Milliyet Gazetesi yazarlarından Ali Eyüboğlu, Nihat Doğan ve İzzet Yıldızhan hakkında bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı:
Asıl sorun delil toplamada. Nihat Doğan, “Fotoğraf çektirmeye gittim o odaya” dedi. Fotoğraflar nerede? Savcı, ruhsatlı da olsa Y.S’nin İzzet Yıldızhan’ın elinden alarak tuvalete saklandığı silahına el koyup, parmak izi için incelemeye gönderdi mi?
İzzet Yıldızhan olayını soruşturan savcı, hakimin serbest bırakma kararına itiraz etti.
Ancak mahkeme, savcının ikinci tutuklama talebini de reddetti.
Bir savcı, aynı konuda iki defa tutuklama talep ediyor da, hakim ikisini de reddediyorsa, demek ki bir sorun var ortada.
İzzet Yıldızhan’la Nihat Doğan’ın adının karıştığı bu olayla ilgili çıkan haberleri, yapılan açıklamaları takip etmiş biri olarak kanaatim şu:
Asıl sorun delil toplamada.
Nihat Doğan, “Fotoğraf çektirmeye gittim o odaya” dedi.
Bu olayı soruşturanlar için, bunun doğru olup olmadığını öğrenmek çok basit.
Polis ya da savcı, “Verin bakalım şu cep telefonlarınızı” diyecek, ardından da çekilen fotoğraflar arasında Nihat Doğan’lı hatıra fotoğrafı olup olmadığına bakacak.
Yapıldı mı bu?
Yapıldığına dair bir açıklama yok.
“Y.S. İzzet’in silahını aldı”
Gelelim olayın bir başka kısmına.
Hürriyet’ten Nurettin Kurt’a konuşan olay gecenin kızlarından biri şöyle dedi:
“Nihat Doğan odamızdan ayrılınca İzzet Yıldızhan birden arkadaşımız M. Y.’yi (20) yatağa yatırıp ilişkiye gitmek istedi. ‘Olmaz’ yanıtı alınca tartıştılar. Birbirlerine vurunca iş çığırından çıktı. Yıldızhan silahına sarıldı, eli havaya kalktı, ortalık savaş alanına döndü. Y. S. (21) bir fırsatını bulup silahı elinden aldı ve kendisini banyoya kilitledi.”
Kızların polisteki ifadelerinde de İzzet Yıldızhan’ın silahıyla kızlardan birinin kafasına vurduğuna ilişkin ayrıntılar vardı.
Savcı, ruhsatlı da olsa İzzet Yıldızhan’ın silahına el koyup, parmak izi için incelemeye gönderdi mi?
Anlaşılan o ki hayır.
Parmak izi araştırıldı mı?
Şayet bu yapılmış olsaydı ve o silahta Y. S.’nin parmak izi çıksaydı sonuç değişir miydi?
En azından Yıldızhan’ın silah ruhsatının iptali söz konusu olabilirdi.
Şikayetçilerden birinin silahlı darp iddiasına rağmen İzzet Yıldızhan’ın silahında parmak izi araştırması yapılmadığına göre gerisi hikaye.
Aslında bu soruşturmadan bir şey çıkmayacağının ipuçları İzzet Yıldızhan’ın yaptığı açıklamanın satır aralarında da vardı:
“Devleti yöneten dostlarım, abilerim var.”
Eee daha ne desin Yıldızhan?
Tek tek isim mi versin?
O nedenle bu dosya açıldığı an, kapanmıştır; nokta.
Not: 21 yaşındaki Y.S.’nin İzzet Yıldızhan’ın elinden silahını nasıl aldığını merak ediyor olabilirsiniz.
Birincisi; belli ki Yıldızhan alkollü.
İkincisi; Y.S. bu konuda eğitim almış eski bir güvenlik görevlisi.
O FOTOĞRAFI BULANA KADAR NE OLUR SUS!
Ankara Sheraton Otel’in 1518 numaralı odasında yaşanan ayrıntılar ortaya çıktıkça anlaşılıyor ki, Nihat Doğan, İzzet Yıldızhan’a oranla çok daha az kusurlu.
Ama yazılı, görsel ve sosyal medyada İzzet Yıldızhan’dan daha çok Nihat Doğan’a tepki var.
Niye?
Çünkü çok konuşuyor.
Konuştukça hırçınlaşıyor.
Hırçınlaştıkça işin özünden uzaklaşıp, başkalarını diline doluyor.
Yok efendim onun porno kaseti varmış da şimdi devletin televizyonunda sunuculuk yapıyormuş da.
Eee!
Bir başkasının da porno kaseti çıkmış, ama haber sunmaya devam ediyormuş.
Medya, niye popçuların rezilliklerini görmüyormuş.
Sana ne?
Sen bak kendi derdine.
Düşmüşsün bir çamura.
Farkında değilsin, ama çırpındıkça batıyorsun.
Bu halinle bize ahlak dersi verme!
“Bu olaya adın karışmadan önce bunları niye getirmedin gündeme?” diye sorarlar sana, verecek yanıtın olmaz insanlara.
Ayrıca şöyle de bir imkan var önünde.
İzzet Yıldızhan’ın seni o odaya, hayranın kızlarla fotoğraf çektirmek için çağırdığını söylüyorsun ya, kanal kanal dolaşıp daha fazla tepki çekmek yerine, var git o fotoğrafı bul.
“Ahan da budur” de.
Başka türlü kurtuluşun yoktur!