Sıradan ev işlerinin büyük birer maceraya dönüştüğü “Extra Extra Small” yarışması, yakında Star TV’de başlıyor. Normalden 50 kat büyük bir evde mücadele eden yarışmacılar, “Güliver Devler Ülkesinde” masalındaki gibi kocaman eşyalara meydan okuyor. Bu sıra dışı programın sunuculuğunu üstlenen Ebru Cündübeyoğlu, “Bu evde kendimi Güliver gibi hissediyorum” diyor.
* “Extra Extra Small” programının sunuculuğunu üstlenme kararını nasıl verdiniz?
- Anneme sorarak! Bu teklif bana ilk geldiğinde annemi aradım ve “Benimle dünyanın öbür ucuna gelir misin?” diye sordum. Cesur bir kadın olduğu için hemen kabul etti. Ben de onu ve kızım Duru’yu alıp Arjantin yollarına düştüm. Bu projenin sunuculuğunu yapmayı gerçekten istedim ama kararımı verirken özellikle kızımı düşündüm. Sonuçta Duru’suz en fazla üç gün geçirebiliyorum...
* Hem anne-babaların hem de çocukların bir arada yarıştığı bu programda neler yaşanacak?
- Öncelikle hafızalarından silinmeyecek bir anı olacak. Böyle bir tecrübe yaşamak, çocukları büyütürken büyükleri de biraz daha küçültecek. Bence yarışan aileler birbirlerini daha iyi anlayacak. Ama tabii bir ailenin birlikte yarışması başka türlü bir deneyim. ışin içine tatlı bir rekabet de giriyor. Aileler aynı zamanda birlikte mücadele etmenin zorluklarını görecek. Çocukların, anne ve babalarına taktik vermenin keyfini nasıl çıkaracaklarını görür gibiyim.
EŞYALAR BÜYÜK EĞLENCE BÜYÜK
* Yarışmacılar ne gibi zorluklarla karşılaşacak?
- Yarışmacıları elbette türlü zorluklar bekliyor ama bu zorluklar günlük hayatınızda dikkatinizi bile çekmeyen ayrıntılar olabiliyor. Mesela sıradan bir koltuğun tepesine dağ gibi tırmanmak zorunda kalacaklar. Tabi arada ben de küçük yaramazlıklar yapacağım. Onlarla da uğraşmak zorundalar elbette...
* Sizin yarışma hakkındaki düşünceleriniz neler?
- Tüm ailenin birlikte yarışacağı bir yarışma programı sizin kulağınıza nasıl geliyor? Eğlenceli değil mi? Bu yarışma da oldukça eğlenceli olacak. Eşyalar büyük, eğlence büyük olacak, bundan emin olabilirsiniz.
YARIŞMACILAR EVİME MİSAFİR OLACAK
* Su taşıran dev bir mutfak lavabosundaki baskını önlemeyi mi, yoksa büyük kıvılcımlar çıkaran bir prizi yangın çıkmadan önce fişten çekmeyi mi tercih edersiniz?
- Valla ikisi de zor. Bu konuda tercih yapmak hiç kolay değil. Ama suyu seven biriyimdir. Taşan bir lavabo eğlenceli olabilir gibi gözüküyor bu yüzden.
* Yarışmacı aileler bu programa neden katılmak istediler sizce?
- Birincisi ailece bir yarışmaya katılmak çok eğlenceli, bunun onları cezbettiğini düşünüyorum. Bir de çekimlerin Arjantin’de olması, programı çok daha çekici yapıyor. şöyle düşünün; benim Arjantin’deki evime misafir olacaklar... Tüm bunların dışında, elbette formatın kendisi ilgi çekiyor. Eşyaların büyük, insanların ise küçük olduğu bir eve herkes gitmek ister bence.
TÜM ZAMANLARIN EN BÜYÜK STÜDYOSU
* “Extra Extra Small” stüdyoları hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Herhalde şimdiye kadar bu kadar büyük stüdyosu olan bir program olmamıştır. Tüm zamanların en büyük stüdyosu! ınsan bu devasa eşyalar arasında büyüleniyor. Kalabalık bir ekiple çalışıyoruz ve hepsi çok profesyonel. Özellikle güvenlik konusunda büyük önlemler alınıyor. Bu da insanı rahatlatıyor.
* Siz yarışmayı sunarken nerede olacaksınız? Nasıl izleyeceksiniz bu devasa mekanı?
- Her yerde olacağım. Kimi zaman büyük eşyaların arasında, kimi zaman küçük evde. Ama genel olarak onları küçülttüğüm evde izleyeceğim. Yani onları küçülttüğümde, ben normal boyutlarda kalıp uzaktan izleyeceğim.
* Yarışmacılara başarılı olmaları için neler tavsiye edersiniz?
- Kuvvetli aile bağlarını, iyi bir dayanışmayı ve eğlencenin tadına varmalarını... Bir de evdeki eşyalarımdan ve dağınıklığımdan korkmamalarını söyleyebilirim. Bazı yarışmacılar gelmeden önce fazlasıyla sıkı çalışıyor. Mesela yarışmaya gelmeden önce barfiks çeken, sabahları üç yumurta yiyen 8 yaşında bir yarışmacımız vardı. Bu onun kendi uyguladığı bir programdı, benimse bu tarz tavsiyelerim yok açıkçası.
ZEKİ MÜREN DE BİZİ GÖRECEK Mİ
* Aileler geceleri de bu dev evlerde mi kalacak, dev yataklarda mı uyuyacaklar?
- Bu sorunun cevabını “Zeki Müren de bizi görecek mi?” diye vermek istiyorum.
* Arjantin’e yolculuğunuzla ilgili bizimle paylaşabileceğiniz ilginç bir hikayeniz var mı?
- Uzun bir yolculuk yaptık, bu yüzden pek çok anımız oldu. Türkiye’den yola çıkan tüm ekip, Duru ve annemle birlikte neredeyse bir gün boyunca yoldaydık. Duru en sevdiği oyuncağı timsahla yolculuk yaptı ve biz de bu yolculukta timsahın ismini öğrendik. O güne kadar bir ismi yoktu açıkçası. Birden ismi Esra oldu. Editörümün adını timsahına verdi. Çünkü benim sürekli editörümle vakit geçireceğimi biliyordu. Bu beni çok eğlendirdi.
* Arjantin’e uyum sağlayabildiniz mi?
- Arjantin güzel bir yer... şu an burada yaz, bu da uyum sağlamayı kolaylaştırıyor. ınsanlar çok sıcakkanlı. ıspanyolca öğrenmeye bile başladım!
HEM CÜCELER HEM DE DEVLER ÜLKESİNDEYİM
* Siz “Extra Extra Small”a yarışmacı olarak katılmak ister miydiniz?
- Benim böyle bir evin tadını çıkarmayacağımı mı düşünüyorsunuz? Elbette böyle bir eğlence bana güzel geldiği için buradayım.
* Siz Güliver olsaydınız, devler ülkesinde cüce gibi yaşamayı mı, yoksa cüceler ülkesinde dev olarak yaşamayı mı daha zor bulurdunuz?
- Bu programda cüceler ülkesinde dev olmayı yaşıyorum zaten. Yarışmacıları küçültünce, onların yanında Güliver gibi oluyorum. Bazen de kendimi küçültüyorum ve küçüklerin dünyasını anlıyorum. Burada ikisinin de tadını çıkaran biri olarak, böyle bir seçim yapmakta zorlanırım. ıkisi de zor ama ben bu evde Güliver gibiyim...
HANGİSİNİ TEMİZLEMEK ZOR MUTFAK MI, TUVALET Mİ
* Evin en çok hangi bölümünün temizliğini merak ediyorsunuz? Örneğin 50 kat daha büyük olan tuvaletinin mi?
- Tuvalet ilk akla gelen yer olabilir ama ben mutfağı daha çok merak ediyorum. Çünkü mutfak ister istemez yağlanan bir yer. Eğer mutfağım benden 50 kat büyük olsaydı, bulaşıkları yıkamak ve fırını temizlemek konusunda neler yapardım çok merak ediyorum. Bence en zorlu kirler mutfakta.