Bu nasıl Çalıkuşu?

Ünlü televizyon eleştirmeni Yüksel Aytuğ, Günaydın'daki köşesinde "Bu nasıl Çalıkuşu?" başlıklı bir yazı kaleme aldı...

Bu nasıl Çalıkuşu?

İşte Yüksel Aytuğ'un o yazısı...

Günlerden cumartesi ve söz bir kez daha bu köşenin gerçek sahiplerinin, yani okurların...

Kanal D'deki Çalıkuşu dizisinin giderek romandan uzağa savrulması pek çok edebiyatsever izleyiciyi rahatsız ediyor.

Okurumuz Ayşe Özderen de onlardan biri:

"Sayın Yüksel Aytuğ; ocağınıza düştük, umarım e-posta'mı okursunuz. Çalıkuşu'yla ilgili daha evvelden de eleştiriler kaleme aldığınızı biliyorum ama durum iyice çığrından çıkmış durumda. Hayır, Kamran'ın esmerliği filan değil mesele. Zaten uyarlamanın ne olduğunu bilen insanlar, bu tarz görünüş değişikliklerine o kadar da takılmazlar. Hatta Hadi, Selim ve Neriman gibi olmayan karakterler de anlaşılabilir. Ama bir durum var ki, 'Yok artık' dedirtti ve romana saygısı olan çoğu kişiyi isyan ettirdi.

Kitaptaki ve daha önce çevrilen eski dizideki Miralay Hayrullah karakterini bilirsiniz. Hani eski dizide Sadri Alışık'ın mükemmel şekilde canlandırdığı o babacan, Feride'ye öz kızı gibi sahip çıkan namuslu adam. İşte biz, bu yeni dizide o müthiş karaktere oyuncu beğenemezken, geçen bölüm diziye hafif meşrep Neriman karakterinin aşığı ya da kırığı şeklinde Hayrullah diye bir adam eklendi.

Bu bizim Miralay Hayrullah mı şimdi? Bununla da kalmadı, roman ve eski dizideki naif, derin Şeyh Yusuf'un yerine Survivor'daki Hilmicem, 'bilmem kimin oğlu Yusuf' olarak diziye dahil oldu. İnsaf edin Yüksel Bey, memlekette isim mi kalmadı? Besbelli bunlar romandaki karakterleri bu şekilde soktu diziye; böyle bir şey olabilir mi?

Lütfen Yüksel Bey, bunu katı ahlakçı birinin gereksiz hassasiyeti olarak okumayın. Bu eser artık milli kültür varlığımızdır ve tarih gibi çeşitli yorumlara açık bir iş de değil; her karakteri, kurgusu belirli, çoğu kişinin kütüphanesinde duran bir kitaptır. Kanunen maddi hakları torunlarına da kalsa hâlâ ruhen Reşat Nuri Güntekin'in mülkiyetindedir.

REYTİNGLER İYİ DEĞİL
Demedi demeyin, bunlar Feride'nin Anadolu'ya gönderilmesini de kısa kesecekler.

Yoksa romanda Anadolu'da yaşadıkları resmedilen Yusuf ve Hayrullah'ın İstanbul'da işi ne? Bunlar, sırf diziyi genç kızlara yönelik aşk oyunlarıyla süsleyip prime time'da daha çok reyting alabilmek için...

Değiyor mu bari? Saatini filan değiştirme oyunlarına da gitseler reytingler hâlâ iyi değil. Ama eminim; romanın o duru havasını verebilselerdi, çok daha fazla reyting alacaklardı. Bari dönem dizisi yapıp da insanları heveslendirmeselerdi. Çünkü bakın, günümüze uyarlanan Yaprak Dökümü'ne, Fatih Harbiye'ye kimse artık bir şey diyor mu?"