Ceyda Düvenci: Hayata karşı kaygı doluyum
- 25.10.2015 10:02
Ceyda Düvenci'nin Gazete Vatan'dan Melis Güvenç'e verdiği o röportaj...
Ceyda Düvenci, yeni projelerini hayata geçirmek için gün sayıyor. Yeni yılda satışa sunulacak bir ajanda hazırlığında olan oyuncu aynı zamanda Youtube kanalı açacak, uygulamalı psikoloji alanında yüksek lisans yapacak ve blogunu daha aktif hale getirecek...
Hayat nasıl gidiyor? Evimde huzurluyum. Bunlar dışında her gün kötü haberlerle uyanmak, mesleğimle ilgili kaygılar duymak, beni, evladımı ve ailemi gelecek adına kaygılandırıyor. Dolayısıyla bu kısacık ömürde gerçekten bu kadar trajediye, bu kadar ölüm haberine, toprak kavgasına gerek var mı? Soruları kafamda uçuşuyor. Genel anlamda kendi yuvamda mutlu ama hayata karşı kaygı doluyum.
Yeni sezon öncesi neler yaptınız? Kendi hayatıma dönük her şeyden uzak bir yaz geçirdim. Hayata, yaşadığım ülkeye, mesleğime, yaptıklarıma, yapacaklarıma uzaktan bakmak bana iyi geliyor. Kızım için iyi şeyler yaptığım bir yaz oldu. Yeni yerler gezdik gördük. Biraz koşuşturmalıydı ama bol gezmeli, az dinlenmeli güzel bir yaz geçirdik.
Maral dizisiyle ilk defa kötü birini oynamak size nasıl geldi? Deniz hayattaki yaşadığı hayal kırıklıklarını tamamen kötülüğe çeviren, kötü biri. Onu oynamak biraz kasvetli. Tamda hayatı sorguladığım bu dönemde sevebilmek bu kadar kolayken, insanların birbirinin canını acıtması, gözü kapalı eleştirmesi, hiçbir şey düşünmeden oturduğu yerden kalp kırması, ölümü bu kadar sıradanlaştırmasını sorgularken Deniz’in bu yaptıkları ve bu rolü oynamak benim için ağır oluyor.
Bu tarz insanlara karşı tavrınız nedir? Hayatımdan ve kendimden uzak tutuyorum. Agresif, aklı kötülüğe çalışan, başkalarının mutluluğunu çekemeyen ya da ana kelimesinin sevgi sağlık ve her şeye rağmen gülümsemek olmadığı insanlar artık benim hayatımda yok.
Hayatınızda yeni hobiniz seramik dışında başka ne gibi yenilikler var? Seramiğe yeni başladım çok keyif alıyorum. Seramik atölyesine haftada bir gün üç saat gidiyorum. Seramik hamurunu yoğururken hiç bir şey düşünmüyorsunuz ve bir hamurdan bir şey yaratıyorsunuz. Bu bana çok iyi geliyor.
Ayrıca pilatese devam ediyorum. Çok heyecan duyduğum anti gravity yoga yapıyorum. Benim tabirimde hamak yogası. Tavana asılı bir hamakla yoga yapıyoruz. Bu iki yenilik beni çok heyecanlandırıyor.
Spor ve seramik dışında başka neler yapıyorsunuz? Youtube kanalımı açmaya hazırlanıyorum. Hayatıma dair belgesel tadında videolar paylaşacağım. Bülent, Youtube’da, Bülent Şakrak tv diye kendi kanalını açtı. O daha farklı ve eğlenceli videolar paylaşıyor. Melisa’ya odaklı yazdığım blogumu daha aktif hale getirme planım var. Melisa için yaptıklarımı ve yol haritamızı isteyenlerle paylaşacağım.
Kızınız Melisa’nın en çok neyini seviyorsunuz? Adaleti ve insan sevgisiyle, her zaman gülümsemesiyle çok gurur duyuyorum ve örnek alıyorum. En çok gülümsemesini ve annecim diyerek boynuma sarılmasını, beni özlemesini seviyorum. Her gün yeni cümlelerle, yeni şeylerle geliyor. Bunlar tabii ki onun gelişimiyle ilgili mücadele verdiğimiz bir hayatın içinde çiçekler açtırıyor.
“Sen olmasaydın ben ne yapardım” dediğinde, birlikte bu yolculuğu yaptığımızı fark ettiğini hissediyorum. Okulda olan bir şeyi detayı anlattığında, “Dertleşeceğimiz günler yakın yaşasın” diyorum. Hiç ummadığımız anda, ummadığımız bir cümleyi tam zamanında ve yerinde söyleyip hepimizi şaşırttığında ağlayacak gibi oluyorum.
Yaptığı her şey evin içinde bir güneş açtırıyor, bulutlar dağılıyor. Mücadeleden yorgun olduğumu hissettiğim an bir şey yapıyor ve “Ne demek yorulmak, hadi devam her şey yolunda, şahaneyiz” diyorum. Melisa’nın benim olmasını seviyorum.
Nasıl bir anne olmaya özen gösteriyorsunuz? Yalansız bir anneyim. Tüm duygularımı onunla içimden geldiği gibi paylaşıyorum çok eğleniyoruz. Ama bir o kadar da disiplinli bir anneyim. Çünkü benimle çok eğleniyor bir o kadar da çekiniyor ve dinliyor. Ama dinlemek istemediği yerde tavrını koyabilecek kadar özgür.
Çalışan anne olmakla nasıl baş ediyorsunuz? Maddi olarak ihtiyacımız olanı karşılayacak kadar çalışıp, mesleğime bir takım sınırlamalar getirmeye çalışıyorum. Mesela aynı anda tiyatro dizi ve televizyon programı yapmıyorum. Çok istediğim halde uzun süredir tiyatro yapamıyorum. Çünkü geceleri oyun oynamak gerekiyor, bende Geceleri evde olup Melisa’yı uyutmak, beraber yemek yemek istiyorum.
Dizi yapacağım zaman ekibin anlayışlarına sığınarak belli saat ve gün sınırlamaları talep ediyorum. Çünkü Melisa’nın bu dönemde yanında olmam gerekiyor. Ama bir yandan da mesleğimi de yapmak istiyorum.
Bülent beyle hayatınızda neler oldu, neler kazandınız? Hayat arkadaşımı buldum, çok huzurluyum. Evde huzurlu olmak, hayatın her anını doğru paylaşmak, insanı meslek hayatında, anneliğinde dostluk ilişkilerinde, hayat durusunda çok büyük bir motivasyon veriyor ve çok enteresan ve verimli bir üretim sürecine sokuyor.
Mesleki anlamda yapmak istediğiniz neler var? Yaratıcı drama eğitmenliğimin üzerine gitmek, uygulamalı psikoloji alanında yüksek lisan yapıp biraz hayata karışmak istiyorum. Yaratıcı drama tekniğini ve oyunculuk eğitimini kullanarak bunlara uygulamalı psikolojiyi eklediğim programlar hazırlayıp geniş kitlelere ulaşmak istiyorum. Böylece belki birbirimize iyi davranmayı öğreniriz.
Defter koleksiyonum var ve gerçek bir ajanda delisiyim. Marsık yayın evi sahibi arkadaşım Burcu Urak Kopan’la günlük gibi bir ajanda yapıyorum. Rengarenk. Bence en ihtiyacımız olan şeylerden biride bu. Çantamızdan çıkardığımızda içimizi aydınlatan ve her gün notlarımızı alabileceğimiz bir ajanda.
Çünkü hayatta küçük mutlulukların birleşip doğru mutluluğu oluşturacağına inanıyorum. Dolayısıyla yeni yılda kitapçılardan alacağınız bana ait bir ajanda olacak. Umarım beğenirsiniz biz çok heyecanlanarak hazırlıyoruz.
