BEKTAŞ VE ÇETİN'DEN KIZDIRACAK AÇIKLAMA!
'Aşk ve Ceza'nın 'Yavuz'u Erkan Bektaş, "Tiyatro sahnesinden uzak kalan bir oyuncunun performansı beş yıl içinde geriler" derken; dizinin 'Çiçek'i Feride Çetin, "Eğer bir aktör ya da aktrist sahnede değilse, oyuncu değildir" yorumunu yaptı.
'Aşk ve Ceza' dizisinde abi-kardeşi canlandıran Erkan Bektaş ve Feride Çetin'in hayatları setle, kurdukları tiyatrolar arasında geçiyor. Dizide 'Yavuz' ve 'Çiçek' karakterlerini canlandıran ikiliyle rollerini ve yeni tiyatro projelerini konuştuk...
'Aşk ve Ceza' iki sezondur sürüyor. Bu başarının sırrı ne?
ERKAN BEKTAŞ: Bir setteki insanlar mutluysa, huzurlu çalışıyorlarsa, bu yapılan işe yansır. Ekip uykusuz çalışırken, nasıl mutlu olabilir? Bizim setteki insanlar sekiz saat çalışıyor. İlk kez bu kadar düzgün şartlarda çalışıldığını gördüm.
ESKİSİ GİBİ DÖVMÜYORLAR
Dizide canlandırdığınız 'Yavuz', kardeşi 'Çiçek'i hem seviyor hem de ona zarar veriyor. Bu çelişki hakkında ne düşünüyorsunuz?
E.B.: 'Yavuz'un kardeşini sevdiğine inanıyorum ama amaçları uğruna onu kullanmaktan da çekinmiyor. Ama hiç kimse durup dururken kötü olmuyor ki... Onun çocukluğuna, yaşadıklarına bakmak lazım. En güzel yaşları hapiste geçmiş. Orada planlar yapmış ve "Ben bir şeyleri yaşayamıyorsam, sizlere de yaşatmayacağım" demiş.
'Yavuz' geçtiğimiz bölümlerde aşkı için kendini silahların önüne atmaktan çekinmedi. Peki siz de aşkınız için her şeyi göze alır mısınız?
E.B.: Benim de aşk için bir şeyler yaptığım oldu. İnsan çok güçlü bir yaratık. Uğruna göze alınacak bir şeyler varsa, yapılıyor zaten...
'Yavuz'a nasıl tepkiler geliyor?
E.B.: Kötü tepkiler almıyorum. İnsanlar oyuncuyla karakterleri birbirinden ayırmayı öğrenmiş. Eskisi gibi kötü adamları sokaklarda dövmüyorlar. "Size çok kızıyorum" derken, bunu gülümseyerek söylüyorlar.
'ÇİÇEK' BENİ ÇOK ZORLADI
Feride Hanım 'Çiçek'i sürekli ağlarken görüyoruz. Bu rol sizi çok zorladı mı?
FERİDE ÇETİN: Beni zorlamayan bir rol oynamadım bugüne kadar. İlk işimden itibaren seçici oldum. Bu konuda şanslıyım sanırım. 'Çiçek' rolü de beni çok zorladı. Sürekli önüne engel çıkan, her yerden darbe yiyen ve bunların yanında dik durmaya çalışan bir karakter.
E.B.: Oyuncu kendisini zorlayan rolleri sever. Yoksa tadı olmaz zaten...
Tiyatro projeleriniz var mı?
E.B.: 2010'da Tiyatro Baykuş'u kurdum. İlk olarak 'Gece O Kadar Kirliydi ki İkisi de Kayboldu' diye bir oyun yaptık. Küçük salonlarda oynadığımız, küçük bütçeli bir oyundu. Şimdi 'Vahşi Batı' adında ikinci oyunumuzu yapıyoruz. 1 Nisan'da da prömiyerimiz var. Burak Sergen, Kerem Atabeyoğlu, Levent Ulukut ve Tülin Oral oynuyor.
F.Ç.: Bir oyuncu tiyatro sahnesinde değilse, oyuncu değildir diye düşünüyorum. Çünkü bir süre sonra oyunculukları kısırlaşıyor. Benim de sahneye çıkma çabam var. Bir oyunun provalarını yapıyoruz. Tiyatro Canti diye kendi kurduğumuz bir tiyatro topluluğu var. 8-9 kişilik bir oyuna hazırlanıyoruz. Sezon kapanacağı için birkaç oyun oynayabileceğiz. Galamızı seneye yapacağız.
Bu kadar yoğun çalışırken tiyatro kurmak sizi zorlamadı mı?
E.B.: Başkalarından tiyatro kurup beni tiyatrolarına çağırmasını beklemek çok daha zor. Dizin varken, "Turne yapıyoruz, hadi gel" diyorlar. Set olduğu için gidemiyorsun. Ben de kendi tiyatromu kurdum ve dizimle çakışmayacak şekilde turneleri ayarlıyorum.
Dizide kazandığınızı tiyatroya mı harcıyorsunuz?
E.B.: Aynen öyle... Hesap kitap işlerine baktığımda; tiyatrodan para kazanılmadığını görüyorum. Tiyatronun neden desteğe ihtiyacı olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Zor bir iş ama bizim işimiz tiyatro... Her oyuncunun sadece dizilere sarılmayıp mutlaka tiyatro yapması gerektiğini düşünüyorum. Bence tiyatro yapmadıkları takdirde, oyunculukları beş yıl içinde geriler.