FERZAN ÖZPETEK'TEN SAMİMİ AÇIKLAMALAR

Aldığı her ödülde babasını hatırlayıp, duygulanıyor. Onca başarılı filmden sonra, “Her şey benim dışımda gelişen tesadüflerden ibaret” diyor. Ünlü yönetmen Ferzan Özpetek, farkını acılarla dalga geçebilmesine bağlıyor

FERZAN ÖZPETEK'TEN SAMİMİ AÇIKLAMALAR

Domatesli balık pişiriyorum! Yanına da salata, dedi. Pişirme eylemi Roma’da geçmekteydi! Pişiren de, geçen hafta New York’taki, Tribeca Film Festivali’nden Jüri Özel Ödülü’yle dönen Ferzan Özpetek...

Rejim mi var, yemek yapmayı mı özlediniz?
Biraz kilo aldım oralarda. Amerikalı’nın kalıpları başka, her dakika bir şeyler yeniyor, her dakika!

Jüri Başkanı’nın ödülü verirken “Serseri Mayınlar bizi heyecanlandırdı. Hepimiz kalkıp Lecce’ye gitmek istedik!” cümlesi sizin için sahici bir sevinç olmalı!
Aynen öyle. Seyirciyle aynı anda bir filmimi izlemekten hep çekinirim. ‘Serseri Mayınlar’ı ilk gün İtalyan-Amerikalılar’ın olduğu seansta izledim.Tepkiler, memnuniyetler tanıdıktı. Ertesi gün sadece Amerikalıların olduğu 400 kişilik dolu salonda, ikinci yarıya sessizce girerek baktım etrafa. İzleyicilerin birbirini susturup, tek cümleyi bile kaçırmama çabası, kahkahaları ya da iç çekişi, ödüllere ‘avuntu’ diyen benim için gerçek ödül, gerçekten.

Sizi etkileyen yorumlar oldu mu?
New York Magazine, Hollywood’un unuttuğu heyecanı bu filmle bulduğunu yazdı.Times Square’de, bir haber programı için röportaj yapan muhabir, “Bayıldık filme. Siz de çok heyecanlı olmalısınız, belki de artık burada olmak istersiniz, Amerikan Rüyası böyle bir şeydir işte” dedi. “Ben Amerika’yı İtalya’da buldum” diye cevapladım.

Size Lecce kahramanı diyebilir miyiz?
(Gülüyor) Fahri hemşerisi oldum Lecce’nin. Aslında bütün İtalya çok memnun. Yalnız bütün bu şenlik içinde, ben bu alkışları hak etmediğimi sanıyorum. Her şey sanki benim dışımda akıp giden tesadüflerden oluyor. Ben sadece acılara gülebilme, dalga geçebilme yeteneğini geliştirdim galiba, bak bunu psikoloğuma sorayım!

Serseri Mayınlar’ın resmen adandığı ama aslında her cümlede kendisinden hâlâ onay beklediğiniz babanızı yad edelim mi?
Yıllar önce, İtalya’ya geldiğimde yufka yürek babam, bana bir turizm işi bulmuştu. Cevabım netti: “Baba, bu işe girersem asla sinema yapamam. Maaşın konforuna alışırım, öyle geçip gider hayat, çok üzülürüm!” Tipik baba yaptırımı, “Harçlık yollamam, ne halin varsa gör” dedi. Ama biliyorum, endişe duymasına rağmen babamın kararıma saygısı da vardı.

Garanti bekliyorlar galiba!
Evet. Ana baba, bildiği yoldaki mutluluğu, başarıyı çocuğuna dayatıyor. Bu sadece ‘gay’ olma tercihi ile ilgili değil, akrobat olmak isteyene de karşı çıkılıyor. Oysa bana hayat garantisi değil, kendi yolunda mutluluk imkânı verse! Aile, biten bir ilişki değil. 80 yaşımıza da gelsek, onların hoşuna gitmek istiyoruz. Onun için bir iltifat, ödül aldığımda hâlâ gözlerimin doluşu! Roma Üniversitesi’nden fahri doktoramı alırken de, çok çok mühim festivallerden avuntularla dönerken de, iltifatlara boğulurken de, aklımda hep o.

Ne olur babalar erkenden gitmese de, her sevinçte yutkunup, birbirimizi “Gökyüzünden bize bakıyor” diye kandırmasak! Tribeca’da en iyi kadın oyuncu seçilen Sibel Kekilli’ye ne dersiniz?
Sibel’in ödülüne inanılmaz sevindim. İtalyan oyuncular onu sordu, “Türkler her tarafı sarıyor” diye. Burada fazla alçakgönüllü olmamak lazım. Türkiye için iyi şeyler bunlar. İmajımız böyle değişiyor!
Şu anda İtalya’nın ‘Serseri Mayınlar’ ödülüne tepkisi, Oscar kazanmış gibi. Medyasıyla, sokaktaki adamıyla... Ekimde Oscar’a yollayacakları filmi seçerken, keşke bunu unutmasalar!
Ben Ferzan’ın filmi için dilek tutayım şimdiden. Cahil Periler’in finalinden yürüteyim ve bardak yere düşüp kırılmazsa, ‘Serseri Mayınlar’ Los Angeles’a doğru yola çıksın! Yaşadığımız günlerin büyülü aracısı sinema. Ferzan Özpetek de, çok kıymetli bir büyücü. İçimizi yakan dertleri aktarırken, bir tarafta da gülümsetiyor ya da kıkırdatıyor. İlle şık bir benzetme gerekirse, resminin bütününde kaosu çizen ama bir köşede cıvıldaşan çocuklara da mutlak yer veren Bruegel gibi!
‘Serseri Mayınlar’ın doyulmaz finaline, bütün yarım kalmış hayat kahramanlarını, erken gidenleri, Cahil Peri’yi, Harem’de yaşamaya doymayanları, ‘Hamam’daki mahcubiyeti, ‘Karşı Pencere’yi, babasını, annesini, kardeşlerini, benim babamı, senin babanı, hasretini çektiklerimizi, herkesi koyalım. Kalabalık bir dans olsun. Çekene güvenimiz sonsuz!

ÖZPETEK’iN FiLMLERi
Hamam - 1997
Harem Suare - 1999
Cahil Periler
(Le Fate Ignoranti) - 2000
Karşı Pencere
(La Finestra di Fronte) - 2002
Kutsal Yürek
(Cuore Sacro)- 2005
Bir Ömür Yetmez
(Saturno Contro)- 2007
Mükemmel Bir Gün
(Un Giorno Perfetto) - 2008
Serseri Mayınlar
(Mine Vaganti) - 2010

Milliyet