Erkan Petekkaya Sabah gazetesinin Günaydın ekine konuştu...
Beykoz'daki evinde bir araya geldiğimiz Erkan Petekkaya: Ayna karşısında gözlerimin içine bakıp kendimi sorguya çekerim... Bu; kendimle sessiz ama büyük fırtınaların koptuğu bir yüzleşme ve kavgadır
Erkan Pekkaya ile "Namahremim" dediği Beykoz'daki güzel evinde buluştuk. Bir teleskobun da bulunduğu çalışma odasında beni ağırlayan ünlü oyuncu, kendi elleriyle hazırladığı kahveden ikram etti.
Geçtiğimiz hafta gittiği Cannes'dan dönen Erkan Petekkaya ile 'Alkol problemi var' haberlerinden verdiği kilolara, yeni dizisinden hayallerine kadar her şeyi konuştuk...
Oyunculuk kariyerinize başlarken böyle bir başarıyı kendi adınıza hayal edebiliyor muydunuz? Hayır, beklemiyordum. Hiçbir zaman böyle bir şeyin hayalini kurmuyordum. İstediğim şey sadece işimi iyi yapmaktı.
12 yıl Diyarbakır Devlet Tiyatrosu'nda çalıştım. Sekiz yıl da Diyarbakır'da yaşadım. Daha sonra istifa ettim. Bu arada İstanbul'a gittim geldim, televizyon işlerini kovaladım. Gerçekten hayal edemedim; sadece işimi iyi yaptım o kadar.
Mutluluk ve mutsuzluk anlayışınız nedir? Bence zengini de fakiri de, hepsi aynı oranda mutlu ya da mutsuz. ABD Başkanı Obama, benden daha mutlu değil; ben de herhangi bir köydeki çiftçiden daha mutlu değilim. Eskiden evimde sıradan bir halı vardı, bugünse halım daha kaliteli. Ancak mutluluğu ya da mutsuzluğu satın alamazsın.
Dünya üzerinde herkesin sofrasında temel olarak sevdiği yiyecek; yumurta, peynir, yeşillikler, domates, salatalık gibi şeylerdir. Bugün Obama da, herhangi bir köydeki çiftçi de, ben de bunları yiyoruz.
Hayatımızda ve soframızda havyar da olmayıversin! Soframda havyarın olması mutlu olmamı veya mutsuzluğumu değiştirmez. Bugün trafiğe çıktığımda Ferrari'sini kullanan suratı asık mutsuz insanlar görüyorum. Yani hepimiz aynı oranda mutlu ve mutsusuz.
Çalışkan mı, yoksa tembel birisi misiniz? Ben her zaman çalışkan biriyim. Öğrenciyken tezgahtarlık, pazarlamacılık, barmenlik yaptımve hatta teknede bile çalıştım. Marmaris'te gündüz bahçıvanlık, akşam da barmenlik yapıyordum. Günde iki saatlik uykuyla ayakta duruyordum. Alnımın teriyle ve ahlaksız olmayacak her işte çalıştım.
Sizi çok kilo vermiş gördüm, isteyerek mi kilo verdiniz? Tabii isteyerek verdim. Çünkü yeni bir diziye başlıyorum. Rolüm gereği farklı bir yüz ve farklı bir tip ile seyircinin karşısına çıkmam gerekiyor. Yaklaşık sekiz kilo verdim.
Kilo ile bir sorununuz yok ki... Elbette çok kilolu biri değildim ama 40 yaşından sonra kilo vermek çok zormuş. Bir de şöyle bir gerçek var; ekranlar her zaman en az beş kilo fazla gösteriyor. LCD televizyonlar, görüntüyü yayıyor ve sizi olduğunuzdan kilolu gösteriyor.
Sekiz kiloyu nasıl verdiniz? Bu yaz hep tatildeydim; çok yüzdüm ve çok gezdim. Afrika'ya gittim; Johannesburg, Cape Town, Mauritius gibi egzotik yerleri ziyaret ettim. Oralarda uyumak yok! Sabah 06.00'da kalkıp sırt çantan arkanda durmadan koşturuyorsun. 'Orayı da göreyim, şuraya da gideyim' diyorsun.
Gece oluyor, bu sefer geceyi de değerlendirmek istiyorsun. Çünkü çok güzel yerler. Sonuçta her gün uykusuz, sırtımda sırt çantasıyla hep koşturup durdum. Bir de oranın yemekleri damak lezzetimize uygun değildi. Bu yüzden aç aç gezdim. Türkiye'de olduğum dönemde ise yaz mevsimini bol bol yüzerek geçirdim.
Ortadoğu'nun en büyük ödülünü aldığınız doğru mu? Ortadoğu'nun en beğenilen aktörü seçildim ve ailemle birlikte Beyrut'a giderek ödülü aldım. Ortadoğu'nun Oscar'ını almış olmak benim için büyük mutluluk ve gurur oldu.
Kendinizle hiç yüzleşir misiniz? Ayna karşısına geçerim; rol çalışmam, kendimle yüzleşip kendi kendimle kavga ederim. Çünkü en iyi bildiğim şeylerden biri; aynada kendisine baktığında kendi gerçeğini gördüğündür. Bir de gece kafanı yastığa koyduğunda kendi gerçeğini bilirsin ve bu durumlarda kendini kandıramazsın.
Ayna karşısında kendimle çok kavga ettim, hâlâ da ediyorum. Ayna karşısında gözlerimin içine bakıp kendimi sorguya çekerim ama bu polis sorgusu gibi değildir. Kendi gözlerinin içine bakınca yediğin copun izi;
beyninin ve ruhunun derinliklerine işler. Bu kendimle sessiz ama büyük fırtınaların koptuğu bir yüzleşme ve kendimle yaptığım kavgadır. Bu yöntem sayesinde her zaman doğruyu bulurum.
Mutlu bir aileniz var. Oğlunuz ve eşiniz bir tane daha çocuk istiyor mu? İkinci çocuk için artık çok geç.
Bu konuda evin reisi olma hakkımı kullanıp ikinci çocuğu istemiyorum. Çünkü bir sürü şeyi oğlumla yaşayabilmek için onun büyümesini bekledim.