'FİLM ÇEKERSEK OLAY OLUR!'
10'uncu albümü 'Herkes Dinlesin'de hayat arkadaşı Faik Öztürk'le bir düet yapan Safiye Soyman, 'Sırada sinema filmi var ama senaryoyu bize bıraksınlar' diyor. Neden bu kadar sevildikleri sorusunu da şöyle açıklıyor: Bizde senaryo yok, özümüz neyse sözümüz de o!..
Tam 22 yıllık sanat hayatının 10'uncu albümüne imza atan ünlü sanatçı Safiye Soyman, şarkılarıyla olduğu kadar iki yıldır Faik Öztürk'le yaşadığı ilişkisiyle de gündemden düşmedi. 'Hayatımın albümü' dediği ve 'Herkes Dinlesin' adını verdiği albümünde Faik Öztürk'le bir de düet yapan Safiye Soyman, albümünden elde edeceği geliri MS hastası olan 27 yaşındaki oğlu Harun'un adına MS derneğine bağışlayacağını söyledi. Ekranların sevilen ikilisi olarak çıktıkları programlara reyting kazandırdıkları için kendilerine 'reyting makinesi' denilen Safiye-Faik ikilisi, halktan geldiklerini belirterek içtenlikleri sayesinde çok sevildiklerini belirtti. Kendisine 'Renkli dünyanın beyaz adamıyım' diyen Faik Öztürk, 'Bende yalan olmaz' diyerek, televizyon dünyasının kendisini değiştirmediğini ifade etti. İşte Safiye Soyman ve Faik Öztürk'ten samimi açıklamalar:
ÇOK DOĞALIZ
* Son albümünüz 'Herkes Dinlesin'den bahsedebilir miyiz?
Safiye Soyman: Bu albümde Faik Bey'le de düetimiz var. Eğer Safiye Soyman'ı unuttularsa, bu albümde görsünler! Sanat müziği, halk müziği ve pop türünün her örneği bu 14 parçalık albümde var. 'Hayatımın albümü' diyebilirim bu albüm için...
* Faik Bey'le düet yapma fikri ilk olarak sizden mi çıktı? Neden böyle bir şey yapma gereği duydunuz?
S.S: Evet, benim fikrimdi. Geçen yıl katıldığımız şarkı yarışmasında heyecan yaşadık. Koç burcu olduğu için çok inatçı kendisi. Ben de inat ettim ve 'Bir Şarkımız Vardı' adlı şarkıyı birlikte okuduk. Faik Bey'e ders veriyorum, yakında ona bir türkü albümü yapacağım.
* Gittiğiniz her yerde kameralar sizi takip ediyor. Ekranların en sevilen ikilisi oldunuz. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Safiye Soyman: Samimiyetimize, doğru ve yalansız oluşumuza bağlıyorum. Evdeki Safiye neyse, dışarıda da öyleyiz. Oyun falan yok bizde. Sahte olursan, ne yapacağını bilemezsin, hazırcevap olamazsın. Biz de kendimiz gibiyiz. Faik Öztürk: Biz halkın içinde yaşayan insanlarız. Doğallığımız bizi sevdiriyor. Onlar gibi pazara gidip alışveriş yapan, seyyar satıcıdan yemek yiyen yiyen insanlar olduğumuz için sevildik. Bunu kaybetmemizi gerektiren hiç bir şey yok. Özümüz neyse sözümüz de o.
* Tamamen doğaçlama yani...
F.Ö.:Aynen öyle. Bugün sinema ve televizyon dünyasındaki kişiler belirli bir senaryoya bağlı kalarak, bir oyunu oynuyorlar...
S.S: Metin yazarlarından direktif alıyorlar, rejiden yönlendiriliyorlar. Bizde böyle bir şey yok. Biz konuyu bile bilmeden sahneye çıkıyoruz. Kendi yeteneğimize göre yapıyoruz. Huyumuzu, karakterimizi ortaya koyuyoruz. Mesela ben geçen gün arabamla Osmanbey'den geçerken trafiğe takıldım. Arabadan inip metroya bindim. Halkın içine karıştım. İnsanlar 'Safiye Soyman metroya biner miymiş?' dedi. 'Safiye Soyman insan değil mi? Tabii biner' dedim. Burnu havada sanatçılar geride kaldı. Sanatçı ulaşılmaz diye bir şey yok. İnsanlar küçüldükçe büyür.
EKMEK KAÇ PARA?
F.Ö.: Peki ekmek kaç para Safiye? S.S: Ekmek 600 TL... Ne kadar? Sen biliyorsun Faik, sen getiriyorsun.
F.Ö.: Şimdi 'halkın içindeyim' dedin, en çok tüketilen şey ekmektir. Olay, 'sen getiriyorsun' meselesi değil.
S.S: Ama sen alışveriş yapıyorsun, ekmeği getiren sensin bana, ben girmedim ki fırına...
F.Ö.: Ya, evin hanımı ekmeğin fiyatını bilmez mi?
S.S: Unuttum Faik! Sen söyle...
F.Ö.: Biz evde de böyleyiz.
S.S: Gerçek mi söyledi, yalan mı söyledi anlamıyorum. Onu çözemiyorum. Mehmet Ali Erbil'de de aynı surat var.
F.Ö.: Mehmet Ali Erbil'le beni karıştırma. Onun türünde ve cinsinde adam yok! Başından bir sürü evlilikler geçmiş, her hanımından bir çocuğu olan biri. Benim öyle bir yaşantım yok. Benim bir tane evliliğim var. Ondan sonraki hayatımda olan insan sensin. Ben aile yaşantısı düzgün olan biriyim.
S.S: Ama o da düzeldi şimdi.
F.Ö.: Yeni yeni... 55 yaşına gelince düzeldi.