Genç oyuncu Ece Çeşmioğlu Kanal D’nin yeni ve iddialı dizisi Yaz’ın Öyküsü‘nün başrol oyuncusu. Çeşmioğlu, “Genç göstermek şu an için büyük avantajım. Bunu biraz tüketeyim, farklı roller oynarım. Cinnet getiren bir kadını da kokoş bir kadını da oynamak isterim” diyor. Çeşmioğlu’nun örnek aldığı oyuncular, Zerrin Tekindor Bennu Yıldırımlar ve Charlize Theron.
Genç oyuncu Ece Çeşmioğlu Kanal D’nin yeni ve iddialı dizisi Yaz’ın Öyküsü‘nün başrol oyuncusu. Çeşmioğlu’yla dizinin öyküsünü konuştuk...
Seni biraz tanıyabilir miyiz Ece? Mimar Sinan güzel sanatlardan bu yıl mezun oldum. Ilk ‘İki Aile’ dizisinde tanıdı seyirci beni. Emre Kınay’ın kızını oynuyordum. Sonra diğer diziler ve reklamlarla geliştirdim kendimi. İstanbulluyum ama ailem Yugoslav göçmeni.
Yaz’ın Öyküsünü bir de senden dinleyelim... 18 yıl boyunca yetimhanede kendi hayalleri, kendi arkadaşlarıyla yaşayan Yaz, benim canlandırdığım karakter, bir gün hasbelkader annesi ve babası ile tanışıyor. Yazın annesi (Vildan Atasever) bir televizyon yıldızı. Birbirinden haberdar olmayan aileleri buluşturuyor. Yaz annesi olduğunu bilmeden bu programları izliyor.
Bir gün annesinin programına bir telefon geliyor; ‘sizin bir kızınız var’ diye. Olaylar gelişiyor, Yaz bunu öğreniyor ama kabullenmekte zorlanıyor çünkü özgür büyümüş. Anne ve babasının da ebeveyn olmaya dair pek bir bilgisi yok zaten.
Yaz aniden karşısına çıkan ailesini kabullenmekte zorlanıyor mu? Yaz da aslında hep nereden geldiğini sorguluyor. Blog günlükleri var, ben nereden geldim, ailem kim diye, ama şimdi arkadaş çevresi ailesi olmuş durumda. Arkadaşı Ekin’e annelik ediyor mesela.
İzleyici yorumları nasıl? Bana en çok söylenen şey ne kadar değişmişsin deniyor. Daha önce saçımı hep kıvırcık görüyorlardı, bir de dişlerime tel taktırmıştım, o biraz değiştirdi. Ama her şeyden önemlisi artık büyüdüm. İlk işimde 16 yaşındaydım. Öyle bir geçer zamanki’de 22 yaşındaydım. şimdi 25’im. O kadar değişiklik olsun artık.
Setlerde büyüdün. Bu bir avantaj mı? Hep çok şey öğrendiğim profesyonel insanlar vardı etrafımda. Tiyatroya da öyle yönlendim. İlk annem başlattı. Küçükken taklitler yaparmışım, annem görmüş ve beni ajansa yazdırdı 12 yaşımda. İyi ki de yapmış. Şimdi çok mutluyum.
Çok masum bir ifaden var. Bu rolde biraz onu kırmaya çalışıyor musun? Onu biraz kırmaya çalışıyorum evet. Günümüzde özgür, kendi ayakları üstünde duran kadın ön planda. Bu karakter benim için fazla dikbaşlı aslında. Yetiştiği ortam sebebiyle duvarları var. Mesela dışarda hiç ağlamıyor. O yüzden duygusal yanını sadece yazarak açığa çıkarıyor.
Bu dizi bolluğu içinde yeni bir dizi nasıl fark yaratabilir? Her karakterin çok farklı hikayeleri var birbirlerinden ayrı ve bunların biraraya gelişinden oluşan çatışmada her şey doğal gelişiyor. Hayatta gercekten 18 yaşında bir kızınız karşınıza çıkarsa ne yapardınız? Ben annem olduğunu öğrenirsem ne olur? Fark yaratan şey samimiyet.
Gelecek planların neler desem? İlerde bir topluluk kurup, yerli tiyatro yapmayı çok isterim. Bu yıl 3 oyun çıkardık okulda, bir klasik, iki komedi. Sinemada oynamayı da çok isterim.
Daha kadınsı, olgun rollerde oynamak ister misin? Genç göstermek şu an için büyük avantaj. Bunu biraz tüketeyim, farklı roller oynarım. Saykodelik bir kadın da oynamak isterim, kokoş bir kadın da oynamak isterim. Hep farklı şeyleri oynarım umarım.
Oyuncu olmasaydın ne olurdun? Psikolog olurdum, zaten okuyorum. Freud, Jung okuyorum sürekli. Oyunculuğa da çok destek oluyor psikoloji.
Güçlü tarafın? Zayıf tarafın? Kendimi geliştirmek konusunda büyük bir sabrım var, kendimi hayallerime bırakabiliyorum. Ama bazı olaylarda insanları kırmaktan çekiniyorum. Yaz gibi en son söylenecek şeyi en başta söyleyemem. Biraz fazla düşünürüm ne söyleyeceğimi.
Hayatta oyun oynar mısın? Bazen bazı sahneler için hayattaki bazı anlarda oynanıp, o insanın tepkisini alıp, o sahneye uyarlayabiliyorum. O zaman çok doğal oluyor.
Yaz rolünde seni en çok ne zorladı? Anne babayla ilk karşılaştığı sahne. Yetimhanede bir kız var, onunla tekme tokat kavga sahneleri var. O kavga sahnelerinde zorlandım. Hayatımda ilk kez kavga ettim.