ALTAN GÖRDÜM, EŞİ VAHİDE GÖRDÜM'Ü ANLATTI!

Oyuncu Altan Gördüm meme kanseri olan eşi Vahide Gördüm için "Ne çok seveni varmış, bunu fark ettik" dedi ve ekledi: Tanımadıklarımız korna çalıp durduruyor, onu soruyor. Özel bal, okunmuş kolye yollayan var. Rusya'daki bir kilisede bile mum dikip Vahide için dua ediyorlarmış!

ALTAN GÖRDÜM, EŞİ VAHİDE GÖRDÜM'Ü ANLATTI!

Tolga Örnek'in vizyonda olan son filmi 'Labirent'te 'Ebu Hamza' adlı örgüt liderini oynayan Altan Gördüm; "Altına imza atabileceğim bir iş yaptık" dedi. Ünlü oyuncu; filmi ve meme kanseri tedavisi gören eşi Vahide Gördüm'ün hastalığıyla ilgili samimi açıklamalarda bulundu.

'Labirent' üçüncü haftasında 210 bin seyirciye ulaştı. Bu rakam sizi tatmin etti mi?
Hayır, film yeterli seyirciye ulaşmadı. Sebebini ben de bilmiyorum. Bu filmde basın desteği de var ama bazı şeyler olmuyor. Güzel ve dürüst bir iş oldu ama seyirciye ulaşma konusunda bir sorun olduğu gerçek! Yeni bir film yapabilmemiz için, bir önceki filmin maliyetini çıkarması lazım. Bu anlamda 'Labirent'in en az 400 bin kişiye ulaşması gerekiyor. Filmimiz biraz AB grubuna hitap eden bir iş! Kanyon'daki sinemada 250 kişi izlerken, Bahçelievler'de 20 kişi izliyor filmi...

ARAPÇA ÇALIŞTIM
Filmde bir örgüt liderini canlandırıyorsunuz. Sizin için "Yıllardır bu rolü bekliyormuş" şeklinde yorumlar var.
Tolga (Örnek) bu senaryoyu yazarken, gerçek hikayelerden yola çıktı. İki sene önce Türkiye'de okumuş Suudi bir doktor; Afganistan'da bomba patlatarak Amerikan askerlerini öldürdü. Yani oynadığım 'Ebu Hamza' aslında var olan biri. Karakterimden çok hoşnutum, alçakgönüllük de yapmayacağım; iyi oynadığıma inanıyorum. Film altına imzamı atabileceğim kalitede bir iş oldu.

Rolünüze nasıl hazırlandınız?
Adam; Suudi olduğu için Arapça çalıştım. Arapça çok geniş bir coğrafyada kullanıldığı için farklı lehçeler var. O yüzden bütün yaz Suudi Arapçası çalıştım. 'Muhteşem Yüzyıl'da 'Sümbül Ağa'yı oynayan Selim Bayraktar bana danışmanlık yaptı. Kendisi Kerküklü...

Çekimler sırasında ilginç durumlarla karşılaştınız mı hiç?
Güngören'deki çatışma sahnelerini gerçek sanıp ihbar ettiler bizi. Polisler falan geldi.

Kanser tedavisi gören eşiniz Vahide Gördüm'ün durumu nasıl?
Hastalığın üçüncü evresinde... Ameliyatta küçük bir kitle alındı, göğsü alınmadı. Her kemoterapiden sonra kan alınıyor. Kan değerlerinin belli bir seviyenin altına düşmemesi gerekiyor. Biz hiç o seviyenin altına düşmüyoruz. Değerleri düşerse, tedaviye ara veriyorlar. O yüzden doktorunun onayladığı şeylerle besleniyor. Evet, Vahide'nin hastalığı ağır, bunu kabullendik ama ona rağmen hayatına devam ediyor. Okulumuz Akademi 35.5'ta hâlâ ders veriyor. Morali de iyi. Hastalığa ailecek kenetlendik. Ölümle anılan bir hastalık bu ama biz karalar bağlamış değiliz.

AVŞAR'IN SÖZLERİ YANLIŞ!
Hülya Avşar'ın mamografiyle ilgili söylediği sözler tepki topladı. Siz ne diyeceksiniz?
Yanlış; zaten insanlar korkuyor. Halbuki mamografi belli yaştan sonra her kadının yaptırması gereken bir şey. Yıllardır duyarız; "Kanserden korkma, geç kalmaktan kork" diye. Kim bilir kaç kişinin hayatını kurtardı Vahide.

Vahide Hanım'ın ailesinde başka kanser hastası var mıydı?
Hayır, yok! Özellikle GDO'lu ürünler bu hastalıkları çok artırdı. Devletin bu konularda çok dikkatli bir politika izlemesi gerekiyor. Ben artık restoranlarda bile yemek yemeye çekiniyorum.

Etrafınızdan destek görüyor musunuz?
Vahide'nin seveni çokmuş, bunu fark ettik. Yolda hiç tanımadığım insanlar; korna çalıyor, Vahide'yi soruyor. Kadınlar yolumu çevirip "Şunu yap, bunu yap, dualarımız sizinle" diyor. Rize'den orijinal Anzer balı bulup yollayanlar var. Kimisi "Buna bilmem kaç kişi dua okudu, alsın, boynuna taksın" diyor. Şifalı su yollayanlar da var! Bunlar güzel şeyler. Hatta internette gördük; Rusya'da bir kilisede insanlar mum dikip Vahide için dua ediyorlarmış. Aynı şekilde Ermeni bir kadın da; kilisede eşim için dua ettiğini söyledi. Aramamız gereken, yakalamamız gereken esas şey bu! Vahide; duruşuyla insanların sevdiği biri. Toplumda iz bırakabilmek çok güzel.

Bu hastalığı yenen çok insan var. Biz Vahide Hanım'ın da atlatacağına inanıyoruz...
Çok zorlu bir süreç bu. Yakalanma olasılığı grip gibi ama tedavisi grip gibi değil. 12 kez ağır doz kemoterapi aldı. İki hafta sonra dört doz daha ağırını alacak. Ondan sonra da beş hafta boyunca her gün radyoterapi alacak. Nisan'ın sonuna kadar zorlu bir süreç bizi bekliyor. Ondan sonrasını bilemiyoruz. Bu işi vücut başlatıyor, vücut geri alıyor. Öyle bir şey ki; aynı yaşta, aynı evrede, aynı tedaviyi gören iki hastadan biri kurtuluyor, diğeri ölüyor. Ama biz bunu aşacağımıza inanıyoruz.

SÜREKLİ GÖRÜNTÜLENMEK BU SÜRECİ ZORLAŞTIRIYOR
'Labirent'te kızınız Alize de oynadı. Ne hissettiniz?
Gurur duydum. O da oyuncu olmak istiyor. Biz de ailesi olarak ona destek vermeye çalışıyoruz. Alize küçükken tiyatroya biraz mesafeliydi. Çünkü tiyatro; anne ve babasını ondan uzaklaştıran bir şeydi. Şimdi çok seviyor, yetenekli de. Akademi 35.5'ta ders almaya başladı.

Annesinin rahatsızlığını nasıl karşılıyor peki?
Bu konuların konuşulmasından rahatsız oluyor; kendi içinde ciddi fırtınalar yaşıyor. Okulda da annesinin hastalığından bahsedilmesi onu çok üzüyor. Gazetelerde çıkan haberler de bizi çok üzdü. Gazetecilerin; bizi her gördüklerinde saldırmaları, bir yerde yemek yerken gizlice çekmeleri, sinemadan çıkarken birden önümüze çıkmaları bu zorlu süreci daha da zorlu kılıyor. Biz o kulvarda koşmuyoruz ki, o kulvarın insanları belli...

NİLÜFER EŞİMİN HASTALIĞINI DUYUNCA DOKTORA GİTMİŞ
Vahide Hanım'ın hastalığı herkeste meme kanseriyle ilgili farkındalık yarattı, öyle değil mi?
Kesinlikle! Mesela kendisi gibi meme kanseri olan Nilüfer'le çok samimi oldular. Nilüfer ona "Ben senin durumunu okuduktan sonra kendimi kontrol ettim. 'Aaa' dedim ve doktora gittim" demiş. Bu tanıdığımız, bildiğimiz biri ama tanımadığımız böyle milyonlarca insan var. Tamam, kötü bir musibetle karşı karşıyayız ama bunu iyiye döndürmek elimizde. Vahide de perukla dolaşabilirdi ama hayır kardeşim! Bundan nemalanacak, bu hastalığı reklama dönüştürecek insanlar değiliz! Vahide topluma fayda sağlayacaksa, "Her şeye varım" diyor. Daha geçen gün büyük bir iletişim şirketi reklam teklifinde bulundu. "Hayır" dedi. Bu konularda çok hassas!

Sabah