ARJANTİNLİLERİN DİBİ DÜŞMÜŞ!

'Arjantin günlerini anlatan Krause “Erkeklerde Acun, kadınlarda ben bu işi sahiplendik. İkimize de yetecek kadar format var'

ARJANTİNLİLERİN DİBİ DÜŞMÜŞ!

Atlıyorlar, zıplıyorlar; tek amaçları suya düşmeden zorlu engelleri aşıp oyun parkurunu tamamlamak. Çekimleri Arjantin’de yapılan Wipeout yarışmasına katılmak için 70 bin kişi sırada bekliyor. Bir dönem Acun Ilıcalı’nın sunduğu yarışmaların bir benzeri olan olan Wipeout’un sunuculuğunu ise yarışma kadar enerjik Asuman Krause yapıyor. Arjantin günlerini anlatan Krause “Erkeklerde Acun, kadınlarda ben bu işi sahiplendik. İkimize de yetecek kadar format var” diyor.

Yarışmayı sunmak için neden siz seçildiniz? Bunu cevaplamam biraz megolamanca bir durum ama aynı yarışma gibi bir insan lazım. Yani enerjik rengarenk, sempatik, halk tarafından sevilen beğenilen... Aslında bunu yapımcı firmaya sormak lazım.

Nasıl bir yer Arjantin?
Burada kıştı orada yazın başındaydı. Tabii bütün gün güneşin altında, güneş bütün enerjini alıyor; akşam pestiliniz çıkıyor ama insanları çok şeker, Arjantin çok güzel.

Sıcaklardan hastalanmışsınız...
Hastalanmak değil ama çok fazla güneş yanığı oldum. Sabah 8’den akşama kadar çalışırsan burada da o güneş yanığı olur.

Güneşten korunmadınız mı?
Şunu söyleyeyim. 65 koruma faktörlü krem kullandım. 65 faktör diye bir şey duymamıştım. Bir bölümde giydiğim ayakkabının kıyafetin izi çıkıyor, ertesi gün başka bir şey giyiyorum bu defa onun izi çıkıyor. Çok komik bir halim vardı. Ama bizim dışımızda ülkelerin de çekimleri vardı. Onlar sürekli orada kalıyor. Burunları, dudakları soyulmaktan yara olmuş insanlar var. Bacaklarımın arkası çok yandı ama çekim başlar başlamaz hiçbir şey hissetmiyorsunuz. Bacağım arkasında yoğurt gibi kalıp kalıp sürüyordum kremleri.


Yarışma tehlikeli değil mi?
Hayır tehlikeli gibi gözükebilir ama her türlü güvenlik önlemi fazlasıyla alınıyor. Düştükleri yerler süngerle kaplı aslında.


EL TURKO DİYE BAĞIRIYORLAR

Aktiviteleri siz de yaptınız mı?
Ben gitmeden önce bir sakatlık yaşamıştım, ayağım burkulmuştu o yüzden çekimleri riske atmamak için yapamadım. Ama finalde, en son yaptım. O zaman yarışmacıların işinin ne kadar zor olduğunu anladım. Ama yarışmacılar o kadar eğlendiler ki: “Biz verelim üstüne parayı, böyle bir oyun parkurunu kurun Türkiye’ye” dediler. Yarışmacılar için para kazanacakları 50 bin TL de önemli değil. Hepsi eğlence için yarışıyor.


Devam edecek mi?
Edecek gibi gözüküyor. Ratingler çok iyi. Şu anda 70 bin kişi başvurdu katılmak için. 13 bölüm ve her bölüm için 16 kişi seçilecek.


Kimler seçiliyor?
Kendine güvenen herkes. 50 yaşındaki bir ev kadını da katılabilir. Sporcu ya da genç olacak diye bir şey yok.


Yarışmanın web sitesinde bir yazınızda Arjantinlilerin sizi gördüğünde “dibinin düştüğünü” söylüyorsunuz. Çok mu beğenildiniz?
İlk gün sete girdim, kayıta başlayacağız; daha ben uzaktan gelirken oyun parkuru alanındaki diğer ekiplerin setlerinden “Türkiye Türkiye, El Turko El Turko” diye tezahürat yapmaya başladılar. “Allah Allah ne oluyor” dedik. Sonra bu her gün olmaya başladı. Hafta sonları dışarıdan izleyiciler de oluyordu. İspanyollar da çekim yaptı, Hollandalılar da çekim yaptı. Hiç onlara böyle bir tezahürat yapılmadı. Beni görür görmez “El Turko” diyorlardı. Arjantinliler tip olarak Türklere çok benziyorlar.


Bu tür yarışmalar Acun Ilıcalı’yla özdeşleşmiştir aslında. Onu örnek alıyor musunuz, nasıl buluyorsunuz?
Acun çok büyük bir başarı yakaladı, çok severim. “Erkeklerde Acun, kadınlarda ben” gibi bir şey söylemiştim. Acun bizim yapımcı şirket Endemol’un formatlarını alıp Türkiye için uyarladı, hayata geçirdi. Endemol ilk defa Türkiye’de temsilcilik açtı, Wipeout’u yaptı. O kadar zengin formatlar var ki Acun da beslenebilir ben de. Endemol’ün formatları Acun’a da yeter bana da. Acun yerine bir alternatif sunamazsın benim yerime de sunamazsın. İleride de sunamazlarsa ne mutlu bana.


“Yurt dışında olsam kıymetim bilinirdi” demişsiniz... Burada kıymetiniz bilinmiyor mu?
Kıymetim biliniyor ama bende dans ararsanız var, ses arıyorsanız var; görüntüyse var, kenarından kıyısından bulaşmış olduğum bir tiyatro deneyimim, bir oyunculuk kabiliyetim de var... Amerika’ya gittiğimde herkes bana “Oyuncu musun?” diyor. Amerika’da olsam muhteşem bir müzikalin içinde kullanırlardı beni. Burada arka kapak kızlarından oyuncu seçiliyor. Birini alıyorlar dizilerde, reklamlarda her yerde posasını çıkarana kadar kullanıyorlar. İki sene sonra atıyorlar.


Gazeteden dizilere oyuncu seçiyorlar

Çok profesyonel yapımcılar var ama bir o kadar olmayan da var. Ben arka sayfa güzellerinden, bikinili kızlardan dizilere oyuncu seçtiklerini biliyorum. Bir yapımcı “Sana göre bir rol var” dedi, bazı şartlarım vardı olmadı. Benim yanımda yapımcı asistanını aradı, gazetede gördüğü yeni çıkan kızlardan birini söyledi: “Bana bu kızı bulun, Asuman’ın rolünü ona vereceğim” dedi.