Funda Arar, geçtiğimiz temmuz ayında anne oldu. Hamileliğinin son ayına kadar çalışan şarkıcı, oğlu Aras’ı dünyaya getirdikten bir ay sonra da soluğu sahnede aldı. Arar’la annelik heyecanını ve Aras’ı konuştuk.
* Öncelikle gözünüz aydın, oğlunuz Aras dünyaya geldi. “Annelikten öncesi ve sonrası” diye bir ayrım gerçekten de var mıymış? - Bir kere çok güzel bir duygu. İçine sokasın geliyor çocuğunu. Hamileyken o kadar anlayamıyor insan. Evet, annelik hormonları salgılanıyor, o ruh haline giriyorsun ama doğumdan sonra başka türlü bir şey oluyor. O varlığı kucağına almak, elinle hissetmek bambaşka bir şey.
* Kucağınıza ilk verdiklerinde ne hissettiniz, nasıldı o duygu? - Ağladım. Sezaryenle doğum yaptım. Febyo da (Taşel) girdi doğuma. Sonrasında kucağıma aldığımda çok duygulandım. Sonuçta dokuz ay beklemişim, içimde hissetmişim onu, hareketlerini... O duyguları yaşamak çok güzel bir kadın için. * Planlı, programlı bir bebek miydi Aras? - Yok, yok, hiç öyle plan yoktu.
* Tamamen kaza kurşunuydu yani? - Kaza da değildi aslında. Dokuz sene olmuştu, zamanı gelmişti artık. Aileler de “Torun” diyordu. Ben de artık kendimi hazır hissediyordum... * Rahat geçti mi hamilelik? - Çok rahat geçti hem de. Ne mide bulantısı oldu, ne baş dönmesi. 7’nci aya kadar spor yaptım hocayla birlikte. Boyun fıtığım olduğu için son üç ay biraz sırt, omuz ağrım oldu sadece.
* Korkuyor muydunuz doğumdan? - Evet ama çevremdekiler rahatlattı beni. Doktorum da çok iyiydi. Doğum sonrası biraz sıkıntılar oluyor elbette, ona da artık katlanıyorsunuz. Bana; “Nasıl cesaret ettin epidurale?” diye sordular hep.
Öyle düşünenler için söyleyeyim; hiç anlamıyorsun. Epidural, normal doğum gibi oluyor. Doğar doğmaz hemen kucağına veriyorlar bebeği. O sırada benim karnım dikiliyordu, düşünün. Hemen emzirmeye başladım...
* Hamileliğinizde de çalışmaya devam ettiniz değil mi? - Aslında hamileyken normalden daha fazla enerjin oluyor. Bir de hastalık değil ki bu, her işini yapabiliyorsun. Devlet dairesinde çalışan kadın da işine gidiyor, geliyor. Bir de sorumluluklarım var. Sadece ben değilim. Benimle birlikte çalışan kocaman bir ekip var. O kadar rahat hissedemedim kendimi. “Ben dört-beş aya kadar çalışırım, ondan sonra evimde otururum” deme lüksünü bulamadım kendimde.
* Ne zamana kadar çalıştınız? - Son bir aya kadar. Çok da sevimli oluyor o dönemde dikilen kostümler. * O elbiseler hatıra olarak mı kalacak? - Revize ettireceğim hepsini. Yazık günah! Onlar daraltılır, yeniden giyilir.
* Yoğun bir iş hayatından sonra şimdi bebek nedeniyle evde olmak nasıl bir his? - “Öncesi, sonrası” dedin ya, bebekten sonra özgürlüğün kısıtlanıyor ister istemez. Bana muhtaç ve bağımlı biri var sonuçta. Bir de birkaç saat bir yere çıkıyorsun, burnunda tütüyor.
* Bu dünyada insanın kendinden fazla sevdiği tek varlık evlat herhalde değil mi? - Evet, kesinlikle kendinden fazla seviyorsun ve düşünüyorsun. Aslında şöyle bir güzelliği var; her şeye daha fazla sarılıyorsun; işine, gücüne. Çünkü ona bir gelecek vermek zorundasın.
* Hayaller kuruyor musunuz şimdiden onun geleceğiyle ilgili? - Kurmaz mıyım! Sürekli düşünüyorum; acaba o da müzisyen olur mu? Müzisyen olursa yurtdışına gönderirim. Şöyle şöyle okullar var diye. Bir mesleği olsun, kendi ayakları üzerinde dursun istiyorum. Çocuk büyütmek; mermerde çiçek yetiştirmek gibi bir şey. Her dünyaya gelen büyüyor ama yetiştirmek bambaşka bir şey. İnşallah terbiyeli, işi gücü olan bir evlat olur.
* Hamilelikte normalde ağlamayacağınız şeylere ağlayacak kadar duygusallaştınız mı? - Ben lohusalığımı bile anlamadım. Hamile olduğumu da unutuyordum. Aşerme de olmadı bende. Aynanın karşısına geçip kendimi gördüğümde “Aaa, ben hamileyim!” diyordum. * Kaç kilo aldınız? - 9-10 kilo kadar. Zaten doğumla hepsi gitti.
* Doğumdan ne kadar süre sonra konsere çıktınız? - Bir ay sonra. 40’ım bile çıkamadı. * Önümüzdeki günlerde konserleriniz var mı, müzik çalışmalarınız ne durumda? - Bu ay içinde bir konserim var. Bir de yeni albüm hazırlıyoruz.
* Kız ya da erkek hayaliniz var mıydı bebeğinizin cinsiyeti belli olmadan önce? - Erkek olacağı hissi vardı bende. Öğrenmeye gittiğim zaman da “Bu erkek galiba” diye içimden geçirdim.
* Karakteri nasıl görünüyor? - Belli ki sabırsız olacak. Babasına çekti galiba. (Gülüyor) Her şeyin anında olmasını istiyor. “Me” yaptı mı ağzına tıkayacaksın sütü! Emziriyorum, olay bitiyor ya, bu kez ağlamaya başlıyor. “Şimdi beni kaldır, birazcık pışpışla, gazımı çıkar, gezdir” diyor.