Doğru zamanda doğru adımlarla sessiz ve derinden ilerleyerek kendine güçlü bir yer edinen Burçin Terzioğlu yaptığı işe tüm kalbiyle odaklanıyor. Terzioğlu, Elele dergisinin yeni sayısına oyunculuk ve özel hayatını anlattı...
Televizyon izleyicisinin artık sınırsız alternatifi var. ‘Poyraz Karayel’in hikayesini seyirci için bu denli güçlü ve ilgi çekici kılan şey sizce ne? Poyraz Karayel’in ikinci sezona taşınmasına ve iyi reyting almasına sadece tek bir sebep gösteremem ama öncelik senaryonun kıvrak zekası olsa gerek. İçinde bol bol edebiyat barındıran replikleri, vicdanlı ve yaşayan karakterleri, iyi ve yaratıcı bir rejisi ile kurgusu var.
Bunların çok derinindeki sır, bence bir kader ortaklığı yapılıyor olması… Bu ekip senelerdir biriktirdiğini ortaya koymak için zamanın geldiğini biliyordu.
Sizce ‘eski aşklar’ günümüzde neden yaşanmıyor? Eksik olan ne? Ya da korktuğumuz bir şey mi var? ‘Eski Aşklar’ Türk Sanat Müziği’nde şarkı ismi gibi ya da bol reytingli bir dizi adı… Artık devir tüketim devri, aşk ise üretim ister. Devir kargaşa devri, aşk dinginlik ister. Devir alma devri aşk vermek ister. Ne yazık ki artık her bireyin öncelik sırası kendi olmuş durumda.
İşimizi karşımızdaki kişiden daha önce tutuyoruz. Yaşam savaşından o kadar darbe almış ve nasır tutmuş ki derimiz, kabalaşmış ve sertleşmişiz. Gardımızı indirip aşktan yana da bir darbe almaya korkar olmuşuz. Derine inmeye çekiniyoruz boğuluruz diye, yüzeysel takılıyoruz. Mecnun’un Leyla’sına, Kerem’in Aslı’sına yaptığı masallarda kalmış çoğumuz için. Ben masal seven ve mutlu sonlara inanan insanlardanım hala.
Erkeklere güveniyor musunuz? Dünyaya geldiği cinsiyetle, salgıladığı hormon nasıl bir fark yaratıyorsa, iki insan arasında yetiştirilme şekli, ne görüp ne duyarak büyüdüğü, neleri ve kimleri örnek alarak ergenliğini atlattığı ne gibi kötü deneyimler yaşadığı önemli bir etken oluyor kişinin davranışlarında. Güven gibi mesela…
Farklı çalışan bir düşünce yapımız olduğu kesin ama ben güveni cinsiyetle sınıflandırmam. Kadınların zamanla edinilmiş kıvrak bir zekaları olduğunu düşünüyorum. Buna da sebebiyet veren erkekler mi bilemiyorum.
Kendinizi dişi mi maskulen mi buluyorsunuz? Maskulen.
Bir kadında seksapel nelerde gizlidir? Bakışta, kokuda, gülüşte, ses tonunda, gizemde… Bunları yönetebilmek için de en önemlisi zekada gizlidir.
Hayatta yalnız kalmaktan korkar mısınız? Çocuk sahibi olmak, anne olmak size fikir olarak yakın geliyor mu? Yalnızlığı sevmeme rağmen, ölüm gibi istemeden sevdiklerinin elinden kayarak gitmesiyle yalnızlığa itilmek zorunda kalmak tabii ki tercih edilir bir şey değil. Çocuk sahibi olmak gibi önemli konular için hayırlısı diyebiliyorum.
En çok ne yaparken kendinizi özgür hissedersiniz? Uçağa binip başka bir ülkeye giderken özgürlük için başlangıç zili çalmaya başlar.
Her şeyin bir son kullanma tarihi var. Ömrü uzasın diye eklenen her şey sağlığımızı bozuyor. Bence bizim de ömrümüzün bir kullanım süresi var. Bu sürede faydalı işler yapmış, insani vazifelerimizi yerine getirmiş sevgiye doymuşssak, sirkülasyona saygı duymalıyız. gerek. Sırada bekleyenler var. Dünya hepimizi taşımaz yer açmak gerek ardımızdakilere. Ben alışverişim bitince usul usul vedalaşmayı isterim bu bedenimle.
Şu an gözlerinizi kapattığınızda hayalinizde canlanan ilk görüntü nedir? Turkuaz deniz, beyaz kum, güneş… Fotoğraf çok net!
Sırada sizi neler beklediğine dair bir tahmin yapmanızı istesem... Şimdiye kadar kendimle ilgili bir öngörü hiç yapmadım. Şimdi de yapmayacağım galiba. Şu an durduğum yerden daha ileride belki de aynı yerde… Ya da yön değiştirmiş başka yolda, bilemiyorum ama başarılı, huzurlu ve sağlıklı olayım yeter. Daha ne isterim.
Artık devir tüketim devri, aşk ise üretim ister. Devir kargaşa devri, aşk dinginlik ister. Devir alma devri, aşk vermek ister.