'ÇOK BÜYÜK MERAKLA BEKLENİYOR!'

“Aşk-ı Memnu”da Peyker’i oynayan Nur Aysan, Bihter’le Behlül’ün aşkı konusunda izleyenlerin ikiye bölündüğünü söylüyor. Aysan, “Kimi ne zaman aşklarını itiraf edeceklerini soruyor. Bir kesim ise bu aşka tamamen karşı” diyor

'ÇOK BÜYÜK MERAKLA BEKLENİYOR!'

Salondan içeri ışığıyla giriyor Nur Aysan. Karşımda ekrandakinden defalarca güzel bir kadın var. Peyker rolünde oynadığı “Aşk-ı Memnu”yu, ekibi anlatırken duyduğu gurur gözlerine yansıyor. Özel hayatıyla ilgili sorulara hiç çekinmeden cevap veriyor.
Eşi sevdiği için baklava yapmayı öğrendiğini, ona olan aşkını, sevgisini anlatırken öyle samimi ki, insan bu gezegende hâlâ mutlu evliliklerin olmasına sevinip, bir ohh çekmeden yapamıyor.

Oyunculuğa olan ilginiz ne zaman başladı?
Tiyatro hayranıydım. İlkokuldayım, ben beşinci sınıfa, kardeşim ikiye gidiyor... Birlikte Oya Küçümen- Bora Evcioğlu taklidi yapardık. Çok istemiştim, ama babam illa ki daha iyi bir okul olsun istedi. Onlara göre işletme, mimarlık, o dönemde daha iyi okullardı. Ama şimdi beni gururla izliyor.

Üniversite eğitimi aldınız mı?
Çalışmayı çok sevdiğim için, üniversiteyi ikinci plana attım. Önce bankada çalışmaya başladım. Bana göre değildi, çok monoton bir iş. Sıkıcı! Buradan edindiğim bilgiyi de kullanarak borsa muhabirliğine ve spikerliğe başladım. Ondan sonra da üniversite sınavına girmeye karar verdim.

Nereden çıktı üniversite fikri?
O sıralarda eşimle tanıştık. Çok iyi iki dost olmuştuk. Bana hep şunu sordu: Neden okul ikinci planda? Neden okumuyorsun? Onun da etkisiyle, Haliç Üniversitesi’nde moda ve tekstil tasarımı okumaya başladım.

Oyunculuğa nasıl adım attınız?
Çalışmayı o kadar çok seviyorum ve o kadar alışkınım ki, tek başına okul beni kesmedi ve yine eşim sağolsun, beni Esra Akkaya ile tanıştırdı. Oradan ilk önce “Benden Baba Olmaz” dizisi için teklif geldi. Ardından reklamlar; sonrasında iki bölüm “İyi Uçuşlar” ; bir sezon da “Gönül Salıncağı”... Derken “Aşk-ı Memnu” başladı.

Bu projede nasıl yer aldınız?
Yine aynı şekilde cast ajansım vasıtasıyla. Görüşmelere giderken çok heyecanlıydım. İçeriye girdiğimde, kalbimin yerinden çıkacağını sanmıştım. Deneme çekimlerinin sonucunu beklerken, her telefon çaldığında “Allah’ım oldu mu acaba?“ diyordum. Çok istedim bu sette olmayı.

Halid Ziya Uşaklıgil’in eseri “Aşk-ı Memnu”yu okudunuz mu?
Hepimiz okuduk.

Bihter’le Behlül’ün aşkıyla ilgili ne gibi tepkiler alıyorsunuz?
Çok büyük merakla bekleniyor, biliyor musunuz? Kim beni görürse kolumdan tutup “Ne zaman öpüşecekler?” diye soruyor. Bir kesim içinse gerçekten kötü bir durum, “Aaa, kadına bak! Evlisin sen, hem de akrabayla olur mu!”diyorlar.

Dizide Firdevs Hanım, artık değil ama başta kızının eşine aşıktı. Bihter, eşinin yeğeni Behlül’e...
Aynen öyle. Konunun ana kaynağı da aslında bu: Yasak aşk! Firdevs, ilk başta öyleydi, ama şimdi öyle bir şey yok, aksine Nihal’i öne atarak kızını korumaya çalışıyor. Bütün bu entrikalar, insanların hoşuna gidiyor. İlk başlarda Firdevs’e ‘kötü kadın’ derken, şimdi ‘bayılıyorum’ diye mesaj yolluyorlar. Bir keresinde yaşlı bir teyze, yolda dizideki eşim Nihat’ı çevirmiş, “Evladım, pek yakışıklıymışsın. Ah, bir de şu kayınvalidene diş geçirebilsen. Çok üzülüyorum ben sana!” demiş.

Ve kıyafetler... O kadar çok konuşuluyor ki ...
Evet, izleyiciler de sürekli, kıyafetleri nereden aldığımızı soruyorlar. Deniz ve Başak arkadaşlarımız, beni, Bihter’i, Firdevs’i, Behlül’ü ve Adnan’ı giydiriyorlar. Zaten bu işi profesyonel olarak da yapıyorlar.

Kriz sizi nasıl etkiledi?
Herkese olduğu gibi bizim ücretlerimize de yansıdı, ama biz ekip olarak, iki haftada bir yayınlanmasındansa , ücreti düşürmeyi tercih ettik. Çünkü çok güzel bir iş yapıyoruz. Ben bile her hafta oturup yeni bölümü seyrediyorum. Benim gibi sabırsızlıkla bekleyen bir çok insan varken, neden onları mahrum bırakalım ki?

Yalana tahammülüm yok
Yeni evlendiniz. Eşinizle nasıl tanıştınız?
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda tanıştık. İlk etapta çok iyi dost olduk. Bana çok güzel akıllar verdi, yanımda oldu. Çok şanslıyım...

Nedir sizi ona, onu size bağlayan şey?
Şurası! (kalbini gösteriyor) Çok çok dürüst! Yalana tahammül edemem ve Murat’ta yalan yok! Kalbi o kadar iyi ki... Çok şey yaşamış, çok incinmiş, ama yine de ayakta. Çok güçlü! Bunlar beni çok etkiledi.

Eşinize yemek yapar mısınız?
Yaparım. Hatta eşim baklavayı çok sever diye gittim, baklava açmayı öğrendim.

Sizin için mutluluğun resmi ne?
Eşim!