Damla Sönmez: Senede 3-4 kere aynı rüyayı görüyorum
Show TV'nin sevilen dizisi 'Aziz'de 'Dilruba' karakterine hayat veren Damla Sönmez (34) konuk olduğu programda bilinmeyenlerini anlattı. Yılda 3-4 kez aynı rüyayı gördüğünü söyleyen Sönmez, terler içerisinde uyandığını açıkladı
Pek çok dizi ve filmde rol almasının yanı sıra tiyatroda da izleyicisiyle buluşan Damla Sönmez, yurtdışı deneyimleri, sıra dışı takıntıları ve şaşırtıcı rüyalarına kadar samimi açıklamalarda bulundu.
'İbrahim Selim İle Bu Gece' programına konuk olan Sönmez, "Sürekli gördüğün bir rüya var mı?" sorusuna şöyle yanıt verdi: "Var. Hatta dün gece de gördüm. Oyuncu arkadaşlarımla konuştuğumda onlar da benzer rüyaları gördüğünü söylüyorlar. Bir tiyatro oyununun sahneye çıkmadan hemen öncesinde başlıyor rüya. Mekan sürekli değişiyor; bir hangar, park veya daha önce oynadığım bir yer olabiliyor."
"Tam seyircilerin içeri alınıp, sahne ışığı yanmadan önce karanlıkta beklediği bir an vardır ya hani... İşte o andayız, perdenin arkasındayım. Seyirciyi biraz görebiliyorum,. Adım atmak üzereyim ve uzun bir tirad ile başlayacağım oyuna.
Tam cümlelerimi söyleyecekken 'Tek bir kelime hatırlamıyorum' diye kalıyorum böyle. Arkamı dönsem text orada olsa, şöyle bir gözümle baksam hemen hatırlayacağım ama rüyamda çok uzakta veya ulaşamayacağım bir yerde oluyor genelde ve ben bu rüya ile terler içerisinde uyanıyorum. Senede de 3-4 kere gördüğüm bir rüyadır bu."
Sönmez, "Günlük hayatını zorlaştıracak bir takıntın var mı?" sorusuna ise, "Zaman zaman oluyor. Günlük hayatımı zorlaştıracak kadar değilse de sette giyinirken önce sağ kol veya ayakkabı giyerken önce sağ ayakkabıyı giymek gibi şeyler diyebilirim. Bunlardan ziyade el ve ayak parmaklarına iki farklı oje sürmekten nefret ederim. Mesela birinde ayağında oje var ama elinde yok veya ikisinde de var ama ikisi de birbirinden farklıysa hiç hoşlanmıyorum." şeklinde yanıtladı.
Oyunculuk kariyerine 16 yaşında başlamasının yanı sıra, piyano ve keman eğitimi de alan Sönmez, sanat yolculuğundan da bahsetti:
"Şöyle; esasen tüm bu süreç tiyatro sebebiyle gelişti diyebilirim. Çok 'Küçük Kara Balık' ve 'Şeker Portakalı' gibi tiyatro oyunları izlerdik ailece ve ben tiyatro tiyatro diye tutturunca ailem yaşım tuttuğu anda beni uygun olan tüm kurslara yazdırmaya başladılar derken işte iki sene keman öğrendim, ardından piyanoya geçtim, müzikal bölümünü de kazandım ama zaten halihazırda tiyatro okuyordum..."
"Sorbonne Üniversitesi’nde Dramaturji Bölümü’nü okurken oyunculuğa devam etmek için İstanbul’da Yeditepe Üniversitesi’ne geri döndüm. Zaten burslu kazanmıştım ve giderken dondurmuştum okulumu. Dönerken de yeniden yüksek lisans için yurt dışına gidebilirim dedim çünkü artık oynamak istiyordum. Zaten yeniden eğitim için New York Film Academy’e de gittim. Orada da eğitim aldım ve birçok ülkeye de yine eğitim amaçlı gittim."