Ahu Yağtu, anneliğini ve gelecek planlarını Vatan Gazetesi'nden Ayşe Brav'a anlattı. İşte o röportajın bazı kısımları;
Sence nasıl tarz sahibi olunur? Bence tarz sahibi olmak için önce biraz araştırma yapmak, merak etmek ve biraz zevk sahibi olmak gerekiyor. Modayla herkes ucundan kıyısından ilgileniyor ama kimse de bu neymiş bir bakayım demiyor. Basmakalıp bir şeyler uygulanıyor bizim ülkemizde maalesef.
Eline dergi alıp kampanya fotoğraflarından alışveriş eden insanlar biliyoruz. Dolayısıyla kendi hayat tarzını, kültürünü bir kenara bırakıp sadece kopyala-yapıştır yapan insanlar var oldukça tarz da oluşamıyor.
Biraz zevkleri de yoğunlaştırmak gerekli gibi geliyor bana, değil mi? Zaten günümüzdeki trendlere bakınca, iyice minimalizme doğru gidilmeye başlandığını görüyoruz. Bir taraftan da sokak stilinde de çok gördüğümüz sneakerlar acayip gündeme oturdu.
Herkes bir etek giyiyor altına bir sneaker, hem en cool siz oluyorsunuz hem de en rahat. Abartmanın anlamı yok. Ama bizde Arap kültüründen de bir etkilenme olduğu için minicik bir kırıntı olarak da olsa avamlıktan kaçınılamıyor maalesef.
Oyunculuğa nasıl bakıyorsun? Benim gönlümde hep oyunculuk yatıyor, eğitimini de aldım. Şu an diziye zaman ayırmak için zor bir dönem. Kemal’le daha fazla ilgilenmek için açıkçası gelen dizi projelerini es geçtim. Şu anda benim için en uygun olan şey, Kemal’e de vakit ayırabilmek adına, sinema filmi olabilir. Teklifler geliyor tabii ama içime sinen bir şey olmadı.
Ahu Yağtu’nun bir günü nasıl geçer; hep oğlun Kemal’le misin? Genelde beni Kemal uyandırıyor. Birlikte kahvaltı ediyoruz, bazen kahvaltı hazır olana kadar biraz oyun oynuyoruz. Sabah vaktini onunla birlikte geçirmeye çalışıyorum. Onu okula bırakıyorum sonra ofise gidiyorum. Biraz koşturmalı bir hayatım var açıkçası.
Ofisten sonra Kemal’i okuldan almaya gidiyorum, eve dönüyoruz. O uyuduktan sonra tekrar çıkıyorum, kendi işlerimi halledip toparlıyorum. Daha sonra eve geri geliyorum, o günün aktivitesi neyse onu yapıyorum. Hava güzelse parka, oyun alanlarına gidiliyor.
Eve geri dönüyoruz, yemek hazırlıkları, oyun, banyo vakti derken uyku vakti geliyor. Ben de zaten 9-10 gibi bayılıyorum. İnan ki televizyon izlemeye dahi vakit bulamıyorum, iki sayfa kitap ancak okuyabiliyorum öyle söyleyeyim.
Nasıl bir annesin sen? Otoriter mi, yumuşak mı? Bence aradayım. Duruma göre kendimi ayarlamaya çalışıyorum diyebilirim. Ne fazla yumuşak ne fazla otoriterim. Hani gerektiği yerde müdahale eden ama her zaman tepesinde olmayan bir anne. Anne olmadan önce herhalde çok pimpirikli ve endişeli bir anne olurum diye düşünürdüm ama tam tersi çıktı.
Yemene içmene dikkat ediyor musun, hep diyette misin? Evet, ediyorum. O da mide problemim olduğu için biraz alışkanlık olarak gelişti bende. Dolayısıyla abuk sabuk şeyler yiyemiyorum ve dikkat etmek durumunda kalıyorum. Bol su içiyorum. Hep iyi besleniyorum, hep öyle yaptım. Hayatımda hiç bir dönem kola içmedim, kapalı içecek içmedim, abur cubur yemedim.
Cildine nasıl bakıyorsun? İyi temizlemeye özen gösteriyorum. Cilt bakımına çok sık gidemiyorum, 2-3 ayda bir belki. Cildim çok hassas, bu nedenle dermokozmetik ürünler kullanıyorum.
Spor yapıyor musun; formunu koruma sırların neler? Evet yapıyorum, pilates. Gerçi benim bir postür problemim var. İlle fit kalayım diye spor yapmıyorum, çok zamanım da yok açıkçası. Dolayısıyla sırtımı, belimi yani postürü korumak için pilates yapıyorum yıllardır.