BAŞIN ÖNE EĞİLSİN CAN
Ahmet Hakan Yazdı!
Can Dündar, Bebek’te Deniz Taksi’de sevgilisiyle öpüşürken yakalandı ya...
Bakıyoruz:
Bazı köşecilerde bir destek çıkma çabası, bir “meslek / erkek dayanışması,” bir Can’ı kurtarma telaşı ki...
Sormayın gitsin...
Bazısı “Başın Öne Eğilmesin Can” diye makale attırıyor...
Sanki arkadaş, “fikir suçu”ndan yakalandı!
“Hangimiz yapmıyoruz ki” diye işi pişkinliğe vuranlar da var, “İlk taşı masum olan atsın” diye olayı geçiştirmeye çalışanlar da...
O bayat ve klişe “Özel hayat” vurgusuna sığınmak mı ararsınız, “Gazeteci özne oldu” diye ağlaşmak mı?
Arada bir de meslek feodalizminin esiri olmuşlardan, “Gazeteci, gazeteciye bunu yapar mı?” sorusu da yükseliyor.
* * *
Fakat en fenasını...
Akşam gazetesinde Serdar Akinan yaptı.
Can Abi’sini savunmak için iğrenç genellemelere kapı açtı Serdar...
Medyada yazıp çizen bütün kadınları ve erkekleri töhmet altında bırakıverdi...
Ne diyelim?
Allah ıslah etsin...
Hadi her şeyi bir tarafa bırakalım...
Can Dündar’ın evliliğini, romantizmini, sadakat havası basarken ihanet üzerindeyken yakalanmasını, genizden gelen ses tonuyla okuduğu metinleri, şöhretini, kendini özne haline getirişini, gazeteciliğini, “özel hayat” vurgularını...
Hepsini ama hepsini unutalım...
Lütfen elinizi vicdanınıza koyup yanıt verir misiniz?
Bu memlekette Bebek’te gündüz gözüne bir deniz takside öpüşen herhangi bir çiftin fotoğrafı önüne geldiğinde hakkını vererek sayfanın ortasına gömmeyecek kaç genel yayın yönetmeni vardır acaba?