Ajda’nın büyük aşkı ajan mıydı?

İzzet Çapa, Kelebek'teki köşesinde ilginç bir yazı kaleme aldı..

Ajda’nın büyük aşkı ajan mıydı?

İşte Çapa'nın yazısı:

Ajda’nın büyük aşkı ajan mıydı?

Geçen hafta kaybettiğimiz rahmetli Aytunç Altındal pek çok konuda derin bilgi sahibi olan bir araştırmacı yazardı.

Gidenin ardından genellikle övgü dolu yazılar yazılır ama ben onu, anlattığı ilginç bir öyküyle uğurlamak istiyorum.

70’li yılların sonunda Sovyetler Birliği radara yakalanmayan MİG-28 adlı savaş uçaklarını üreterek yakın tarihimizin en önemli casusluk olaylarından birine imza atıyor ancak bu uçaklar çok geçmeden ABD uyduları tarafından tespit ediliyordu.

1978’de Sovyetler’e ait bir MİG-28, iki yıl sonra da MİG-31’lerden biri esrarengiz biçimde havadayken yok oluyordu. İşin ilginç yanı ise bir sene geçtikten sonra Amerikalıların MİG’lerin sırrını çözdüklerini ve onlardan daha iyi uçaklar yapabileceklerini tüm dünyaya duyurmuş olmasıydı... Uçakların nasıl kayboldukları bugün bile bir muamma... Bazı iddialara göre CIA, pilotları çok yüksek paralarla satın almış ve Saygon’daki Amerikan üslerine indirmiş. Bir başka ‘masum’ iddia ise MİG’lerin kötü hava şartları nedeniyle düşüp gerçekten kayboldukları...

“İyi de, bunlardan bize ne?” diyenler biraz daha sabretsin...

Fenerbahçe’nin ilk başkanlarından Zeki Rıza Sporel’le akraba olan Güney Sporel, 70’li yıllarda İstanbul Moda’da çok özel kişilerin misafir edildiği ve gizli toplantıların yapıldığı ‘Stella’ adlı bir pansiyon işletiyor. Güney Sporel’in yakın arkadaşları arasında, daha sonra adı Lockheed skandalına karışan Nezih Dural isimli bir işadamı da var. Dönemin ünlü playboylarından biri de bu grubun neredeyse en sevilen üyesi...

İşte o playboy yıllar sonra 70 yaşına geldiğinde, hasta yatağında Aytunç Altındal’a önce Almanlar hakkında birkaç belge gösteriyor, sonra şu sözleriyle bombayı patlatıyor: “Kaybolan MİG uçaklarının bütün planlarını ve bazı motor aksamlarını N.N adlı bir kişiyle ben, Vietnam’dan kaçırarak Ankara’da Amerikalılara teslim ettik!” Bu açıklamayı yapan ‘yerli James Bond’, Ajda Pekkan’ın bir dönem dillere destan aşkı, aynı zamanda menajeri Cömert Baykent’ten başkası değil... Baykent İngilizce ve Fransızca’yı ana dili gibi konuşan, yakışıklı, kültürlü genç bir işadamıydı.


Sultan Reşat’ın torunu Lütfiye Hanım’ın kızı Perizat ile mutlu bir evlilik sürdürürken Paris’te Ajda ile tanışınca bütün yaşamı değişti. 70’li yıllarda bu büyük aşk manşetlerden düşmüyordu ancak bir süre sonra sevgililerin arası bozuldu. Bir gün Ajda öyle bir haber duydu ki çılgına döndü. Hiç haz etmediği şarkıcı Gökben ile Cömert, Hilton’da bulaşacaklardı.

Ajda içeriye girdiğinde masalardan birinde Baykent ve Gökben’in oturduğunu görünce sevgilisine herkesin içinde tokadı yapıştırdı. Aşıklar bu olaydan sonra bir daha asla bir araya gelmedi. Daha sonra Baykent de Afet Karacan’ın kız kardeşi Ahu Tuğbay ile evlendi.

Cömert Baykent kaybolan MİG uçakları konusunda anlattıklarıyla hedef şaşırtıyor olabilir. Ama daha sonra bunlardan birinin CIA ve MİT’in ortak operasyonu sonucu Sinop’taki gizli Amerikan üssüne kaçırıldığı ortaya çıktı. Diğer ise hâlâ meçhul...

Baykent, bu önemli bilgiyi yıllar sonra ifşa etmesinin nedenini Aytunç Altındal’a şöyle açıklamış: “Bunu siz bilmiş olun, araştırırsınız bir gün doğrulatırsınız. Ben artık çok yaşlandım.” Yukarıdaki öyküden de anlaşılacağı gibi bilimsel çalışmalarının yanı sıra casuslar aleminin de ‘kara kutusuydu’ Aytunç Altındal... Ona Allah’tan rahmet