Avşar: Sergen'e çok gülüyorum

Bu hafta Hülya Avşar’ın Maslak Sheraton’da açtığı yeni spor salonunu gidip gördüm. Avşar’la birlikte spor yaptık, basketbol oynadık, bantta koştuk.

Avşar: Sergen'e çok gülüyorum

Teknen varsa kıçında, işin varsa başında otur derler. Bu kadar işinin arasında spor salonunun başında durabilecek misin?

- Ben her şeyi çok iyi organize ederim, iyi ekipler kurarım, en büyük başarım da budur. Burasıyla son 10 gündür ilgileniyorum, zaten açılalı o kadar oldu. Sistemi oturtana kadar... Ondan sonrası beni bağlamaz, sadece kontrol ederim. Ama fırsat buldukça her gün gelmeye çalışacağım. İyi ki Helin var. Yoksa benim bunları yapmam mümkün değildi.

Sana bu yatırımı yaptıran nedir?

- Baktım ki Zehra artık 14 yaşına geldi. Tehlikeli yaşlar... Kafeye gitmek istiyor, okuldan çıktığında arkadaşlarıyla buluşmak istiyor. İyi kızım git diyorum. Ne diyeceksin. Düşündüm ve tenisteki oyun kurmak gibi dedim ki benim bir oyun kurmam lazım. Çocuk yetiştirmek bu devirde hiç kolay değil. Salona daha öncesinde gelip giderdim. Bana burayı almamı teklif ettiler. Düşündüm. Helin’le konuştum. Helin hemen atladı bu işin üzerine. Sonra aklıma Zehra geldi. Kafeye mi gitmek istiyor. Buradakine gelsin, arkadaşlarına söz her şey bedava. Tabii bunu Zehra’ya söylemedim. Kızımla beraber oluyorum çaktırmadan. Sürekli de gözünün önünde olmuyorum tabii ki. İnşallah Zehra bunları okumaz.

Yani, kızın için spor salonu açtın...

- Sadece Zehra’ya değil. Ona ve onun yaşındaki çocuklara... Hayatımın en güzel oyununu kurdum. Şu tehlikeli yaşları geçirelim de ondan sonra ne yaparsa yapsın. Bu herkesin çocuğu için geçerli.

BU MEKANIN TREND OLMASINI İSTEMİYORUM

Buraya ne kadar yatırım yaptın?

- 2 milyon liranın üzerinde. Amacımız burayı zincir haline getirmek. Şimdi Kadıköy’de bir yerle ilgileniyoruz. Daha sonra Anadolu’da pek çok şehirde açmak gibi bir hedefimiz var...

Otele kira mı veriyorsun?

- Evet ama artık otelden para almayı düşünüyorum. Otelin adı bizimle daha çok duyulmaya başladı.

Buraya spora geliyor musun?

- Squash oynamak için geliyorum. Şu sıralar havalar iyi olduğu için ormana gidiyorum çoğunlukla ama kışın spor için buraya geleceğim.

Burayı açtıktan sonra ünlü isimler gelmeye başladı mı, “Hülya Avşar’ın spor salonuna gidiyorum” trend oluyor mu?

- Olmasını istemediğimiz için hayır. Şöyle istemiyorum. Trend olmaktan çok, işe yarayan bir yer olmasını istiyorum. Gerçekten buraya gelen, spor yaptığını anlasın. Ben trend olan yerlerde rahat eden biri değilimdir. O yüzden burası da öyle olmamalı.

KAYA BENİ YİNE ALDATTI ZANNETTİM

Eski eşin Kaya Çilingiroğlu ve eşi de gelebilir dedin geçenlerde...

- Niye gelmesinler, herkes gelebilir. Onlar da sporcu bir aile. Gelirlerse gayet memnun olurum.

Ama Kaya son olarak senin için “Birçok kez aldattım” dedi, kırılmadın mı?

- Zaten herkes biliyordu beni aldattığını, bunu açıklamasına gerek yoktu ki (gülüyor)... Komikti. Yorulmasına gerek yoktu. İzleyince şok oldum, “Ne oldu, tarih tekerrür mü ediyor? Yoksa yine mi aldattı? Ama ben onunla beraber değilim ki” dedim kendi kendime.

ACUN DIŞINDA KİMSEYLE ÇALIŞAMAM

“Yetenek Sizsiniz” mi yoksa “O Ses Türkiye” mi?

- Tartışmasız “Yetenek Sizsiniz”... “O Ses Türkiye”yi de çok seviyorum ama Yetenek Sizsiniz daha özel. Verimli olduğum işi seviyorum. Acun da bana aynı soruyu soruyor, ona da aynı cevabı veriyorum. “Yetenek Sizsiniz” benim favorim.

Ali Taran mı, Sergen Yalçın mı?

- Ali muazzamdı. Ali gibi birisi zor gelirdi. Ama Sergen de Ali’den sonra olabilecek en iyi isimlerden biriydi. Sergen yeni yeni açılmaya başladı. Ona da çok gülüyorum ama tabii ki ikisi farklı.

Acun Ilıcalı eskiden Hülya Avşar muhabiriydi. Onunla dostluğun nasıl değişti?

- Zaten eskiden öyle olmasaydı şimdi böyle olamazdık. Bunlar eskiden birbirimize vermiş olduğumuz emek, sevgi ve saygının sonucu.

Zamanında Acun’a çok mu iyilik yaptın da, şimdi sürekli seninle çalışıyor?

- İyilik demeyelim ama o da kendini sevdiriyordu. Acun’a hiç hayır diyemezdim. O zaman da çok seviyordum. Şimdi de öyle hem seviyorum. Ve artık sayıyorum da. Acun bu yarışmaların haricinde o kadar çok işi hallediyor ki. Çok zeki ve pratik. İşin en kötü tarafı, artık benim Acun dışında başka bir yapımcı ile çalışmam mümkün değil. Ya televizyon hayatım sona erecek ya da Acun her programımın yapımcısı olacak. Çünkü bizi çok kötü şeylere alıştırdı. Binlerce insan geliyor ama hiç kimsenin yüzü asılmıyor. Yorulsam anında yastık ve yorgan gelir öyle bir ekip. Her şeyi düşünüyor. Evim kadar rahat ediyorum.

Belki eski arkadaşın olduğun için yapıyordur bunları...

- Hayır. Onda hiç öyle şeyler yok. Sadece böyle bir sistem kurmuş. Bana nasıl davranılıyorsa gelen yarışmacılara da öyle davranılıyor.

HER GÖRDÜĞÜM YAKIŞIKLIYA SULANMAM

Televizyon kariyerin bundan sonra jüri üyesi olarak mı devam edecek?

- Yok canım. Sadece bu işten çok keyif alıyorum. Eskiden hedef koyardım, bu sene sahnede olacağım ya da televizyon programı yapacağım diye. Şimdi o hedefleri koymayı bıraktım, canım ne istiyorsa onu yapıyorum. Zevk alıyorsam ve bir de para kazanıyorsam daha ne olsun. Ama sinema başka bir şey. Kesinlikle sinema yapacağım.

Yarışmada vücut yapmış ve yakışıklı olanlara özel bir ilgin var.

- Vücuduna bakan ve spor yapan insanlara hayranım. Hiçbir zaman her gördüğü yakışıklıya sulanan bir insan olmadım. Beni etkileyen şeyler çok farklı. Bir erkeğin karakteri, kadına olan bakışı ve tutumu çok önemli. Ben manevi şeylere aşık olan biriyim. Kaya’ya olan aşkım da öyleydi. Kaya’da başka bir şey yakalamıştım. Yarışmadaki vücut yapmışlara gelince, işin şovunu yapıyoruz orada anlayacağın. Cengiz Semercioğlu - Pazar Kelebek