FATİH ALTAYLI YAZDI..

Çakıralp’le abuk bir telefon trafiği

FATİH ALTAYLI YAZDI..

Birkaç gün önce erken saatler. Otomobille bir yere gidiyorum. Telefonum çaldı. Tanımadığım bir numara. Genelde tanımadığım numaralara yanıt vermem ama açacağım tuttu, nedense.

Bir kadın sesi, “İyi günler Fatih Bey” dedi. Tanımadım haliyle. “Kiminle görüşüyorum” dedim. “Ben Şahnaz Çakıralp, bir şeyler söylemek istiyorum” dedi. “Buyrun Şahnaz Hanım” dedim.

Başladı heyecanlı heyecanlı anlatmaya. “Benim hakkımda sürekli yalan yanlış şeyler yazılıyor. Söylemediğim şeyler söylemişim gibi aktarılıyor. Çok zor durumdayım. Ben kocamın erkeklik gücü yok diye bir şey asla demedim” diye başladı.

“Hanımefendi, biz zaten böyle bir şey yazmadık. Zaten sizin boşanma davanızla ilgili fazla bir şey yazmıyoruz” dedim. “Evet siz yazmıyorsunuz ama Hürriyet Gazetesi yazdı kocamın erkekliğiyle ilgili konuyu. Ben böyle bir şey söylemedim. Onlarla bir röportaj yaptım ama bu laf ağzımdan çıkmadığı halde yazdılar” dedi.

“O zaman onları arayın haberi düzeltsinler” dedim. Anladığım kadarıyla Şahnaz Çakıralp benim söylediklerimi dinlemiyordu. Kendi söyleyeceklerine kilitlenmişti kafası. “Fatih Bey, boşanmak üzere olduğum eşim yalan söylüyor. Profesör olduğunu söylüyor ama değil. Doçent. Bunu belgeleyeceğim. Mahkemede bunu kanıtlayacağım” derken sıkıldım.

Sözünü kestim, “Hanımefendi bunu söylemek bana düşmez ama siz diplomayla mı evlendiniz, bir adamla mı? Bilmiyorum profesör mü, doçent mi, asistan mı? Ayrıca tüm bunlardan bize ne?” dedim.

Ama Çakıralp durmuyordu. “Ama beni kandırdı. Bunların hepsini göstereceğim medyaya” diyordu, artık dayanamadım.

“Bakın Şahnaz Hanım, benden size bir abi tavsiyesi. Herhalde abiniz olacak yaştayım. Boşverin bunları. Konuşmayın. Doğru düzgün boşanın. Kendinizi de eşinizi de rezil etmeyin. Haa bunları yapmanızdaki neden bir parasal talep için altyapı hazırlamaksa onu bilmem. Ama yine de yakışık almıyor. Boşverin böyle medya önünde hesaplaşmayı, konuşmayı. Yarın öbür gün utanacağınız sözler ağzınızdan çıkmasın” dedim.

“Ama o konuşuyor. Benim de kendimi savunmam, doğruları söylemem lazım” dedi. “Ben bu konuları bilmem. Eğer anlatmak istediğiniz bir şeyler varsa konuyla ilgili bir arkadaşım sizi arasın. Onunla konuşun” dedim.

“Tamam” dedi. Daha sonra arayan arkadaşımıza, “Avukatım konuşmama izin vermedi” demiş. Ben de “Doğrusunu yapmış” dedim. Konu kapandı zannettim.

Ertesi gün yine telefon.

Açtım telefonu. “Fatih Bey, ben Şahnaz Çakıralp” deyince kolay kolay yapmayacağım bir terbiyesizlik yaptım.

“Şahnaz Hanım, siz ve sizin giderek çirkin bir hal alan boşanma meseleniz beni zerre ilgilendirmiyor” dedim.

“Ben sadece teşekkür etmek istedim” dedi. “

Tamam ettiniz. Ben de teşekkür ederim” dedim kapattım.

Anladım ki, bizim mesleğin yapılması en zor işini magazinci arkadaşlarımız yapıyor. Allah hepsinin yardımcısı olsun!