AHU YAĞTU: PODYUMLARA 34 BEDENİ BİZ GETİRDİK!
Tasarladığı koleksiyonla gündeme gelen, podyumların en zayıf mankenlerinden Ahu Yağtu, Türk podyumlarına 34 bedeni kendisinin ve birkaç arkadaşının getirdiğini söylüyor: “Bizden önce 36 beden bile zor bulunuyordu”

* 'Slim Trends' adını verdiğiniz koleksiyonunuz nasıl doğdu?
Stil danışmanlığı yaptığım bir markadan teklif aldım. Benden 'Ahu Yağtu' adı altında görsel bir şov hazırlamamı istediler. Çıkardıkları 'Slim' sigaralarını da tanıtmak istedikleri için 'Slim benim için ne ifade ediyor?' sorusundan yola çıkıp bir koleksiyon hazırladım. Koleksiyonda 10 parça bulunuyor; sekizi kadın, ikisi ise erkekler için.
TASARIMCI OLMA İDDİAM YOK
* Neden erkekler için yalnızca iki ürün tasarladınız? Eskiden slim, yani ince sigaraları sadece kadınlar içerdi, artık erkekler de içmeye başladı. Bana kalsa, sadece kadın koleksiyonuyla işi bitirebilirdim. Ama uniseks bir sigara çıkardıkları için erkeği de işin içine katmam gerekiyordu. Yarı yarıya yapmayı da istemedim. Slim'i kadında daha iyi ifade edebileceğimi düşündüm.
* Kıyafetleri nasıl hazırladınız peki?
Hayal ettiğim şeyleri çizdirdim. Metin Gürsoy ile çalıştım ve onun ekibiyle hayal ettiğim şeyleri gerçeğe dönüştürdüm. Aksesuvarları ise atölyede kendim yaptım. Tasarım olarak kafamda net bir şey vardı ve onun üzerinden gittim. Özgür Masur bana bu anlamda çok yardımcı oldu. Çalışmanın bir kısmını onunla götürdük. Birtakım şeyleri de o dikti. Ondan çok destek aldım. Simay Bülbül'e de, “En iyi deriyi nerede bulurum?” diye danıştığım zamanlar oldu.
* Bu işin profesyonelleri, hazırladığınız koleksiyonu beğendiler mi? Çok beğendiklerini söylediler. Tasarımcı olmak gibi bir iddiam olmadığını biliyorlar. Ama çok profesyonel bulduklarını söylediler.
HERKES BEĞENMESE DE OLUR
* Uzun yıllar modellik yapmanızın bu projede bir avantajını gördünüz mü? Yıllardır tanınıyorum. O da bir kredi yaratıyor, kapılar daha kolay açılıyor. Daha rahat hareket edebiliyorum. Bu işin içinde olmayan bir insana göre bir sürü avantajım var. Kime danıştıysam, hep yardım aldım. İnsanların tecrübelerinden yaralandım. Bu konuda çok tecrübesizim ve bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. O anlamda da hep soru sordum. İş çok pozitif ilerledi.
* Tasarımlarınızı uzay gemisi hosteslerin kıyafetine benzetenler de oldu. Ne diyeceksiniz?
En başından beri bu işin iyi olacağına inanıyordum. Kaliteli bir iş yapmaya çalışıyorum. Herkesin beğenmesi de gerekmiyor. Sonuçta herkesin zevki farklı...
İŞTAHIM ÇOK AÇIKTIR HERKES GİBİ YER İÇERİM
* Zayıf olmak gibi bir takıntınız var mı?
Ben hiçbir zaman kiloma dikkat etmedim. Çünkü hep zayıftım. Normal insanlar gibi yiyip içiyorum. Hayatım boyunca hiç diyet yapmadım.
* Kendinizi kaybedip yemek yediğiniz oluyor mu?
İştahlı biriyimdir, fazla yemek yerim ama insanlar inanmak istemiyor. Çoğu insan o kadar yemek yedikten sonra kustuğumu sanıyordu. Çünkü modellerle ilgili böyle bir inanış var. Ama böyle bir şey hiç olmadı.
ŞİMDİ BÜTÜN KIZLAR İNCE
* Yemek yapmayı sever misiniz?
Çok severim. Bence yemek yapmak da yedirmek de çok keyifli... Dışarı çıktığımızda, “Yemek yemeyeceğim” diye burun kıvıranlara da çok sinir olurum.
* İnce modellerin öncülerinden olduğunuzu söylemişsiniz...
Modelliğe başladığım dönemde Maide Erçelebi, Deniz Pulaş vardı. O dönem onlarla birlikte zayıf modellerin öncüsü olduk. O zaman 34 beden kıyafetler yapılmıyordu.36 bile çok zor bulunuyordu. Şimdi bütün kızlar ince.
* atv'de yayınlanan 'Aşk ve Ceza' dizisinde 'Pelin' karakterini oynuyorsunuz. Diziye sonradan dahil olmanıza rağmen çabuk uyum sağlamış gibi görüyorsunuz...
'Aşk ve Ceza'nın seti çok keyifli, enerjileri çok pozitif. Sete koşa koşa gidiyorum. Bana katkısı çok büyük oldu. Sete gittiğim ilk günden beri “Bir eksiğim varsa söyleyin” diyorum. Nurgül ile oturup konuştuk.
Birbirimizle konuşarak ilerledik. “Her şeyi ben bilirim. Ben artık oyuncu oldum” modunda değilim. Hep bir şey almaya bakıyorum. O yüzden insanların bakış açıları da benim için çok önemli. Herkes hata yapabilir. Önemli olan en iyisini ortaya koyabilmek.
* İlk sinema filminiz 'Bir Avuç Deniz' sizin için nasıl bir deneyim oldu peki?
Teklif geldiğinde çok heyecanlandım. Sonra “Rolü aldın” diye haber geldi ve çığlık attım. Çok inandığım bir projeydi. İçinde olmayı çok istedim. Kastı da çok beğendim. Karakter ve senaryo anlamında da çok içime sinen bir iş oldu.