Onu “Aşk-ı Memnu”nun naif kadını, utangaç ve hassas Peyker’i olarak tanıdık. Gerçekte de o karakterden pek farkı yok. Tabuları yüzünden sevişme sahnelerinde rol alamayan, bu yüzden önemli projeleri bile geri çevirmek zorunda kalan Nur Aysan, istese de bu tabuları yıkamadığını söylüyor.
“Aşk-ı Memnu”dan başlayalım... Biz Peyker’i hiç dişli ve güçlü bir kadın olarak göremeyecek miyiz?
- Şahsen çok istiyorum, “Artık Peyker de dişlerini göstersin” diyorum ama ileride neler olur inanın bilmiyorum.
Peyker oyunculuğunuzu geliştiren bir rol mü?
- Hayır, Peyker oyunculuk anlamında beni zorlamıyor. Aslında ben daha çok oyunculuğumu zorlayacak karakterleri canlandırmak isterim, Peyker’se hep aynı: ıyi bir insan, duygusal, anne...
Ne oynamak isterdiniz mesela?
- Çılgın bir karakteri oynamak iyi olurdu.
“Şunu da ben canlandırsaydım” dediğiniz bir rol var mı?
- Scarlett Johansson’un “ınci Küpeli Kadın”daki rolü... Gerçi o da masum bir karakterdi. Ama çılgın karakterde de tıkanıyorum, belirli şeyleri yapamıyorum.
Rol gereği öpüşemiyor, sevişemiyorsunuz...
- Evet. O yüzden de masum kadını oynamak kalıyor bana. Zaten Peyker’den sonra eminim bana çılgın bir karakter teklifi gelmeyecek. Bunu hissediyorum.
ŞEVİŞİP KENDİMİ REZİL EDEMEM
Bir takım kurallarınız var ama hayatınızın sonuna kadar da oyunculuk yapmak istiyorsunuz değil mi?
- Evet ama şöyle bir durum var. “Aşk-ı Memnu” çok güzel bir tat bıraktı. Bundan sonra gelecek projelerde de en çok dikkat edeceğim şey bu olmalı: Senaryo düzgün mü, yapım şirketi düzgün mü, bu bana bir artı sağlayabilir mi... Sırf iş olsun diye bir projede yer almak istemem. Yine “Aşk-ı Memnu” tadında bir proje gelirse “evet” derim, gelmezse gelene kadar beklerim. Para kazanamıyorum diye de düşünmem. Çünkü moda ve tasarım okuyorum. O alanda da bir şeyler yapmak istiyorum.
Ama hayatınız çok değişti. Milyonlar sizi tanıyor, hiç tanımadığınız insanlar sizi seviyor. Bundan uzaklaşmak zor olmaz mı?
- Yıllarca ara vermem zaten... ınşallah güzel projeler gelir de ben hiç durmadan yola devam ederim.
Evli olmasaydınız Bihter karakterini oynayabilir miydiniz?
- Oynamazdım. Sorun sevişme sahnesi değil ama ben böyle bir şey yapmak istemediğim için orada güzel bir oyunculuk sergileyemezdim. Bu çok estetik bir konudur. Bir sevişirsin, öyle estetik durur ki “Vay be ne güzel oynamış” derler. Beren Saat ve Kıvanç Tatlıtuğ çok güzel oynadı, çok estetikti mesela. Bu bir sanat ve ben bu sanatı o kadar iyi yapabileceğime inanmıyorum. O yüzden de yapmam. Niye kendimi rezil edeyim!
Yetiştiriliş tarzıyla alakalı olabilir belki...
- Yetiştiriliş tarzından çok insanın kendi kendine yarattığı tabular yüzünden. Ben tabularımı yıkamıyorum.
EVLİYKEN BAŞKASINA AŞIK OLABİLİRSİNİZ
Neden son zamanlarda sahneleriniz az?
- Bilmiyorum ki daha çok Bihter, Behlül, Nihal ve ailedeki o karmaşaya yöneldiler. Nihal’e doğru kaymaya başladı hikaye artık. Bu durumda ister istemez bizim sahnelerimiz azalıyor. Bir de şimdi çocuk doğurdum filmde.
Evli bir kadın başkasına aşık olabilir mi?
- Olabilir. Gönül bu sonuçta. Ona nasıl engel olabilirsin ki...
Ya siz başka birine aşık olursanız?
- Olamam ben. Büyük konuşmamak lazım ama olmam. Kadınlar evlerinde istediklerini bulamadıkları zaman onu dışarıda aramaya başlıyorlar. Bir tarafın eksik oluyor ve onu başkasıyla doldurmaya çalışıyorsun. ıster istemez gönlün başkasına kayıyor. ıstem dışı bu. Ben kızmıyorum başka birine aşık olan insanlara. Çünkü engel olamıyorsun. Kim; “Ben evlendikten sonra başka birine aşık olacağım” deyip de evlenir ki!
EŞİM BANA “BİRAZ KADIN OL” DİYOR
Peyker’in hayatını yaşayıp, kamera stop deyince Nur olmak nasıl bir his?
- Onun bocalamasını başlarda çok yaşıyordum. Alıştım artık.
Eşinizin sizinle gurur duyuyor olmalı...
- Eşim beni çok sert eleştiriyor. Bazen “Bak orada ne kadar bakımlısın. Evde de baksan ya kendine” diye kızıyor. Çünkü ben evde saçım toplu, pijamalı bir kızım. Kocam “Azıcık kadın ol” diyor bana.
Dizide bebek sahibisiniz. Gerçek hayatta da var mı çocuk planlarınız?
- Bu aralar herkes beni hamile zannediyor zaten... Gazeteciler bile beni hamile sanıp röportaj için arıyorlar. Herkes o kadar benimsemiş yani hamile olmamı. Ama değilim. Biraz daha zaman var.
“EJDER KAPANI”NI SEVİŞME SAHNESİ YÜZÜNDEN REDDETTİM
Geçen görüşmemizde “Ejder Kapanı” için teklif aldığınızdan, görüşmeye gittiğinizden söz etmiştiniz. Ama film vizyona girdiğinde sizi görmedik. Neden?
- Dediğim gibi tabularımı yıkamıyorum. Bu teklif geldiğinde sevişme sahnesi olduğunu bilmiyordum. Görüşmeye gittim, böyle bir sahne olduğunu söylediler. Onun üzerine tekrar bir görüşmeye gidemedim bile. Çok isterdim Uğur Yücel’in projesinde yer almayı. Ama Berrak Tüzünataç o kadar güzel canlandırmış ki ben bile “ıyi ki ben olmamışım” dedim.
BİZİM SETTE ÖPÜŞÜRKEN ARAYA YASTIK KONMAZ
Sizin sette gerçekten öpüşürken araya yastık konuyor mu?
- Kimse yastık koymuyor.
Neden böyle bir şey demiş olabilir Beren Saat peki?
- O röportajda soru şöyleydi: “Öpüşme sahnelerinde karşınızdakini rahatsız etmemek için ne yapıyorsunuz?” Beren de “Kimi dişini fırçalıyor, kimi yastık koyuyor” demiş. “Ben yaptım” dememiş yani...
Siz Beren Saat’i düzenli olarak sette görüyorsunuz. Sizce şöhreti kaldıramadı mı?
- Beren’in üstüne o kadar geldiler ki! Artık A dese B diye yazılıyor. Aslında çok güçlü. Ben çok seviyorum ve takdir ediyorum kendisini.
DÖNEM FİLMİ, KOSTÜMLERİ HAZIRLAMAK İSTİYORUM
Moda eğitimi alıyorsunuz. Nasıl gidiyor okul?
- Gayet iyi... Okulda artık son senem, bitirme projem var. Defile yapacağız, ona hazırlanıyorum.
İleride modacı olmayı düşünüyor musunuz?
- Düşünüyorum. En çok istediğim de bir dönem filminde kostüm tasarlamak.