EZEL'İN SEMRASIN'DAN ÇARPICI AÇIKLAMALAR!
Renkli kıyafetler, özgür düşünceler ve rahat giyim tarzlarıyla 70’li yılları çok seven ‘Ezel’ dizisinin Selma’sı Zeynep Köse, o dönemde yaşamak istediğini söylüyor. Henüz konservatuar öğrencisiyken pek çok dizide rol alma fırsatı yakalayan Köse, forum sitelerinde güzelliğiyle övgü topluyor.
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü'nden 2008 yılında mezun oldunuz. 'Kader', 'Hatırla Sevgili', 'Melekler Korusun', 'Derdest' ve 'Ezel' gibi dizilerde rol aldınız. Tüm bunlar nasıl oldu?
Üçüncü sınıfta okurken, 'Kader' dizisinden teklif geldi. Rolüm gereği 12 gün boyunca Suriye'de bulundum. 'Hatırla Sevgili' ve 'Melekler Korusun' dizileri de eğitimim devam ederken yer aldığım projeler oldu.
'Ezel' dizisiyle yollarınız nasıl kesişti? Seçmelerine gittiğinizde ayak bileğiniz kırıkmış. Şanssızlık bir anda şansa dönüşmüş gibi duruyor.
Kırık ayağım şansım oldu. “Şeytanın bacağını kır” derler ya benimki yanlış anlama oldu, kendi bacağımı kırdım. Ajansım 'Sihirli Anahtar' vasıtasıyla beni buldular. İlk elemeyi geçtim. İkinci çekim kostüm ve makyajlıydı. 70'lerin ortamına girmek, o dönemi yaşamak çok keyifli bir deneyim oldu.
Gençliğini oynadığınız Nuran Özenen'le nasıl bir çalışma yaptınız?
İkinci elemeyi geçtiğimi öğrendikten sonra Nuran Hanım'la görüşmek istediğimi söyledim. Evine gittim ve karşılıklı çay içerken karakter üzerine sohbet ettik. Oynarken dikkat etmemi istediği mimik ve jestler hakkında fikirlerini aldım, dönemle ilgili konuşmalar yaptık.
Nuran Hanım'dan fikir alırken oyunculuk anlamında bir kısıtlama hissettiniz mi?
Hayır, hissetmedim. Çünkü benim oynadığım yılla şimdiki zaman arasında 35 yıl var. İnsanın 25'iyle 60'ı arasında tavır ve davranışlar ister istemez farklılaşıyor. Ben Selma'nın yeni çıktığı ve yükseldiği dönemi oynuyorum. O yüzden de anormal bir benzerlik olsun diye baskı hissetmedim. Ama karakteri Nuran Hanım'ın üslup ve tavrına yaklaştırdım.
“Kirpiklere alışmak zor geldi”
70'ler Türkiye'si gözünüzde nasıl canlandı? Kostümlerin içinde kendinizi nasıl hissettiniz?
70'ler dönem olarak çok güzel ve özgür, kendine has özellikleri olan, zincirlerin kırıldığı bir dönem olmuş. Fikir dünyasından modaya kadar çok keyifli. Tabii ki siyasi çatışmaların da yoğun olduğu bir süreçten bahsediyoruz, ama ben daha çok kendi açımdan baktığımda; modada yaratıcı ve özgün tarzların olduğu, uzun kirpiklerin ve saçların kullanıldığı yıllar aklıma geliyor. Özgür insanların kendilerini bulabildikleri 70'li yıllarda yaşamak isterdim. Sadece kirpiklere alışmak başlarda zor geldi.
'Ezel'in iki güçlü karakteri Ramiz ve Kenan arasında kaldığınız bir aşk var. Selma Hünel ve sizin tercihiniz ortak olur muydu?
Selma bir kadın ve duygularından ayrılamıyor. İki erkek arasında kalmış ve yapabileceği bir şey yok. Duygulardan, tutkulardan ve aşktan gerçek hayatta da ayrı kalmak çok zordur. “Bir kadının iki aşk arasında kalması doğru mu?” diye bakarsanız, işin içinde duygular varsa bunu doğru mu, yanlış mı diye değerlendiremezsiniz. Selma da duygular öne çıkıyor, Ramiz'den sıyrılmaya çalışsa da her seferinde ona dönüyor.
Gerçek hayatta aşkı nasıl yaşarsınız?
Herkesin yaşadığı aşk farklı, yaşanan duygular da farklı oluyor. Sonuçta farklı bir ruh hali ve yeri geldiği zaman sizi hayattan soyutlayan bir durum. Çok özel bir duygu herkes yaşar.
Dizi setlerinde başlayan aşklara nasıl bakıyorsunuz?
Meslekten biriyle aşk yaşasam nasıl olurdu diye hiç düşünmedim. Ama aynı işin içerisinden biriyle olmak bence zor. Çünkü işiniz ve ilişkinizin birbirine girme ihtimali var. Ne kadar profesyonel olursanız olun bu tedirgin edici.
Milliyet Cadde