Begüm Kütük Sabah gazetesine verdiği röportajda itiraflarda bulundu;
İstanbul'a ve çevreye güvensizken bir anda da karikatürist Erdil Yaşaroğlu'yla evlendiniz... Çıtırken buldu, küçükken kapattı beni Erdil. 25 yaşımda tanışmıştım; dört yıllık beraberlikten sonra evlendik, evleneli altı yıl oldu.
Nasıl oldu sizin tanışma faslı? Üç kız, bir arkadaşımızın doğum gününe gitmiştik. Orada bir arkadaşım "Erdil'i tanıyor musunuz?" dedi. Biz de "Karikatürlerini çok seviyoruz" dedik.
Dürüst olun, sahiden takip eder miydiniz karikatürlerini? Hayranı değildim ama bir arkadaşım çok seviyordu. Öyle olduğu için, "Tanışalım o zaman" dedik. Masaya geldi, sohbet etmeye başladık. Tuhaf ki, Erdil'le komşu çıktık. Aynı semtte oturup aynı restorana gidiyormuşuz ama hiç karşılaşmamışız.
Erdil Bey'in şov dünyasını çok iyi bilen biri olduğunu düşünüyorum ve oyuncudan eş seçmenin zorluklarını biliyordur... O konuda haksızlık etmemek lazım; Erdil, zeki bir adam ve benden dokuz yaş büyük.
Doğum günü partisinden sonra nasıl devam etti görüşmeniz? Doğum günü partisine o arabasız gelmiş, benim ise arabam vardı. Ayrılmak üzereyken, "Çok özür dilerim ama arabam yok, biz komşuysak beni de evime bırakabilir misin?" dedi. Ben de, "Tabii memnuniyetle" dedim ve arabaya bindik.
Genelde tersi olmaz mı? Erkek arabasıyla kızı evine bırakır... Arabayla bırakmamı isteyen o oldu. Sohbet etmeye başladık, sonra yağmur çiselemeye başladı.
Vay doğa bile size zemin hazırlamış, çok romantik kareler canlandı gözümde... Güzel bir atmosferdi. Hatta benim evimin önüne gelince; "Ben ineyim, buradan yürürüm" dedi. Tabii ben kapısına kadar götürdüm. Akşam partide telefon numaramı almıştı. Bir gün sonra "Komşucuğum; ben yürüyüşe çıkıyorum, evinin önünden geçiyorum, müsaitsen bir yürüyüş yapsak mı?" diye mesaj attı.
İyi taktikmiş... İyi taktikten ziyade asıl hikaye; yürüyüş dedik ama sinemaya gittik. Ben önceki akşam kedileri çok sevdiğimden bahsetmiştim. Sinemaya gitmek için ben yine onu arabamla almaya gittim ve gittiğimde şöyle bir manzarayla karşılaştım: Evin önünde bir adam çöp tenekesinin yanına oturmuş; kafasında bere, gözünde gözlük, çevresinde 30 tane kedi var. Kedileri seviyor, öpüyor... Gördüğümde dedim ki; "İşte o!".
Bu manzara kurgu muydu, yoksa sık sık kedilerle böyle haşır neşir oluyor mu Erdil Bey? Prodüksiyon yapmış... Meğer yarım saat önce kedi mamalarıyla inmiş, bütün kediler etrafına toplanmış. Onu görünce; kedi seven, tam aile babası dedim, kapıldım gittim.
Çocuğunuz olsa hanginize benzer acaba? Bana çeker tabii ki, ben baskınım. Aileyi genişletmeye niyet yok sanırım... Aile genişler canım.
Erdil Bey gelmiş 44 yaşına; ben daha gencim diyerek adamı geç baba yapmak adil mi? Ama şu an çocuk olsa, ona haksızlık değil mi? Üç sezondur bir markanın reklam yüzüyüz, orada rol icabı ikizlerimiz var. Benim bayağı kariyerim etkilendi bir ara... Herkes gerçekten çocuk yaptığımızı düşündü. Madem herkes böyle düşünüyor, demek ki tam zamanı... Evet, gerçekten. Bir anda üç tane çocuk, niye olmasın?
Eşiniz, çizdiği komik karikatürlerle tanınıyor, gerçekten komik mi? Ben daha komiğim. (Gülüyor) Sanki biraz snob tavrı var... Ben de öyle görünüyorum. Sarışınlar daha mesafeli ve fettan zannediliyor. Erdil'e; "Niye ben?" diyorum... Niyeymiş? "Samimi duygularını paylaşan insanlar az, sen onlardan birisin" diyor.