Dört yıl önce ‘En İyi Kadın’ dalında Altın Portakal alarak adını tüm Türkiye’ye duyuran 1982 doğumlu Beste Bereket, Hafta Sonu'na konuştu.
“Özgürlüğüne düşkün her insan gibi benim de kurallarım var. Oyunculuk kendi içinde disiplini gerektiren bir meslek dalı ve kurallar olması gerekir elbette. Kurallar engel haline dönüşürse yıpratıcı olabilir ama düzen gerektiren durumlarda uyulması gereken şartlarım var tabii” diyor...
‘Türev’ filmindeki performansıyla genç yaşta Altın Portakal sahibi olan Beste Bereket’i, ‘Sürmanşet’ adlı oyunla izliyoruz birkaç aydır. Oyundaki, Dolunay Soysert ile olan öpüşme sahneleri çok konuşulan Bereket, şimdilerde bir de ‘Parmaklıklar Ardında’ ekibine katılınca, oturup konuşalım istedik. Tiyatrodan sinema ve dizilere uzandık. Edebiyata ilgisi olduğunu, dönem işi projelerde çalışmak istediğini öğrendik...
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü’nü kazanmanıza rağmen kayıt yaptırmamışsınız. Sizin hikayeniz burada başlıyor sanırım. Sonrasında ne oldu?
O ara Mimar Sinan Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nü kazanmıştım. Oyunculuk yapmak, sahnede olmak ve tiyatro bölümünde okumak istiyordum. Mezun olduktan sonra dizilerde ve sinema filmlerinde bazı karakterleri canlandırdım. Okuldan bu yana da ilk kez ‘Sürmanşet’i oynuyorum, tiyatro anlamında.
Peki, oyunculuğa ilginiz ne zaman başladı?
Sanırım küçükken izlediğim oyunlar etkiledi beni. Evimizde çok fazla film izlendiği için görsel sanatlara, daha çok da oyunculuğa ilgi duyuyordum. Hayal gücünü sınırsız kullanabildiğiniz bir alanda kendi kahramanlarınızı yaratabiliyor olmanız çok ilgi çekici ve büyüleyici bir his. Bu yüzden oyuncu oldum.
Birçok dizide rol aldınız. Ardından 42’nci Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ‘Türev’ filmindeki performansınızla ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülünü kazandınız. Altın Portakal’ın hayatınızda dönüm noktası olduğunu söyleyebilir misiniz?
Elbette. Konservatuardan birçok oyuncu mezun oluyor ve kendini var etmeye çalışıyor. Oyunculuk hem çok tatmin edici hem de zor bir meslek ve siz oyuncu olarak maneviyatın en üst düzeyde yaşandığı mesleklerden birini icra ediyorsunuz. Benim şansım; okuldan mezun olur olmaz aldığım bu önemli ödüle layık bulunmamdır. Altın Portakal, mesleki anlamda adımlarımı hızlandırmış olması açısından benim için çok önemli ve değerli.
1982 doğumlusunuz. Meslektaşlarınıza göre çok genç bir yaşta ‘Portakal’ı havaya kaldırdınız. Size ne gibi getirileri oldu?
Çalıştığım sektörde insanlar bir şekilde daha önce izlememiş olsalar bile beni tanımış oldular. Yaşıtlarıma göre daha avantajlı olduğumu düşünüyorum ve zor süreçleri daha az sancılı geçirdiğime inanıyorum. Adımın Türk sinemasının en önemli ödüllerinden biriyle birlikte yazılmış olması çok gurur verici.
‘Türev’den sonra ‘2 Süper Film Birden’i çektiniz. Türk sinemasına bambaşka bir gözle baktı ‘2 Süper Film Birden’. Siz Türk sineması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sektör olarak çok şanslı bir döneme girdiğimiz düşünüyorum. Beni ve meslektaşlarımı çok heyecanlandıran ve gururlandıran işler ortaya çıkıyor. Çok özel hikayeler ve karakterlerle birlikte, çok yetenekli teknik adamlar yetişiyor ve böylelikle ortaya çıkan işin kalitesi de tartışmasız çok iyi oluyor. Tarzları ve kullandığı teknikler birbirinden farklı olan işleri vakit buldukça takip ediyorum. Sinemamız dünya otoriteleri tarafından da taçlandırılmaya başladı ve giderek daha keyifli işlerle karşılaşacağımı bilmek, gerek oyuncu gerekse seyirci olarak beni çok heyecanlandırıyor.
Bir röportajınızda “Televizyona haksızlık yapılıyor” demişsiniz. Ekranlar dizi kaynıyor. Sizce hangilerine haksızlık yapılıyor?
Yetenekli teknik ekiplerin bir araya geldiği işler, reyting kaygısı yüzünden seyirci ile iletişim kuramadan ekrana veda edebiliyor. Bu anlamda senaryosu, çekimleri ve oyuncuları iyi olan ama az reyting alan işlere haksızlık yapılıyor.
Ekonomik kriz, dizileri de vurdu. Birçok dizinin hafta içi akşam kuşağında tekrarları yayımlanıyor. Birçoğu dayayından kaldırıldı. Bu dizilerin sonu ne olacak sizce?
Ekonomik kriz her sektörü olduğu gibi dizi-sinema sektörünü de etkiledi, bu noktada oyuncu ve teknik ekiplerden çeşitli fedakarlıklar yapmaları bekleniyor ki, yapılan işler seyirciyle buluşma imkanı yakalasın. Farklı bir bakış açısı olabilir ama bu dönemde iyi işlerin ortaya çıkacağını ve sektörün sıyrılacağını düşünüyorum.