'BİHTER'DEN KADIN OLMAYI ÖĞRENDİM!'

BEREN SAAT'TEN ÇARPICI AÇIKLAMALAR..

'BİHTER'DEN KADIN OLMAYI ÖĞRENDİM!'

Seninle buluşmaya gelirken Cihangir'de Selçuk Yöntem'i gördüm, “Beren'e gidiyorum, en zor soruyu sen sorsana” dedim...

- Aaaa, ne dedi?

Sor bakalım “Aşk-ı Memnu'da Adnan Bey'le mi daha mutluydu yoksa Fatmagül'de mi mutlu?” dedi...
- (Gülerek) Adnan'ı değil ama Selçuk'u çok özlüyorum. Sette biz onunla çok eğleniyorduk. Tabii ki “Aşk-ı Memnu”nun çalışma koşulları daha rahattı. Daha konforluydu, yalımızda çok mutluyduk. Fatmagül ise öyle değil...

Konfor dışında başka farklılık var mı?
- “Fatmagül'ün Suçu Ne”yi sesli çekiyoruz, “Aşk-ı Memnu” dublajdı. Fatmagül'de sesli çekmekten kaynaklanan zorluklar var, provalara daha fazla vakit ayırıyoruz. Oynamayı daha çok işlediğimiz bir alan var.

Diğerinde de bir günü dublaja ayırıyorsun...
- Ama sesli çekmek daha zor, işi uzatıyor. Kamyon geçiyor, okulun zili çalıyor, ezan okunuyor bunlar hep çekimleri uzatan şeyler. Ama yine de sesli çalışmanın tadı çok farklı, daha doyurucu.

İki rol arasında nasıl farklılık var?
- Bihter'in çok değişken halini özlüyorum. Bihter çok renkliydi, ruh hali çok dönüşüyordu ve bu çok eğlendiriyordu beni. Bihter karakteri benim hayatımda çok önemli. Kadın olmak açısından çok önemli... Ece'yle Melek (senaristler) Bihter üzerinden bana kadın olmaya dair çok şey öğrettiler.

Neler öğrendin Bihter'den?
- Şimdi tek tek onları açmayayım ama senaristlerin diyaloglar dışında Bihter'in ruh haliyle ilgili yazdıkları bana çok şey öğretti.

Fatmagül'le neleri keşfediyorsun peki?
- Muhakkak benim için her rolde keşfedilecek bir şeyler var. Başka bir coğrafyada yaşayan, sen olmayan bir kadınla empati kuruyorsun ve onun alanında gezmeye başlıyorsun. Muhakkak ki yeni keşifler oluyor. Bence işimin en lezzetli yanı bu...