"Çocuk isteyen bana twit atsın"

Didem İnselel’ i Kavak Yelleri’nin Gönül öğretmeni olarak hafızalarımıza kazıdık ama aradan geçen 5 yılda o hiç durmadı. Bazen bir reklam filminde, kimi zaman bir programda ya da dizilerde rol alarak kendisini hiç unutturmadı.

"Çocuk isteyen bana twit atsın"

Şimdilerde TRT 1’de ekrana gelen Beni Böyle Sev dizisinde İnci karakterine hayat veriyor. Yarım kalmış bir aşkın telafisini yıllar sonra yapmaya çalışıyor. Bazen bizi sinir etmeyi de başarıyor. Didem’in rol aldığı işler hep uzun soluklu oluyor. O bunu ne kadar şansına bağlasa da, bence seçimlerini doğru yapıyor. Didem İnselel’i dört yıldır tanıyorum. Bana sorarsanız ekranda görünen “Bizim evin kızı ” edasından farklı biri değil. Zaten onunla tanıştığınız anda gerçekten ablanız, kardeşiniz ya da en yakın arkadaşınızla konuştuğunuzu hissediyorsunuz. Size asla yabancılık çektirmiyor. Egolarını sıfırlamış, mütevazılığı hayatının merkezine koymuş biri Didem. Bu yalan dünyanın içinde gerçek ve temiz kalanlardan... İşte HT Magazin'den Oya Doğan'ın röportajı...

* Türkiye’de ciddi bir genç nüfus ve çok az gençlik dizisi varken, sen nasıl o projelerde yer almayı başarıyorsun?
- Hemen buluyorum değil mi? Şaka bir yana, tabii ki isteyerek olmuyor. Sanırım ekranda görünen o ablalık duruşu ve munis tavır bende de olduğu için bu tür dizilerde yapımcıların aklına ben geliyorum. Ama kalabalık kadrolu işlerde olduğum için çok mutluyum. Bazı star işlerinde assolist altı çalışmaktansa iyi ve donanımlı bir koronun parçası olmak benim için daha eğlenceli ve huzurlu. Çünkü herkes aynı dili konuşuyor. Tek başrollü star işlerinde, insanlar hak ettiği değeri göremediği için gerginlikler oluyor. O nedenle ben seçimlerimde, oyuncuların ağırlıklı olduğu, rollerin eşit dağıtıldığı, hikâyenin paralel yürüdüğü işleri tercih ediyorum. Zaten iki kişi arasında yaşanan bir aşk dizisinde oynamaktan ben de çok sıkılırdım. Böylesi güzel.

‘BENİ BÖYLE SEV BİR AİLE DİZİSİ’

* Beni Böyle Sev’i neden seçtin?
- Ben işlerime genelde en fazla 6 ay ara veriyorum ama sağlık problemlerim olduğu için bu defa biraz dinlendim. Açıkçası şu anda dizi sektörünün içinde bulunduğu kargaşadan da korkup biraz daha bekledim. Sonrasında BSK Yapım’dan Beni Böyle Sev geldi. Önce hikâyeyi okudum ve çok samimi buldum. Yapımcılarımız İnci karakterinin ablamı yoksa anne mi olması gerektiği konusunda bir süre karar veremediler. Sonunda benden anne olmayacağını anladılar. Bu duruma çok sevindim. Üniversitedeki çocuğun annesini oynarsam seneye de torun sahibi birini oynardım. (Kahkahalar) Oya, bu dizide kalabalık bir kadro var. Farklı karakterler izleyebilirsiniz. Entrika yok, samimiyet var. Kısaca Beni Böyle Sev sıcacık bir aile dizisi.

* Dizinin arabesk damarından da bahsetmek lazım. Zaten Beni Böyle Sev de Orhan Gencebay’ın şarkısı...
- Tam ondan bahsedecektim. Müzikleri de çok önemli. Biz Türk halkı ne kadar snob dursak da iki kadeh içip, sohbet ederken hepimiz kendimizden geçeriz. Orhan Gencebay şarkılarının da kullanılması önemli bence. Bize geçmişi hatırlatıyor. Ben de Orhan Gencebay klasiklerini aldım, arabada dinliyorum. Hakikaten hepimizin damarına işlemiş onlar, kulağımız o müziğe aşina. O yüzden de hepimizi bir yerden yakalıyor.

* Dizide İnci yarım kalmış bir aşkın kahramanı ama bu kez telafisini yapmaya kararlı görünüyor...
- Zamanında aşkını itiraf edememiş ve adamı kaçırmış. Şimdi gelmiş milletin yuvasını bozmaya çalışıyor. Bir de kendi hayatında yapamadığı şeyleri kardeşinin üzerinde gerçekleştirmeye çalışıyor. Kendi çok şey biliyormuş gibi, kardeşini de yanlış yönlendiriyor. Ben İnci’ye sinir oluyorum. (Gülüyor) Çünkü ben öyle biri değilim. Gerçekten inandığım bir aşk varsa duygularımı belli ederim ve peşini bırakmam. İnci bana çok ters biri olsa da, hayatın içinde sıkça karşılaştığımız bir karakter.

‘SEKTÖRDE VAR OLMAK İÇİN ŞANS ÖNEMLİ’

* Genç oyuncular dışında Güven Kıraç, Altan Gördüm, Lale Mansur, Beyti Ergin, Erdem Akakçe gibi ciddi bir oyuncu kadrosu var dizinin. Bence sette kahkaha sesi dinmiyordur...
- Ne kadar keyifli bir setimiz olduğunu sana anlatamam. Bir de ben hem kamera önünde hem de arkasın da çok insanla daha önce çalıştım. Ama Güven Kıraç’la çalışmayı çok isterdim. Bu kez bunu da gerçekleştirdim. Çok eğleniyoruz. Kendimi yabancı hissetmediğim, giderken güle güle gittiğim bir setim var.

* Didem, bu devirde her iki kişiden birinin oyuncu olmak istediği bir ortamda 10 yıl istikrarlı bir şekilde ekranda kalmayı nasıl başardın? Çünkü çok alternatifin var...
- Bunu tek başına yapabilmen mümkün değil. Birincisi ve en önemlisi gerçekten yetenekli olacaksınız. Çok çalışacaksınız. İkincisi, azmedeceksiniz, sabredeceksiniz ve pes etmeyeceksiniz. Çünkü bu sektör bir kazan ve adımınızı her an kesebilirler. Üçüncüsü şans yanınızda olacak. Ben şanslı olduğuma inanıyorum. Dördüncüsü de iyi bir menajere sahip olacaksınız. Bu sektörde varlık gösterebilmek çok zor. Size doğru adımlar attıracak, moraliniz bozulduğunda motive edecek, sizin için iyi çalışacak biri olmalı. Çünkü menajer senin dış gözündür. Ben öyle bir menajerle çalışıyorum ve mutluyum. Bir de çok duygusal biriyim. 3 gün telefonum çalmasa tüm özgüvenimi kaybedebilirim. Beni motive edecek kişiyle çalışıyorum.

* Didem hayatta takık olduğun başka bir şey var. O da kendi paranı kazanmak...
- Takığım buna, evet. Ben hiç bağını bilmediğim üzümü yemedim. Anne baba ayrı bir çocuk olmamdan dolayı belki her zaman ayağım yere bassın istedim. Hep böyle bir hedefle büyütüldüğüm için de bir adamın desteğini almadan yaşadım. Şükür, kendim çalışıp kazanıyorum.

* Eleştiriye açık biri misin?
- Çok eleştiriye gelemem. Beni eleştireceğine sen kendine bak! Mesela ben hayvanları çok seviyorum ve bu konuda duyarlıyım. Barınaklara gidiyorum. Bana “Şimdi bununla mı uğraşıyorsun, bu kadar şey varken” dediklerinde sinirleniyo rum. Nereden biliyorsun başka bir şey yapmadığımı... Ayrıca sen ne yapıyorsun ki!

‘Hayal Apartmanı istiyorum’

Didem İnselel, çocukluğundan beri sevdiği insanlarla aynı apartmanda yaşamayı hayal ettiğini söylüyor. Bu hayalinden hiç vazgeçmediğini ifade eden İnselel, “Bir Hayal Apartmanı olsun istiyorum. Zaman zaman sakinleri değişiyor ama her katta sevdiğim insanlar var. Şu anda apartmanımın giriş katında Hakkı Devrim oturuyor. Ben arada ona çorba yapıyorum. Her akşam kapısını çalıyorum, sohbet ediyoruz ve eve çıkıyorum. Yan dairemde Seyfi Dursunoğlu var. Onunla beraber kahve içip goblen işliyoruz. Çatı katında Ali Poyrazoğlu oturuyor. Ben yolumu kaybettiğimde ona gidiyorum ve beraber yolumu buluyoruz. Yan dairesinde de Aysel Gürel vardı ama o taşındı. Keşke onlar hep yanımda olsa. Bir de onları herkes çok sevmesin, sadece ben seveyim ve bana ait olsunlar istiyorum. (Gülüyor)” diyor.