Güneş‘in Kızları dizisinde rol alan Burcu Özbek, Vatan Gazetesi'ne konuştu...
Burcu biraz kendini anlatır mısın? Eskişehir doğumluyum. Kendimi bildim bileli tiyatro yapmak istedim. Konservatuvarda keman bölümünü kazandım ama 8-9 saat kapalı bir odada keman çalışamayacağımı anladım. Ablam viyolacı. Müzisyen bir ailemiz var. Lisede avareydim biraz.
Nasıl sorunlar yaşadın? Büyümeye başlayınca okulda da ilgi çekmeye başladım. Fazla dikkat çektikçe ve okulun popüler kızlarının tepkisini fark edince ben de kendimi soyutladım.
Kavga sevmediğim için kendimi hep içime kapatıyordum. O yaşlarda bugün komik olabilecek pek çok şey yaşadım aslında. Okulun kızlarının arkamdan laf atmaları, dedikodumu yapmaları o zamanlar biraz zoruma gitti ve bir anda büyümek zorunda kaldım. Ama sonrasında gülüp geçmeyi ve dikkate almamayı öğrendim elbette.
Güneş‘in Kızları’nda canlandırdığın Nazlı karakteri ile parellikler taşıyor musun? Nazlı karakteri fazla içine kapanık bir karakter. Sinirlendiği zaman duygularını ifade ediyor. Sert kabuklu ama içi çok yumuşak. Ben gerçek hayatta bana sataşıldığı zaman dalga geçmeyi ve hiç muhatap olmamayı tercih ediyorum.
Nazlı ise aklından ne geçiyorsa o anda söylüyor ama hırçın bir şekilde. Fakat Nazlı‘yla örtüşen taraflarımız var; ben de annemi kıskanan bir kızdım. Çocukken laf atılırdı. Annem çok güzel bir kadındı çünkü. Ben laf atan çocukları arkalarından kovalardım. 16 yaşımda ‘O benim annem’ duygusu ve sahiplenme vardı.
Güneş’in Kızları şimdiden fenomen oldu. Hikayesini bir de senden dinleyelim.. Güneş‘in kızları Güneş ve kızlarından çıkan bir hikaye. Güneş edebiyat öğretmeni. Babaları onu beş yaşında terk ediyor. Ve Güneş hem anne hem baba rolünü üstlenerek hayatını kızlara adıyor.
Ben erkekleri yanına yaklaştırmayan, hırçın bir karakterim. Baba eksikliği varsa ya erkeklerden kaçarsın ya da erkeklerle iletişime geçmeyerek gidermeye çalışırsın. Ben erkeklerden kaçıyorum.
Güneş’in hayatına bir erkeğin girmesini neden istemiyor? Güneş yıllar sonra bir adama aşık olunca hayatları değişiyor. Nazlı evliliğe karşı ama Güneş demokrasiden yana, diğer kızlara da soruyor. Nazlı annesinin korkularıyla yüzleşince fikrini değiştiriyor ve annesine yardımcı olmaya karar veriyor.
Dizi beğenildi çünkü hikayesi iyi Nasıl tepkiler geldi? Dizi ilk gün trend topic oldu. Çok beğenildi çünkü hikayesi akan bir iş. İnsanların merak edeceği bir dizi.
Diziler açısından parlak olmayan bir sene. Nasıl fark yaratacaksınız? Bu hikayede çatışma var. Karakterlerin değişeceğini ilk bölümden hissediyoruz. Bütün karakterlerle bağ kuracak izleyiciler.
Sen bu dizinin en renkli karakterisin. Dengeyi sürekli bozuyor musun peki? Nazlı meraklı bir karakter. Hikayenin gidişatını değiştiriyor. Merakının peşinden gittikçe hikayeyi de şekillendiriyor.
Biraz tiyatro konuşalım. O nasıl gidiyor? Erdal Beşikçioğlu’nun Tatbikat sahnesindeyim. Ankara’da ilk sahnemizi açtık. Woyzeck Masalı’nda oynayan beş kızdan biriyim. Hacettepe Konservatuvar’dayım ama eğitim yeterli değil tek başına. Ondan önce Marquis de Sade’da Madeleine’i oynadım. Sade’in Akıl Hastanesi’ndeki temizlikçi kızla yaşadığı aşkı anlatıyordu. Bu gerçek bir hikaye. Tiyatro eğitimim orada başladı.
Erdal Beşikçioğlu nasıl bir hoca? Erdal Hoca zor ve çok iyi bir hoca, yönetmen. Hatta dün kendisine diziyi nasıl bulduğunu sordum. “Sana yakışan bir rol oldu” dedi.
Özel hayatın nasıl gidiyor? Özel hayat kalmadı, çok yoğun çalışıyorum. On gün hiç repo yapmadan çalıştım. Annemi üç ay göremedim. Sette telefonuma bile bakmıyorum.
En zor anın hangi sahneydi? Havuza düşmekti. İlk bölümde çatıdan havuza düştüm; Savaş’ın kucağına... İstanbul’un havası malum çok soğuk. Çok üşüdüm.
Gelecek için planların neler? Tiyatroya devam etmek istiyorum ama Erdal Hoca’yla. 6 ay prova yaptık ve bir bağ oluştu aramızda. Böyle yönetmenlerle çalışmaya devam etmek istiyorum.