Sunuculuktan oyunculuğa geçen Dilara Gönder, rol aldığı dizilerin tutmamasıyla ve Cem Yılmaz'la görüntülendiği Gece hakkında konuştu.
Dizi, bir ekip işi. İsmim, reytinglere ne kadar etki eder ki... İtibarımı, reytingler ya da tutmayan diziler belirlemez
Spor spikerliğiyle başladığı ekran kariyerine oyunculuğu da ekleyen Dilara Gönder, son olarak Cem Yılmaz ile birlikte görüntülenmesiyle gündeme gelmişti. 'Bekarlığa Veda' isimli bir tiyatro oyununda rol almaya başlayan Gönder ile Galata'da buluştuk.
Güzel sunucu, Cem Yılmaz'la görüntülendiği akşamla ilgili sadece şunları söyledi:
"Cem Yılmaz, Zafer Algöz ve diğer arkadaşlarımızla birlikte İstanbul Halk Tiyatrosu'nun oyununu izlemeye gitmiştik. Erkan Can ve Cem Davran gibi ustaların yer aldığı bir oyunun çıkışında gazetecilerle konuşamazdım. Ustalara saygısızlık yapamazdım..."
Sizi önce sunucu olarak tanıdık, sonra oyunculuğa geçtiniz. Ekranda sunucu olarak yer almak yetmiyor muydu? Oyunculuğu ekranda olmak için yapmıyorum. Sürekli ekranda olayım gibi bir hırsım hiç olmadı. Zamanında konservatuvar okumayı çok istedim ama radyo-TV-sinema okudum. Diziye başlamam da çok tesadüftü. Hayatımın öyle bir dönemiydi ki;
o günlerde beni başka hayatlarla tanıştıracak ve aklımı dağıtacak, ayrıca maddi yönden destek olacak bir arayış içindeydim. Menajerim Duygu Başara'nın yönlendirmesi ile girdim dizi sektörüne. İşin manevi tarafı da beni son derece tatmin etti.
Bu özgüven nereden geliyor? Eğitimim kamera arkası üzerine ama sonrasında sunuculuk tarafımı güçlendirdim. Oyunculuğa da, 'Ben bunu zaten yaparım' diye değil, 'Yapabilir miyim?' diye girdim. Yapı itibariyle dik başlı biri değilim; haddim olmayan işlere el atmam.
Rol aldığınız hiçbir dizi, istenilen başarıyı yakalayamadı. Bu sizin itibarınıza zarar vermedi mi? Ben öyle düşünmüyorum. Bu bir ekip işidir ve dizilerin başarısını belirleyen reyting ölçüm sistemidir. Reyting sistemine, benim ismim ya da rolüm ne kadar etki eder bilemiyorum. İtibarımı reytingler ya da tutmayan işler belirlemez.
Oyunculuk, sunuculuktaki gerçekçiliğinizi olumsuz etkiledi mi? Onu ben de çok düşündüm. Spor spikerliğinden sonra televizyon programı olarak, 'Zor İşler' ve 'Yeter ki İste' gibi benim için önemli projelerde yer aldım. Orada da yine ana öğe ben değildim, yaptığım işlerdi. Dolayısıyla merkezinde olmadığım hiçbir işin, inandırıcılığımı etkileyeceğini düşünmüyorum. NTV'den ayrılma sürecimle, tiyatro denk geldi.
Televizyondan sonra, tiyatrodan kazanacağınız para sizi tatmin eder mi? Üç oyun oynadık, Boğaz'dan yeni bir ev aldım! (Gülüyor) Tabii ki tiyatroda para yok; bu iş aşk ile yapılır. Özel tiyatrolarda yer alan hiç kimse para amacı gütmez; benim için de şu an böyle.
Bir dergi için yaptığınız röportajlarda dişiliğinizi kullanıyordunuz. Bu bir strateji mi? Ben dişiliğimi kullanarak bir yere gelmedim. Yaptığım işin geçmişine bakarsanız, ben mutfaktan geldim. FB TV'den sonra Lig TV ile devam ettim. Tabii ki bizim sektörümüzde kadın olmak bir avantajdır ama ben işin mutfağında çalışan bir gazeteciyim aslında. Formula 1'de de hiçbir zaman dişilikle iş yapmadım. Güzelliğimi bir strateji olarak görmedim.
Biraz da tiyatro oyunuzdan bahsedelim... Oyunun adı 'Bekarlığa Veda'... Bu proje bana geldiğinde; 'Sahnede sadece bir bardağı kaldıracaksın' deselerdi de yine kabul ederdim. İçimdeki tiyatro aşkı böyle bir şey. Dolayısıyla senaryoyla çok fazla ilgilenmedim. Çünkü ben bir çırağım; çıraksan çıraklığını bileceksin.
Bir komedi oyunuyla sahnedesiniz. Komik biri misiniz? 'Bekarlığa Veda', bir romantik komedi ama ben bu komedideki tek dramım. Açık söylemek gerekirse; bu da bana çekici geldi. Komik miyim bilmem ama karamsarlıkta hep ışığa gitmek için çabalarım.
Gerçek yaşamdaki bekarlığa veda durumlarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Nişan, kına, bekarlığa veda, düğün gibi geleneksel kutlamalarla çok ilgili olmadığımı anladım. Bu tür özel aktivitelerde kendimi göremiyorum.
Evlenecek olsanız, sürpriz nikah kıyanlardan mı olursunuz? Buna ancak zamanı geldiğinde karar verebilirim. Ama 'Hayallerimi süsleyen düğün şöyle olsun' gibi isteklerim yok. Benim başka hayallerim var. Bir gün evlenecek olursam, o zaman ne gerekiyorsa o yapılır.
Şov dünyasından biriyle birlikte olur musunuz? Aşka sektörel bakmıyorum. Bu iki kişinin arasında çok özel bir mesele; dediğim gibi duygular sektörel değildir. Aşk, karşılıklı iki insanın anlaşmasıyla alakalı bir durumdur.
Çoluk çocuğa karışmaya niyetiniz yok mu? Önce sağlık ve uzun ömür diliyorum ama nasipse isterim. Yeğenlerim var ve onlara karşı içim titriyor. 'Artık çocuk yapma zamanı geldi' gibi düşünür müyüm, bilemiyorum. İş hayatımda çok planlıyım ama özel hayatımda çok duygusalım. Kadere çok inanırım, kısmetse olur. Önce sağlık, sonra aşkla ilerlenebilecek bir durum.
Aşk var mı? Niye sordun bu soruyu? (Gülüyor)
Merak ettim... Hayatın ne göstereceğini bilemiyorum; nasip kısmet işleri bunlar... Rahmetli anneannem hep böyle derdi.
Bu delikanlı tavrınızın sebebi ne? Korunmaya çalışmak mı? Evet, hakkımda bu çok söylenir. Bunun sebebi belki ses tonumdur ya da vücut dilim... Yaş aldıkça insanın derisi kalınlaşır; belki buna kabuk diyebilirim. Tabii ki duvarlarım var, eğer olmazsa delik deşik olursunuz. Hayat biraz vahşi. İşlerim konusunda netimdir ama bir tarafım hamur gibidir, ki devamlı yoğrularak şekillenebileyim.
Anarşist olduğunuzu düşünür müsünüz? 16 yaşında daha dik başlıydım. Şu an 32 yaşındayım. Başak, olgunlaştıkça eğilir. Ben böyle düşünüyorum. Eğer bugün hâlâ dik başlıyım dersem, demek ki hiç eğilmemişimdir. Ben öğrenmek ve gelişmek için eğilmeyi çok doğru bulurum.
Maneviyatınıza düşkün müsünüz? Benim için maneviyat her şeydir. Maddiyatın böylesine değer gördüğü, insanların maddi olarak derecelendirildiği dünyada maneviyata önem vermemek mümkün değil. Çevrem de böyledir.(Sabah/Oğuzhan Toracı)