BÜYÜKÜSTÜN: 'HASRET' BAŞKA BİR SERÜVEN!

Anketlerde 'En İyi Kadın Dizi Oyuncusu'seçilen 'Gönülçelen'in 'Hasret'i Tuba Büyüküstün: 'Hasret' benim için bambaşka bir serüven. Rolüm için çok sayıda Roman'la tanıştım, evlerine gittim. Artık onları daha farklı algılıyorum. Onların da bana karşı davranışları değişti

BÜYÜKÜSTÜN: 'HASRET' BAŞKA BİR SERÜVEN!

Tuba Büyüküstün, yıllardır uzun soluklu dizilerde karşımıza çıkıyor, reklamlarda oynuyor, otizm konusuna ilgi çekmek için projelere katılıyor... İnternet üzerinden yapılan anketlerde hem güzelliği hem de oyunculuğuyla en beğenilen kadın dizi oyuncusu seçiliyor. Ama ne şöhret ne de övgüler başını döndürmüyor. Marie Claire dergisinden Eda Göklü; Büyüküstün'le hayatını, rolünü ve hayranlarının ilgisini konuştu...

ŞÖHRETİN AVANTAJI
Sayısız fan kulübünüz, 500 bine yakın üyesiyle Facebook sayfanız var. Hayranlarınız hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bu işe başladığım ilk günden bu yana tüm projelerimde yanımda, bana sonuna kadar destek oldular. Hatta beni, benden daha iyi takip ediyorlar.

Şöhret olma süreci nasıl gelişti?
Oyunculuğa, 'Çok keyifli bir işe benziyor, bunu denemek istiyorum' diye başladım. Her şeyi denemek, her şey olmak istedim. Belki de bu yüzden sonunda oyuncu oldum. Sonra bir gün, bu işe âşık olduğumu fark ettim. Bir yandan da tanınan ve sevilen biri olmanın avantajları var tabii. Bunun en güzel örneği, yaklaşık üç yıldır Tohum Otizm Vakfı'na verdiğim destek. 10 kişi benden dolayı bu konuda fikir sahibi olsa bile çok anlamlı.

Dizi projelerinizle Ortadoğu'da da popülersiniz. Hayranların tavırları ülke ülke farklı mı?
Burası evim. Arap ülkelerinde ise yabancı bir oyuncuyum. Burada benimle her an sokakta karşılaşabilirler ama gittiğim yerlerde üç dört gün kalabiliyorum. Benimle sokakta karşılaştıklarında daha büyük tepkiler veriyorlar.

FARKLI BİR KÜLTÜR
'Gönülçelen'deki Roman kızı 'Hasret' rolü ne ifade ediyor size? Ne hissediyorsunuz o karaktere karşı?
'Hasret' karakteri benim için başka bir serüven oldu. Farklı bir kültürün içinde buldum kendimi. Hazırlık aşamasında çok sayıda Roman'la tanıştım, evlerine gittim... Çekimler sırasında beni gerçekten çiçekçi kız sanıyorlardı. Şu anda Romanlar'ı daha farklı algılıyorum ve sanırım onların da bana karşı davranışları değişti.

Şimdi geldiğiniz noktaya baktığınızda, hayal ettiğiniz hayatı mı yaşıyorsunuz?
Ne yaşarsam yaşayayım, eninde sonunda baktığımda ben kendi seçimlerimi yaşıyorum. Bu yüzden de evet, mutluyum. Hayatımı hayal etmedim hiç, hep anları hayal ettim. Hayatı sadece yaşıyorum...

Nasıl bir çocukluk dönemi geçirdiniz?
İstanbul'da doğdum. Ailenin tek çocuğuydum, bunun keyfini de epeyce sürdüm aslında. Geriye dönüp baktığımda çok güzel bir çocukluk geçirdiğimi görüyorum. Kitaplarla aram şimdi olduğu gibi iyiydi. Yine, her tek çocuk gibi, ben de zaman zaman bir kardeş istedim.

Sabah