Fatih Erkoç, ‘Yanında Her Kimse’ adlı albümünün pop müzik tarzındaki son çalışması olabileceğini söyledi ve ekledi: “Şimdiki aklım olsa sadece caz yapardım. Popu para kazanmak için yaptım. Bırakırsam kayıp olmaz...”
Caz müziğinin Türkiye'deki duayenleri arasında yer alan Fatih Erkoç, 'Ellerim Bomboş' ve 'Elveda Tatlım' gibi çok sevilen şarkılara imza atmış olsa da; popüler müziği para kazanmak için yaptığını söyledi. “Sadece trombon çalıp caz yapsaydım dünya çapında bir müzisyen olurdum” diyen Erkoç, 'Yanında Her Kimse' adlı yeni albümünü ve projelerini anlattı.
HER ŞEYİ BEN YAPTIM
* Çoğu sanatçı single yaparken, siz yeni albümünüzde 16 şarkıya yer verdiniz ve bunu da 'cengaverlik' olarak nitelendirdiniz...
16 şarkı olmasını bırakın, bugün albüm yapmak tam bir cengaverlik zaten. Albümün tamamını ben yaptığım için bu kadar çok şarkıya yer verdim. Enstrümanları ben çaldım, aranjeler ve miksler bana ait ve yapımcılığını da ben yaptım. Başkalarına yaptırmaya kalksam, 100 bin doları bulacaktı. O kadar para yatıracak yapımcı bulmak çok zor olduğu için her şeyi ben yaptım.
* Her şeyi tek başınıza yapmak zor olmuyor mu?
Bu işleri tek başıma yapmamın birkaç nedeni var. Biri ekonomik koşullar... Diğeri de başkasıyla çalıştığım zaman kan kusuyorum! Hızıma yetişemiyorlar. Ben bu albümü 3.5 ayda yaptım. Eğer şarkıları, bir aranjöre verseydim sekiz ayda zor bitirirdi. Boşuna zaman kaybı... Tek başıma olduğum zaman çok daha huzurlu ve özgürüm.
CAZI HERKESE SEVDİRİRİM
* Bundan sonraki albümlerde de aynı yoldan mı gideceksiniz?
Bundan sonra bir daha pop albümü ne zaman gelir, ya da gelir mi bilemiyorum. Daha başka projelerim var. Önümüzdeki yıl senfonik bir Türk Sanat Müziği albümü düşünüyorum. Ama düzenlemelerini ben mi yaparım, başkasıyla birlikte mi, henüz karar vermedim.
* Geçen yıl türkü albümü çıkarmıştınız. Pop söylüyorsunuz, caz yapıyorsunuz, Türk Sanat Müziği söyleyeceksiniz...
“Fatih Erkoç ne yaparsa iyi yapar” yorumunu çok sık duyuyorum ve buna katılıyorum. Ben işimi çok ciddiye alıyor ve çok iyi yaptığıma inanıyorum. Cazdan hiç hoşlanmayanlar hatta korkanlar olabilir ama benim cazımı dinledikten sonra bu fikirlerinden vazgeçeceklerini garanti ederim.
* “Caz sevmeyen adama cazı sevdiririm” iddiasını neye borçlusunuz?
Çünkü ben yaptığım şeyi çok iyi yaptığımı düşünüyorum. Sadece kendimi değil, dinleyiciyi de düşünerek yapıyorum. Onların kalbine ve duygularına dokunmayı becerebildiğimi düşünüyorum. Müzik eleştirmeni Cüneyt Sermet benim için “Dünyanın en iyi üç tromboncusundan biri” dedi ama ben bu sözü henüz hak etmedim.
Dünya çapında olmak o kadar kolay bir iş değil. Eğer sadece trombon çalsaydım, Sermet'in sözünü hak ederdim. Günde sekiz saatimi trombon çalarak geçirseydim dünya çapında olurdum ama maalesef diğer müziklere de bulaşmış biriyim.
GRAMMY HAYALİM VAR
* Neden maalesef?
Doğduğumdan bugüne kadar, karşıma hep farklı müzikleri icra etme şanssızlığı çıktı. Hayatımdan memnunum ama yeni başlayanlara bunu önermiyorum. Dünya çapında olmayı istiyorlarsa benim yaptığımı yapmayıp sadece bir enstrüman ve tür üzerinde yoğunlaşsınlar.
Her müzisyenin Grammy alıp müziğini dünyaya dinletme amacı olması lazım. Ben hâlâ Grammy almayı amaçlıyorum ama sekiz tane enstrüman çalarak bunu elde etmek mümkün değil.
TRİLYONUM YOK
* Popüler müziğe kaymadan sadece caz müzik yapıyor olsaydınız, kariyeriniz daha mı farklı olurdu?
Eğer öyle olsaydı, şu an sizinle röportaj yapıyor olmayacaktım... Belki para kazanmayacaktım ama dünya çapında bir müzisyen olacaktım. Şu an trilyonlarım yok ama en azından istediğim hayatı sürüyorum.
İçimden “Bugünkü aklım olsa sadece caz çalardım. Popu falan bıraksam da sadece caz yaparak sürdürsem hayatımı” diyorum. Ama pop müziğimi seven insanlara karşı saygısızlık yapmak istemiyorum. İkisinden birini yapmam gerekirse, cazı seçip popu bırakabilirim.
Neden?
“Nasılsa para kazandım. Artık ideallerimin peşinden gideyim” diye mi düşünüyorsunuz? Bütün müzikler arasında en az sanata giren tür, pop müziktir. Diğerleri pop müzikten çok daha kalitelidir. O yüzden, ben de en az değerli olanı bırakabilirim. Caz çalarak hayatımı devam ettirme şansım varsa, popu bırakmak benim için büyük bir kayıp olmaz.
MANKEN ŞARKICILAR RAHATSIZ EDİYOR
* Türkiye'deki pop müziğin durumunu nasıl buluyorsunuz?
Çok gelişti, Batı'yla aramızdaki fark kapanmaya başladı. Çok iyi aranjörler, müzisyen arkadaşlar var. Sertab Erener, Funda Arar, Mustafa Ceceli, Pinhani grubu ve Soner Sarıkabadayı gibi isimleri severek dinliyorum. Mazhar- Fuat-Özkan, Bülent Ortaçgil ise benim gözümde yenilerden çok daha iyi. Birçok yorumcudan ise hoşlanmıyorum.
İLK 10'A GİRERLER
* Kimler onlar?
Mankenlikten şarkıcılığa geçenler ve türevleri beni rahatsız ediyor. Kötü yorumluyorlar. Allah'tan stüdyoda teknolojik imkanlar var da tüm detoneleri kapatıyor. Ama o da ruhsuz ve duygusuz oluyor.
Müzik, duyguya hitap etmelidir. Bunun eksik olduğu sesleri sevmiyorum. Popçunun kazancı bu kadar fazla, cazcının dinleyicisi bu kadar az olmamalı. Bu uçurumun azalması ise toplumun bilinçlenmesiyle olur.
* Yüksek Sadakat'ın Eurovision şarkısını nasıl buldunuz?
İlk üç zor ama ilk 10'a girerler. İngilizceleri çok anlaşılmıyor gibi. Son yıllarda abuk subuk kostümlerle, abuk subuk rock müziği yapanlar var. Ben ağır bir şarkı olmasını tercih ederdim...
ANNEMDEN ŞARKI İLE ÖZÜR DİLEDİM
* Albümünüzdeki 'Anne' adlı şarkıyı anneniz için mi yazdınız?
Evet. Annemle arkadaş gibiydim ama kalbini kırdığım zamanlar oldu. Hayatta olmadığı için o şarkıyı gözlerim dolarak yazdım. Öldükten sonra şarkıyla özür dilemek daha duygusal yapıyor ve yıpratıyor insanı.
* Annenizin kalbini ne zaman kırdığınızı biliyor musunuz?
Yurt dışına gitmeye karar verdiğimde kırmış olabilirim.