Karakterinden ödün vermeden 'Survivor All Star' macerasını tamamladığını söyleyen Doğukan Manço; kırgınlıklarını, yeri bende ayrı dediği Pascal Nouma'yı, ada yaşantısını ve müzik çalışmalarını anlattı.
'Survivor All star', nasıl bir tecrübe oldu? Bu 'Survivor'da hayatım boyunca kendime daha fazla zaman ayırmam gerektiğini, daha kıymetli olduğumu ve etrafımdaki insanları daha iyi seçmem gerektiğini öğrendim.
Kırgınlıklar var mı? En büyük kırgınlığım, Yarışmadan çıktıktan sonra bazı arkadaşların hayatıma yönelik konuşmalar yapması oldu. Ama şu an her şeyi gömüp, önüme bakmayı tercih ediyorum. Hakan Hatipoğlu ve Serenay Aktaş'ı kastediyorsunuz sanırım. Evet ama aştım bunu. Yarışma benim için yarışmada kaldı, şimdi hayatıma bıraktığım yerden devam ediyorum.
Evet ama aştım bunu. Yarışma benim için yarışmada kaldı, şimdi hayatıma bıraktığım yerden devam ediyorum.
Adadan arkadaş edindiniz mi? Ben o yarışmaya finale kalmaya gittim ama çok güzel arkadaşlıklarla döndüm. Aramın en iyi olduğu kişi Pascal Nouma'dır. Onun, benim için herkesten farklı kılan birtakım özellikleri var. Pascal'la üç lisanla hayattan bahsedebiliyordum. 'Survivor' ve ada dışında her şeyden konuşabiliyoruz. O yüzden Pascal'ın yeri ayrı.
Merve Oflaz, "Adada cinsiyet yok" demiş. Öyle mi gerçekten? Cinsiyet diye bir algı olmuyor. İnsan vahşi doğasına döndüğü için öncelikli olarak yaşam mücadelesi, barınma ihtiyacı geliyor. Dolayısıyla diğer algıların çoğu kapanıyor, beğeni gibi şeyler kafadan çıkıyor. Bana "Survivor nedir?" diye sorduklarında, "Çaresizlikler içinde çözüm bulmak" cevabını veriyorum. İster istemez içgüdüsel hareket etmeye başlıyorsun.
Finale giderken elendiniz, neden sizce? Son zamanlardaki tatsız olaylar, final için karakterimden ödün vermeme neden olacaktı. Ben de bir tercih yaptım. "Finale gitmek için her şeyi yaparım ama karak- terimden ödün vermem" demiştim, orada da bitti! Ama halimden memnunum. Şampiyon olmadım ama insanların olumlu bakış açılarıyla karşılaştığım için kendimi kazanan olarak görüyorum.
'Affedilir tarafı yok' Doğukan Manço, ismini kullanıp insanları dolandıran şahıs için, "Geçen sene de aynı şeyi yapmıştı. 'Annemle aram kötü, eşimle aram kötü, intihar edeceğim' diyor, insanlar da inanıyor. 4 - 5 kere affettik ama bu saatten sonra affedilir tarafı yok, neyse cezası verilecek.
Bu kişinin asıl hedefi, ünlü simalar. Görüştüğü kişiden numaralar alarak ilerliyor. İnsanlar tufaya gelmesinler, bu tarz bir şey hissettiklerinde savcılığa başvursunlar" dedi.
Hırslı biri misiniz? Azimli birisiyim. Hırsımın beni kontrolden çıkarmasına müsaade etmiyorum.
Bu yarışmayla kendinizde neleri keşfettiniz? İlk 'Survivor'da kendimi tanıdım. O şartlarda "Doğukan ne yapar?" görmek istedim. Hatta kendimi o kadar zor şartlara hazırlamıştım ki, beklentimin altında çıktı. İkincisi öyle olmadı. Çünkü ikincisinde sadece ada ve Oyun yaşantısı değil, ayrıca bir de psikolojik savaş vardı.
Bütün yarışmacıların birinci olmak adına her türlü stratejiyi denediklerini gördüm. Orada biraz zorlandım. 2015 'Survivor', çok ciddi stratejiler gerektiren bir yarışma oldu. Öncekiler böyle olmamıştı, sonrakilerin olacağını düşünmüyorum. Çünkü işin kurtları olmayacak.
Evet, kesinlikle kurtlar sofrasıydı. Gelenler; en iyiler, en çalışmışlar, en hazırlıklılardı. Tecrübeli oldukları için bu yarışmacıların karşısında yarışmak zordu.
Aile ödülüne neden sevinmediniz? Tepkiliydim çünkü o ödül benim zayıf noktamdı. Aşırı duygusallaşıp, psikolojik olarak düşüş yaşamaktan korktum. Fakat yaşayınca çok iyi geldi. Yoksa finaldeki büyük ödülden bile değerli, sonuçta sevdiklerini görüyorsun.
İstanbul'a adapte olabildiniz mi? Hayır olamadım, bunun bir süreci var. Daha önce tecrübe de ettiğim için biliyorum. Şu an yine sudan çıkmış balık gibiyim. Her şey farklı geliyor. Adaptasyon süreci 1 - 2 ayı buluyor.
Sırada neler var? Müzik çalışmalarına başladınız mı? Ekibim takip ediyor ama şu anda iki aylık iş programımın dolu olduğunu biliyorum. Sahne performanslarıma başladım. Stüdyo çalışmaları devam ediyor. Kendimi müziğe verdim diyebilirim. En kısa sürede yarış pistlerine de dönmek istiyorum.
"Sevenlerim beni havaalanında karşıladı. İnsanların sevgisi en büyük ödül gerçekten. Bu yüzden çok zor bir yarışmadan başarıyla çıktığımı düşünüyorum.
Sevilmek dünyanın en güzel şeyi. Bu arada karşılamada beni en çok şaşırtan, ekibimin arabamı havalanına çekiciyle getirmesi oldu. Benim için şöyle bir durum var hakikaten; bütün dünya bir yana otomobilim bir yana...