Ünlü televizyoncu Acun Ilıcalı'nın yapımcısı olduğu Survivor yarışması reytingleri alt-üst ediyor. Yayınlandığı her akşam izlenme rekorları kıran program formatıyla olduğu kadar, katılımcılarıyla da ilgi çekiyor.
Survivor adasının bu sezon ünlü yarışmacıları arasında yer alan bir isim, Bennu Gerede de özellikle dikkatleri üzerine topluyor.
Bennu Gerede fotoğraf sanatçısı. 4 çocuğu, sıradışı yaşamı ve evlilikleriyle medyanın magazin programlarını ve sayfalarının değişmez isimlerinden.
Ancak Bennu Gerede'yi dikkat çekici yapan sadece bu özellikleri değil. Bennu Gerede'nin bir dedesi Atatürk'ün yakın silah arkadaşı Hüsrev Gerede.
Gazeteci Melda Davran'ın araştırmasına göre, Hüsrev Gerede, Ferik Mehmet Ali Paşa'nın oğluydu ve 1886 yılında, Edirne Karaağaç'ta dünyaya gelmişti.
Babası gibi gönlünde askerlik yatan Hüsrev Gerede, 1908 yılında Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle Harp Akademisi'ni bitirdikten sonra 1912 yılında Balkan Savaşları ırasında 7. Tümen Kurmay başkanlığı yaptı.
Bir yıl sonra Atina'ya askeri ataşe olarak atandı. Bir süre Genelkurmay'da görev aldı. I. Dünya Savaşı'nın patlak verdiği yıllarda Kazım Karabekir Paşa komutasındaki Doğu Cephesi'nde savaştı, Kafkas Ordusu Harekat Şube Müdürlüğü yaptı.
Ama Hüsrev Gerede'yi asıl bulunduğu konuma getiren Atatürk ile yakınlaşması oldu. Mustafa Kemal Paşa'nın yaveriydi. 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkan 18 Milli Mücadeleci'nin arasında yer aldı.
Kurmay Binbaşı görevini sürdürürken Erzurum, Sivas ve Ankara'daki bütün faaliyetlere katıldı, Erzurum ve Sivas Kongreleri'nde çalıştı. O günlerde "Mustafa Kemal Paşa'nın sırdaşı" diye anılıyordu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Trabzon mebusu, daha sonra da Urfa ve Sivas milletvekili olarak görev aldı.
23 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi hükümeti tarafından Bolu ve Düzce isyanlarını bastırmakla görevlendirildi. Hüsrev Bey, asiler tarafından pusuya düşürüldü, bir süre Gerede ve Düzce'de tutuklu kaldı.
Daha sonra zindandan kurtulan Hüsrev Bey, isyanları bastırdığı için Atatürk tarafından Gerede soyadı ile taltif edildi.
Hüsrev Gerede, II. Dünya Savaşı'nın başında Berlin'e büyükelçi olarak tayin edilmişti. Gerede hayatını büyükelçi Galip Kemal Söylemezoğlu'nun kızı Lamia Söylemezoğlu ile birleştirmişti.
Bu evlilikten iki oğulları dünyaya gelmişti. Selçuk Gerede, babasından daha çok dedesi Galip Kemal'e benzerliğiyle dikkati çekiyordu.
Selçuk Gerede, ağabeyi Faruk Gerede'yi askerlik yaptığı sırada, henüz 24 yaşında kaybetmişti. Bu acıyı hayatını boyunca unutamayacaktı. Almanya ve İsviçre'de tıp eğitimi alan Selçuk Gerede çok ünlü ve bilinen bir doktor olmasına rağmen hayatını fakir hastalarına adamıştı.
Hastası olan sosyetenin ünlü isimlerinden arkadaşları olduğu için para almayan Gerede, fakir hastalarını da ücretsiz muayene ediyordu.
Bu nedenle geçim sıkıntısı yaşıyordu. Gerede meslek felsefesini "tıp para kazanmak için değildir, hipokrat yemini bunu gerektirir" diye özetlerdi.
Bu arada Canan ve Selçuk Gerede çiftinin Şiva ve Bennu adını verdikleri iki kızları olmuştu.
Geçim sıkıntısının ağır bastığı bir sırada Selçuk Gerede'nin kayınpedere Cemil Vafi devreye girmiş, Selçuk Gerede Birleşmiş Milletler'de işe başlamıştı. Aile bu yüzden New York'a taşınmıştı.
Selçuk Gerede kısa sürede görevinde sivrilmiş ve başhekimliğe yükselmişti. Gerede ailesi uzun yıllar yurtdışında kalmış ve New York'tan dünyanın çeşitli ülkelerine seyahat etmişlerdi.
Bennu, Parson's Schools of Design'ı 16 yaşında bitirdi. Şiva ise London School of Economics'te okudu. Canan Gerede, kızlarının Türkiye'yi tanımasını istediği için aile bir müddet sonra yurda döndü.
Güzellikleriyle dikkat çeken Bennu ve Şiva Gerede, 1980'lerin sonlarında bir ara modellik de yapmışlardı.
Bennu Gerede ise sinema ve fotoğrafa tutkundu. Fotoğrafçılığa 12 yaşında babasının aldığı bir makine ile başladı.
Türkiye'ye döndükten sonra birkaç filmde rol alan Bennu Gerede, kısa bir süreliğine Hong Kong'da yaşadı.
Çektiği fotoğraflarla pek çok ödül kazanan Bennu Gerede, üç evlilikden dört çocuk sahibi oldu. En son fotoğraf çalışması "töre" üzerineydi.