CEM ÇOK DA AŞAĞILIK FİLMLER YAPMADI
'Aşk Geliyorum Demez' filmi ile bir kez daha beyazperdede izleyici ile buluşan Zeki Alasya, son yılların suya sabuna dokunmayan komedi filmlerine Cem Yılmaz'ı dışında tutarak isyan etti: 'Cem Yılmaz çok basit esprilerle, aşağılık, kalitesiz filmler yapmıyor'
Türk Sineması'nın duayenlerinden Zeki Alasya, sanatta 50. yılını doldurdu. 50 yıla yüzlerce film, kabare ve dizi sığdıran Alasya son olarak 'Aşk Geliyorum Demez' filmi ile beyazperdede yerini alırken, genç oyuncuların daha sağlam işler yapması gerektiğini savundu. Evinin kapılarını açan Alasya, 18 yıldır dünyanın çeşitli ülkelerinden topladığı iki bin Buda heykelciği önünde poz verdi...
Sizin de rol aldığınız 'Aşk Geliyorum Demez' adlı film vizyona girdi. Son yıllarda sizi sinema filmlerinde az görüyoruz. Teklif mi gelmiyor, siz mi seçici davranıyorsunuz?
Bu filmi izleyen herkes Yeşilçam dönemindeki filmler kadar keyif aldığını söyledi. Demek ki eski filmlerin samimi, sıcak, naif havası günümüzde yok ki, insanlar böyle söylüyor. 1999 yılında 'Güle Güle' diye bir film yaptık. O filmde de o eski lezzet vardı. Şimdi böyle filmler yapılmıyor. Ben etrafımızdaki, yaşayan insanların filmini yapmak istiyorum; uzaylıların ya da kovboyların değil! Amerika'da yeterince yaptılar kovboy filmlerini! Adam gibi, dostluğu, paylaşmayı, sevgiyi, saygıyı öne çıkaran filmler yapılmalı. Yaşım ilerledikçe duygusallaşıyor muyum ne! Bu senaryoyu kabul etmemin sebebi, bu duyguları yakalamış olmam.
SİNEMADA DÜNYA İKİNCİSİYDİK
Sinemamızın yükseliş dönemi olduğu konuşuluyor, ardı ardına filmler çekiliyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Seks filmleri dönemi geçtikten sonra sinemalar kapatılıp, alışveriş merkezi oldu. Bundan 15 sene önce neredeyse hiç film yapamaz duruma geldik. Sonra küçük sinemalar yapıldı, orada da yabancı filmler gösterilmeye başlandı. Seyirciden kabul gördü. Neticede sinema, para işi. Bu paraları vermeyince doğru dürüst iş çıkmıyor ortaya. Ve bizim safgiller, Amerikan Sineması ile bizim sinemamızı karşılaştırmaya başlıyorlar. Adamlar, bizim bütün sene yaptığımız film sayısının bütününün maliyeti kadar parayı, bir filmin yarısına harcıyorlar. 1965 senesinde Türkiye'de senede 300 tane film çekiliyordu. Bu, Hindistan'dan sonra dünya ikinciliğiydi. Filmler kaliteli değildi ama seyirciye ulaşıyordu. 300 film arasından 30 tane iyi film çıkardı. Sayı değil mesele, o sayıda kaliteli filmlerin çekilmesi önemli.
BAŞARILIYIM DEME AYIPTIR!
Son yıllarda, 'A.R.OG', 'Güneşi Gördüm', "Recep İvedik' gibi filmler büyük gişeler yaptı. Beğeniyor musunuz bu filmleri?
'İnşaat' diye bir filme gittim. Ağlayarak çıktım. Gani Müjde 'Kahpe Bizans', 'Osmanlı Cumhuriyeti'ni yaptı mesela... Bunlar yüz güldüren, buluşu başarılı filmler. Cem Yılmaz gibi büyük potansiyel, doğru dürüst işler yapmıyor mesela. Uzay filmi yapmaya başladı adam! Şimdi de kovboy filmi. Kaybettiğimiz duyguları yakalayacağımız filmler çekin! Halkın beğeni düzeyi çeşitli nedenlerle ayaklar altındaysa, sanatçı olarak senin görevin, o halkın eğitimini vermek.
Mesela?
Mesela sen 'Recep İvedik' gibi iki tane film yapar, bununla izleyici rekoru kırarsan, "Başarılıyım" diye kasılma; ayıptır. İki film yaptın, iyi de iş yaptın. O zaman hadi şimdi doğru dürüst filmler yap. Dünyanın ve Avrupa'nın en genç nesline sahibiz. Bu çocukları nasıl doğru yönlendireceksin? Senin görevin var. Bu görevi üstlen bakalım! Ben bunların peşindeyim, düşünen yok...
50 yılını sanata vermiş bir abileri olarak, Cem Yılmaz'ı ya da Şahan Gökbakar'ı bu konuda uyardınız mı?
Şahan Gökbakar ile Cem Yılmaz'ı ayırmamız lazım. Cem Yılmaz çok ayaklarda, çok basit esprilerle, aşağılık, kalitesiz filmler yapmıyor. Cem'in elinde tuttuğu güç, bu seyirci potansiyeli, bu imkanları ile, inanılmaz güzel şeyler yapacağını biliyorum. Ama o, hâlâ uçuk-kaçık filmler yapmaya çalışıyor. Ben duygusal, farklı bir film bekliyorum Cem'den. Belki dırdır ediyorum ama buna hakkım var diye düşünüyorum. Bıraksın 'G.O.R.A'yı, 'A.R.O.G'u... Vurdulu kırdılı, kalitesiz filmlere gelince, onları da ayıralım. Onlar kepazelik. O filmler izlendiği için üzülüyorum çünkü ülkemin durumunu görüyorum. İnsanların yalnız kaldığı zamanlar vardır. Gece yatarken, kendi vicdanları ile o muhasebeyi yapmalarını istiyorum...