'BABAMLA ARAMIZA GİRMESİNLER!'

Kalp krizi sonucu ölen babası Coşkun Turnagöl'ün cenazesine gitmediği için üvey kardeşleri Cihan ve Sertan tarafından eleştirilen Sibel Turnagöl, bu acı olay hakkında bilinmeyenleri anlattı..

'BABAMLA ARAMIZA GİRMESİNLER!'

Sibel Turnagöl; öz babasının cenazesinde kendisini eleştiren üvey kardeşlerine sert çıktı: Babamla aramıza girmeye çalışanları Allah’a havale ediyorum. Ben cenazeyi telefonda dinledim...

Annesi Günay Hanım ile babası, kendisi doğmadan önce ayrılan ve babası ikinci kez evlenen Turnagöl; Coşkun Bey'in sefalet içinde öldüğü ve temizlik işçisi olduğu iddialarına ise şiddetle karşı çıkarak, 'Babam hali vakti yerinde bir insandı kimseye ihtiyacı yoktu' dedi. Turnagöl, cenaze öncesi üvey kardeşleriyle yaşananları kuzeni Atalay ve halası Gönül Hanım'la birlikte anlattı.

İSTANBUL'A GÖMÜN DEMİŞTİ

Babanızın cenazesine davet edildiğiniz ve gitmediğiniz söylendi... Ölüm haberini aldığınızda ne yaptınız?
Babamın arkadaşı Özcan Bey, bana ölüm haberini verdi. Ben şok oldum. Kuzenim Atalay ağabey ve Gönül halamı aradım. Ne yapmam gerektiğini büyüklerime sordum. Babamın arkadaşı Özcan Bey 'Babanız Tekirdağ'da gömülmek isterdi' dedi. Ben bu kararı yalnız veremeyeceğim için amcalarıma sordum; Zincirlikuyu'ya gömülmesine karar verdik. Çünkü orada aile mezarlığımız var.

Babanızın size vasiyeti yok muydu?
Babam 'Kızım ölürsem beni İstanbul'a gömün. Hatta olabiliyorsa anneannenin üzerine gömün' demişti. Bu yüzden hemen babamı Zincirlikuyu'ya gömmek için evrakları tamamladım. 'Diğer çocuklarına söyleyin cenazemizi alalım' dedim.

Sonra ne oldu?

Biz Tekirdağ'a gitmek için hazırlandık. Annem benden önce hazırlanmıştı. Önce Tekirdağ'da namaz kıldırıp ardından Fatih Camii'nde ikindi namazının ardından defnedecektik. Bundan sonrasını halam anlatsın çünkü o yaşadı her şeyi...

SİBEL'E İNAT İÇİN YAPTILAR

GÖNÜL HALA: Sibel bana haber verdikten sonra kızımı ve diğer büyük abimi alıp Tekirdağ'a gittik. Sibel 'Babam İstanbul'a gömülmek istiyordu' dediği için cenazeyi alıp geliriz dedik ama öyle olmadı. Ağabeyimin iki oğlu bize karşı gelip babalarının kendilerine vasiyet ettiğini; bu yüzden Tekirdağ'a gömeceklerini söylediler. Bizler de 'Oturup konuşalım herkesin fikrini alalım' dedik ama karşı çıktılar. 'Bu konu üzerinde konuşmayın, birbirimizi kırmayalım' dediler. Onlardan hiç beklemediğim bir tepki ile karşılaştım. Onların babasıysa benim de ağabeyim... 'Kesinlikle cenazeyi vermiyoruz' dediler.

Niye böyle bir tepki verdiler?

GÖNÜL HALA: Öncelikle vasiyet olduğunu söyleyip 'Burada olacak' diye direttiler. Onlar bunu Sibel'e inat yaptılar. Çünkü yılların kıskançlığı, birikimi vardı üzerlerinde. İntikam almak için babalarının cenazesini kullandılar. Ancak gereksizdi ve Sibel çok üzüldü.

Sibel Hanım siz babanızın cenazesinin verilmediğini duyunca ne hissettiniz?

Benim kanım dondu. Önemli olan yer değil, nur içinde yatsın! Nerede olurda olsun ziyaretine giderim. Öyle bir anda yaşanan hadiseler insanı yıkıyor. Yasal olarak da alma yollarım vardı ama olay çok çirkinleşecekti. Böyle bir durum ve an değildi. Anneciğim de son derece üzgündü. 'Sen ne istiyorsan onu yap' dedi. Biz de ertesi gün Tekirdağ'a gitmeye karar verdik.

KİMSEYLE PROBLEMİM YOK

Cenazeye basını kim çağırdı?

KUZENİ ATALAY: Ben bu soruyu sordum; 'Birisi vefat ettiğinde jandarmaya bildiriliyor. Orada soyadı görülüyor' dediler. Cenaze hesaplaşma yeri değildir. Sibel de böyle görmüyor. Duyduğu andan itibaren perişan oldu. 'Babasıyla görüşmüyor' dediler; öyle bir şey yoktu. Sürekli görüşüyorlardı. Ayrıca dayımın paraya ihtiyacı yoktu. Olsa da istemezdi.

Sibel Hanım, üvey kardeşlerinizle sorunlarınız vardı da, cenazeyle mi ortaya çıktı?

Ben babamın ne eşini, ne de çocuklarını gördüm. Bir kere Tekirdağ'da turneye gittiğimizde babamla buluşup yemek yedik. Sonra büyük oğlu geldi. Onunla da sohbet ettik. Bir kere de büyük oğlu askere giderken halama beni görmek istediğini söylemiş. Geldi görüştük. Film setindeydik; orada eğlendi, oyalandı. Ben de abla olarak bir kardeşe ne yapılması gerekiyorsa yaptım. Kimseyle bir problemim yok ama benim varlığım sorun! Bu olanları anlamıyorum. 'Çocukluklarına verelim' diyorum...

Haksızlığa Sadri bile isyan etti

Babanızın cenazesine gidemediğiniz için neler hissettiniz?

Bu benim hayatımda büyük bir travma olarak kalacak. Kimsenin böyle bir şeye hakkı yok! Babamın ölümünün üzüntüsü ve yanında bu olaylar yaşandı. Bu benim en doğal hakkımdı. Oğlum bile bana yapılan haksızlığa isyan etti. 'Benim öz dedemin cenazesine gitme hakkım yok mu?' dedi. Sınavları vardı ertesi gün ve onları erteletti. Ama ben de çekindim. Çünkü ısrarla bana 'Gelme!' deniyordu. Orada bir problem olacaktı... Çolpan Hanım'la (İlhan) konuştum; 'Ben de senin gibi düşünüyorum, orada bir şey olsa canın çok sıkılacak' dedi.

Peki o gün ne yaptınız?

Çok tuhaf bir gün oldu. Ezan okunurken, Atalay ağabeyim bütün cenazeyi bana telefonda dinletti. Büyük bir şoktu... İçimdeki acıyı kelimelerle anlatamam. Ben ve annem gidemedik ama halamlar gönderdiğimiz çiçekleri babamın mezarının üzerini örtüp, isimlerimizi yazmış. (Duygulanıp ağlıyor...)

En ufak hakkım varsa helal olsun

Babanızla ilgili 'keşke' dediğiniz bir şey var mı?
Hayır, yok. Bir evlat olarak babamla ne zaman karşılaşsak hiçbir şey sorgulamadım. Her zaman ona saygılı oldum. Evimin kapısı ona hep açıktı. Bu yaz annem, babam hep birlikte tatile gitme isteğim vardı. Babam her yaz bizi evine barbeküye davet ederdi. Annem çekimser olduğu için hiç gitmedik. Hiç kırgın kalmadık.

YANIMDA OLURDU

Son vazifenizi yapamadığınız için üvey kardeşlerinize tepki gösterdiniz mi?
Babam hayatta olsaydı, herhangi bir şeyde bile böyle bir haksızlığa uğrasaydım, reaksiyon gösterirdi. Benim yanımda olurdu. Çok inançlı biriyim. Bu olaydan prim yapmaya çalışanlar ve haksızlık yapanlar varsa onları Allah'a havale ediyorum. Babama en ufak hakkım varsa sonsuz helal olsun, onu çok seviyorum! Benimle ilgili ahirette babama hiç hesap sorulmasın isterim. Bir tanecik kardeşim var; oğlumdan ayırt edemeyecek kadar çok seviyorum; Tanselin Önal'dır.

NE DEMİŞLERDİ?

Cihan Turnagöl, üvey kardeşi Sibel Turnagöl için Tekirdağ'daki cenaze sonrası şunları söylemişti: 'Biz medyatik değiliz. Babamızın cenazesinden bir menfaatimiz olamaz. Babamızın cenazesi bizim işimize yaramaz. Bu cenaze Sibel'in işine yarar. Bakın gelmedi! Bu cenaze Fatih ya da Zincirlikuyu'da olsa gelirdi.'