Ashton Kutcher, “Valentine’s Day” filminin galası için gittiği Londra’da, Kelebek’e aşka dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yakışıklı oyuncu, eşi Demi Moore’un iç çamaşırlı fotoğraflarını neden Twitter’a koyduğunu da anlattı.
Iowa’da kimya mühendisliği okuyordu ve modellik yarışmasını kazanıp New York’a taşınıncaya kadar da kimse tanımıyordu onu. 2004 yılına kadar çeşitli komedi filmlerinde oynadı, MTV’de “Punk’d” adlı şovu hazırlayıp sundu. Ve nihayet 2004’te “Kelebek Etkisi” filmindeki rolüyle dikkatleri çekti. Ama asıl şöhret Demi Moore sayesinde geldi.;
Ashton Kutcher’ın kendisinden 16 yaş büyük Demi Moore ile evlenmesi herkesi şoke etti. Yakışıklı oyuncu, “Ruh eşim” dediği kadını binbir güçlükle evliliğe ikna etti ve düğün 24 Eylül 2005’te gerçekleşti. Kabala Merkezi’nde yapılan törene aralarında Moore’un eski eş Bruce Willis’in de bulunduğu 100 davetli katıldı.
Sonralarda bu evlilik çok konuşuldu. Mesela, Ashton Kutcher’ın 50’sine merdiven dayayan Demi Moore’u ne zaman bırakacağı... Demi Moore’un genç eşine hoş gözükebilmek için yaptırdığı estetik müdahaleler... Öte yandan, çiftin eski eş Bruce Wills’le beraber tatile çıkması da gündem yarattı tabii.
Ama yıl 2010 ve çift hâlâ beraber. Son olarak Ashton Kutcher’ın Twitter’daki sayfasına Demi Moore’un bikiniyle ütü yaparkenki fotoğraflarını koyuvermesi heyecan yarattı. ıkili Kutcher’ın yeni filmi “Valentine’s Day”in Londra galasında da yan yanaydı. Galaya koruma çemberi arasında el ele gelen çift, bir an olsun ayrı düşmedi.
İşte yakışıklı oyuncunun gözünden aşk, evlilik ve Demi Moore...
Aşkın sizin için anlamı nedir?
- Bu zor bir soru. Hatta herkes için tanımı farklı diyebiliriz. Bence aşk yeryüzüyle bir olduğunu hissedebilmektir. Düşünün, hepimiz aynı bottayız. Bota atılacak birkaç delik botun batmasına sebep olur. Böylece herkes batar. Aşk da sadece kendini değil, diğerlerini de düşünmektir. Açgözlülük, sinirlilik; bunları hayal ettiğinizde yüzünüz gölgelenir. Oysa aşk denince içimize umut doğar. İşte böyle bir şey aşk.
Ya evlilik?
- Evlilik inanılmaz bir olay. Hayatı tamamen değiştiriyor. Evlilik, hayatı “evlenmeden önce” ve “evlenmeden sonra” diye ikiye ayırıyor. Ben gençlik yıllarımda evleneceğimi kesinlikle düşünmezdim. Evlilik bana çok uzak bir kavramdı. Ta ki ruh eşimi bulana kadar. Biz flört etmeye başladıktan bir süre sonra evlilik fikri doğal olarak gelişti. Ama bir türlü Demi’ye soramıyordum. Farklı ve akılda kalıcı bir teklif yapmak istedim. Hatta Sevgililer Günü’nde bir organizasyon yaptım ama onu da yüzüme, gözüme bulaştırdım. Sonra 1 Nisan’da teklifimi yaptım. Evlenince eşiniz siz oluyor. Kendinize nasıl kızgın kalamıyorsanız aynen öyle. Eşinizi koruyup kolluyorsunuz, ona kızamıyorsunuz. Harika bir şey!
Yani sizce iki kişinin bir gibi hissetmesi mümkün. Peki güzel bir şey mi bu?
- Tabii ki... Ben gençken ailem hep kavga ederdi. Sonra da boşandılar zaten. Belki o yüzden evlenmek uzaktı bana. Ama bir gün bir rahip “Birini gerçekten seviyorsan onunla kendini bütün hissedersin. Parmağını yakarsan, parmağına değil kendine kızarsın” dedi. Evlilik de böyle bir şey. Eşime kızamam, o benim bir parçam. Acımız da mutluluğumuz da bir.
“Sevgililer Günü” çok hoş bir aşk filmi. Bu filme neden “evet” dediniz?
- Garry Marshall, herkesin çalışmak için can attığı bir yönetmen. Evet demekten başka bir şansım olamazdı. ıyi ki demişim, harika bir film oldu çünkü... Aşkın türlü hallerinin olduğu bir film. Oynadığım karakter de çok ilgimi çekti bu arada. Ben olsam ne yapardım diye düşündüğüm oldu. Bence hafızalarda kalacak bir aşk filmi...
Sevgililer Günü’nden konu açılmışken, 14 şubat sizin için ne ifade ediyor.
- Eğer yalnızsanız, Sevgililer Günü çok bir şey ifade etmez. Ama bir ilişkiniz varsa, o zaman durum değişir. Tabii ki yılda bir kez sevgilinize hediye alarak sevginizi gösteremezsiniz ama bazen ilişkilerde “yeni başlangıçlar” önemlidir. ılişki için bir şeyler yapabilmek fikri özel ve güzel.
Son olarak Twitter’a koyduğunuz Demi Moore fotoğraflarını sorsam...
- O fotoğraflarda karım banyoda, eğilmiş benim smokinimi ütülüyor. Bundan daha güzel ne olabilir? Hem çıplak değil ki, üstünde bikinisi var. Çıplak olsa, karımın fotoğraflarını Twitter sayfama koyar mıyım hiç!
JESSICA ALBA: BENİN İÇİN EN GÜZEL AŞK, ÇOCUĞUM VE EŞİM
Herkes için aşkın tanımı farklı. Bakın Jessica Alba konu aşka gelince neler söylüyor: “En güzel aşk, çocuğum ve eşim. Onlarla geçirdiğim zamanı hiçbir şeye değişmem. Ben, ilişki içinde değişiklik yapan, süprizlerle dolu bir kadın değilim. Bu anlamda tipik bir ev kadını sayılabilirim. Sevgililer Günü’nde eşime tatlı yaparım, bu benim ona vereceğim hediyedir mesela... Bir de çocuğumu öpüp koklamak...”
“Sevgililer Günü” filminde sizi en çok etkileyen ne oldu?
- Aşk ve yönetmenimiz Garry Marshall... Garry ile çalışmak bir ayrıcalıktır. Zaten onun ismini duyduğum zaman tereddütsüz kabul ettim. Ama filmin aşkı anlatması da çok güzeldi. Sevgililer Günü’ne denk düşmesi ise ayrı bir hoşluk...
Bugüne kadar sevdiğiniz kişi ya da aşk için yaptığınız en çılgınca şey neydi?
- Geçmişte şu an çılgınca gelecekn şeyler yapmışımdır, ama onlar eskide kaldı. ınanın şu an net hatırlamıyorum. şimdi dünyalar tatlısı bir çocuğum ve eşim var. En büyük çılgınlık bunlar olsa gerek.
Bazıları aşkı arıyor, bazıları ise aşka hiç inanmıyor...
- Aşkı bir kez tadanlar, tabii ki aşka inanırlar. Ama şunu söyleyim, bazen ilişkilerde aşkı bulduğumuzu hatta aşık olduğumuzu sandığımız oluyor. Ama yaşadıkça, ayaklarınız yere daha sağlam basıyor.
HECTOR ELIZONDO: AŞK DAĞINIK, KARMAŞIK VE HARİKA BİR DUYGU
Garry Marshall filmlerinin vazgeçilmez ismi Hector Elizondo, aynı zamanda ünlü yönetmenin çok iyi arkadaşı. ıkili, Hector Elizondo New York’ta bir tiyatroda rol alırken tanışmış. Elizondo, Marshall’ın kim olduğunu bilmeden basket maçı teklifini kabul etmiş. Ertesi günkü maçta ona yenilmiş ama hemen ardından bir film teklifi almış. Ve bu köklü arkadaşlık, zamanla “Beraber eğlenmek için film yapıyoruz”a dönüşmüş.
Bize aşkı anlatır mısınız?
- Herhalde yeryüzünün en zor sorusu bu. Aşkın anlamını bilen var mı? şu kadarını söyleyeyim; aşk dağınık, karmaşık ama harika bir duygu. Aşksız olmaz. Ama, aşk illa da karşı cinse aşık olmak değil. Hayata, çiçeğe, işimize de aşık olabiliriz. Birisine hastayken çorba yapmak, dairesini toplamak ya da o istediği için masaj yapmak; bunlar kolay değil. Aşkın içinde her şey var.
Sevgililer Günü’nden ne anlıyorsunuz?
- Eğer birini seviyorsanız, frekansınız tutuyorsa, onu şımartmaktan korkmayın. Ben çok romantik bir adamım. Aşk için türlü çılgınlıklar da yapmışımdır. Ama, burada söylemeyeyim olmaz mı. Sevgililer Günü’nü kutlamak, aşkı hiç kutlamamaktan iyidir.
GARRY MARSHALL: BU YAZ TÜRKİYE’YE GELEBİLİRİM
Hollywood’un önde gelen yönetmenlerinden Garry Marshall, yeni filmi hakkında “Değişik bir şey yapmak istedim ve ‘Sevgililer Günü’ne çok özendim” diyor.
Siz aşk hikayelerini çok seviyorsunuz. Neden?
- Çocukluğum hep hastalıkla geçti, hâlâ da çok sağlıklı sayılmam. Herhalde o yüzden gülmeyi ve gülümsetmeyi seviyorum. Aşk filmleri de bu işlevi görüyor, insanları güldürüyor.
“Sevgililer Günü” projesi nasıl oluştu?
- Konu oluştuktan sonra çift seçimine geçtik. Bazı oyuncular birbirini tanımıyordu. Anne Hathaway ve Topher Grace gibi... Onları öpüştürdüm. Ne kadar itiraf etmeseler de heyecanlandılar. Zaten bu kimyayı yakalayınca gerisi geliyor. Sevgililer Günü filmi basit kodu olan, seyredilmesi eğlenceli ve rahat bir film. “Sevgililer Günü”ne de böyle bir film giderdi zaten.
Türkiye’deki sinemaseverler için bir mesajınız var mı?
- Türkiye’ye hiç gitmedim, ama o kadar çok insandan övgü dolu sözler duydum ki... Bu Sevgililer Günü’nde 47 yıllık eşimle, evlilik yeminimizi tazeleyeceğiz. Belki yaz aylarında Türkiye’ye geliriz. Türkiye’ye mesajım ise şu: “Herkesi sevin. Birbirinizi sevin. Aşk içinde yaşayın.”