Garip derken; memnun değil misiniz şöhret olmaktan? Hayır, memnunum. İnsanların sizi tanıması, sevmesi, takip etmesi çok güzel. Onların ilgisini görünce başarılı olduğumu hissediyorum.
- Babanızla ilişkiniz nasıl, sizi takip etmek için arabanıza çip taktırdığı doğru mu? Babamla ilişkim çok iyi. Evet, arabamda çip var. (Gülüyor) Hatta hızlı gidersem arayıp "Yavaşla" diyor. (Gülüyor) Beni merak ediyor, bundan daha güzel bir şey olamaz.
- Güzelliği tescilli biri olarak; kendinizi beğenmediğiniz anlar oluyor mu? Kendiyle barışık biriyim. Tabii ki her genç kız gibi benim de ara sıra kendimi beğenmediğim oluyor ama genellikle kendimle ilgili bir sorunum yok. Elim ayağım tuttuğu için şükrediyorum.
- İnternette sizin için "Fazla güzel" yorumu yapanlar olmuş, güzel olmaktan sıkıldığınız oluyor mu hiç? İnanılmaz güzellikte olduğumu düşünmüyorum. Herkes özeldir ve farklı yönde güzellikleri vardır.
- Estetik yaptırmaya nasıl bakıyorsunuz, düşünüyor musunuz ileride? Çok gerekli bir durum varsa tabii ki yapılabilir. Ama daha gencim ve şu an için öyle bir düşüncem yok.
- Gündelik hayatınızda nasıl giyinmeyi tercih ediyorsunuz, asla vazgeçemediğiniz aksesuarlar ya da giysiler var mı? Rahat kıyafetleri tercih ederim, neredeyse hiç topuklu giymem. Şort, sevdiğim giysilerin başında gelir. Yüzük ve bilekliklerim de vazgeçemediklerim arasında.
Modern külkedisi hikayesi! Gizem Karaca'nın Berk Oktay ve Şükrü Özyıldız'la kamera karşısına geçtiği "Benim Hala Umudum Var"da; İstanbul'un gösterişsiz semtlerinden birinde, annesi, kız kardeşi, üvey babası ve üvey babasının çocuklarıyla birlikte yaşayan 23 yaşındaki Umut'un (Gizem Karaca) hikayesi konu ediliyor. HT MAGAZİN / MUSTAFA DOĞAN / ÖZEL RÖPORTAJ