Oyunculukta emin adımlarla ilerleyen Defne Samyeli, izleyicinin karşısına bu kez Kurtlar Vadisi Pusu’da canlandırdığı ve ‘hayalimdeki karakter’ dediği Ajan Zeynep rolüyle çıkıyor. Rolünü ve diziye nasıl katıldığını anlatan Samyeli “Dizinin doğuşuna tanıklık etmiş biri olarak seneler sonra böyle bir işbirliği beni çok mutlu etti” diyor.
Kurtlar Vadisi Pusu’yla yollarınız nasıl kesişti? Yeni sezon için başka planlar yapıyordum. Oyunculuk adına çizdiğim yolda tiyatro ve sinemayla ilgilenmeyi düşünüyordum. Bunların hepsini belirli bir sisteme oturtup Los Angeles’a gidecektim. O sırada Necati Şaşmaz’dan böyle bir teklif geldi.
Zaten çok iyi aksiyon filmi seyircisiyimdir. Küçük yaşlardan itibaren kendim için hayal ettiğim rollerden biri mutlaka aksiyon yıldızı olmaktı. Necati Şaşmaz’ın bana anlattığı Zeynep karakterini o kadar benimsedim ki kabul ederken hiç tereddüt etmedim. Yıllardan beri ekranda olan rekortmen bir proje. Tanıdığım, bildiğim, çok iyi bir ekip.
Rolünüz sizi zorladı mı? “Ben bu rolü nasıl canlandıracağım?” gibi bir endişem hiç olmadı ve içimdeki Zeynep’i bulup çıkarmak kolay oldu. Bundan sonraki süreçte, senaryonun içine girdikçe, hikaye daha da netleştikçe alacağımız keyif artacaktır.
Peki hikayenin gidişatı hakkında bir öngörünüz var mı? Hiç bilmiyorum, her an her şey olabilir. Senaryo güncelliği korumak adına sıcağı sıcağına yazılıyor. Öte yandan zaten oyuncuların bilgisi olmuyor. Bizler için de sürpriz, önümüzdeki bölümlerde göreceğiz neler olacak. Hakkında bu kadar yorum yapılan bir işte olmaktan dolayı da çok mutluyum.
Diziyle ve oynadığınız karakterle hangi yönünüzü ortaya koyacaksınız? Yıllar boyu dövüş sporları ve sanatlarıyla ilgilenmeyi çok istemiştim. Ama bunlar için bir vesile olması lazım. Proje için el sıkıştığımızdan beri kamera önü dövüş dersi alıyorum. Yakın dövüş tekniği öğrendim. Bütün bunlar benim adıma keyif.
Bir karakterin hakkını verebilmek için elimizden geleni yapmak zorundayız diye düşünüyorum. “Zayıfım, narinim, benim elimde silah olamaz” düşüncesi değil, içimde yatan farklı bir yönü ortaya çıkarabildiğim için mutluyum.
Oyunculukta yurtdışına da açılmaya hazırlanıyorsunuz... Kendimi hep dünya vatandaşı olarak görüyorum. Bu ülkenin bana sağladığı eğitim olanaklarıyla kendimi çok iyi yetiştirdim. Ama bunlarla yetinen birisi değilim. Bir Türk olarak vatanıma yapacağım en büyük katkım, evrensel manada gerçekleştirdiğim şey olabilir.
Sınırlara da inanan birisi değilim. ABD ile iş bağım hep var. Haberciyken de orada çalıştığım kanallar vardı. Los Angeles’ta geçirdiğim süre boyunca gördüm ki oralarda bir şey yapabilmek hiç de zor değil. Yeter ki sıfırdan başlamaya razı olun. Orada bir ajansla anlaştım, sesimi çok beğendiler zaten müzikal projelerde yer almak istiyordum.
Seçtiğim bir okul ve eğitim programım var, şu anki işten dolayı ara verdim ama kafamın bir tarafında hep var. Amacım her geçen gün daha da mesafe alabilmek, üstüne koyabilmek. Bunun için bilgi alabileceğim her yere, Çin bile olsa gitmeye razıyım.
“Çocuklarıma rol model olayım kaygısı olan bir anne değilim. Onları saygılı, merhametli ve iyi kalpli olmaları için sevgiyle büyüttüm. Kızlarım çalışkan, güzel veya başarılı olmak zorunda değiller.”
Hayatınızda ilk defa mı elinize silah aldınız? Daha önce poligonda atış yapmıştım. Babamın eskiden asker olmasından dolayı evimizde tabanca vardı. O yüzden çok uzak değilim. İnsanların haklarını koruması, vatana dair birtakım idealler benim içimde çok kuvvetli olan duygular ve olgular genel olarak. O yüzden bir kadın olarak silahla aramda bir mesafe vardı diyemiyorum.
Elime aldığım an benim oldu o silah. Sporcu ve atletik bir yapım olduğu için o kalıba iyi uydum. Kurtlar Vadisi izleyicileri de umarım benim için iyi ki diziye girdi derler.
Programınıza konuk ettiğini diziye yıllar sonra dahil olmak nasıl bir his? Hayatın nereden nereye gelebileceğini bildiğim için uzun vadeli planlar da yapmıyorum. Yaşarken yeni limanları keşfe çıkmak lazım, bu benim adıma çok keyifli bir yolculuk.
Dizi ekibinin o zaman doğuşuna tanıklık etmiştim, stüdyoda ağırlamıştım ve başarılı olmalarını gönülden istemiştim. Nitekim öyle de oldu, sıkı bir takipçisi oldum. Seneler sonra böyle bir işbirliği beni de çok mutlu etti.
Haber merkezindeki günlerinizi arıyor musunuz? Hayatımda yeni bir sayfa açtım. Haber benim için bir dönem yaşanmış ve iyi anılan bir aşk gibi. Öyle güzel ve büyük kadrolarla, ciddi rakipler karşısında öyle hazlar alarak çalıştım ki artık aynı hazzı alacağım bir yer olmadığı için 2 buçuk yıl önce bu işe nokta koydum ve severek ayrıldım.
İklim değiştiği zaman ya o iklime adapte olacaksınız ya da kendinize başka bir diyar arayacaksınız. Ben ikinci tercihi kullandım.
İstediğiniz her şeyi elde ettiniz mi? Hayat bana her zaman istediğim şeyleri vermedi. Ama ben o zamanlar da bile kendime ihanet etmedim ve gönlümün istediğini yapma lüksünü kendime tanıdım. Bunun için çok büyük şanslarınız olması gerekmiyor. Sadece hayata karşı tavrınız olsun yeter.
Spikerlik, şarkıcılık ve oyunculuk derken yapmak istediğiniz şey kaldı mı? Şu işi de yapayım diye arayış içinde değilim. Hücrelerime kadar kendimi iletişimci olarak görüyorum. Yaptığım işlerin ortak yanı iletişim. Bu alanda hep çıtayı yükseltme çabasındayım.
Asla dediğiniz şeyler var mı? “Asla” demem. Çünkü “Asla” dediğiniz zaman hayat sizi onlarla sınıyor.
Biri için değişir misiniz? İnsanlar değişemez. Ama biri için değişmek bence insanların hatası. 23 yaşında anne olmak hayatımı ve beni çok değiştirdi. Hayat insanları dönüştürüyor ama biri için değişmek çok zor. Şahsen biri için değişmeye inanmıyorum.