Dünyaca ünlü model İstanbul'da Vatan Gazetesi'nden Banu Duran'ın sorularını yanıtladı.
Ünlü Victoria’s Secret modeli Adriana Lima, bir reklam çekimi için bir kez daha İstanbul’daydı. Burada kendini huzurlu hissettiğini söyleyen Lima, artık bir ev satın almayı da ciddi ciddi düşünüyor. Ülkesine dönerken yanında mutlaka şam fıstığı ve gülsuyu götürdüğünü söyleyen Lima; tüm seksi kadın tanımlamalarına inat “Kendimi seksi hissetmiyorum” diyor.
Model olmanın en büyük avantajı ve dezavantajı nedir? İşimi aşkla yapıyorum ve çok seviyorum. Her zaman sanatsal bir yönüm olmuştur, o yüzden de büyük keyif alarak yapıyorum. Çok seyahat ediyorum ve bu da büyük bir avantaj. İstanbul gibi birçok muhteşem yeri görme fırsatım oluyor. Kültürleri tanıyorum, öğreniyorum. Tıpkı burada olduğu gibi onu deneyimliyorum.
O yüzden de mesleğime şükran duyuyorum bu avantajlarından dolayı... İşimin zor kısmına gelecek olursak; ben bir anneyim. Anne olduğum için de seyahatlerimden ötürü kimi zaman çocuklarımdan uzak kalmak zorunda kalıyorum. O da tabii ki çok kolay olmuyor.
İnsanlar devamlı ne kadar güzel olduğunuzu söyleyip duruyor; bundan sıkılmadınız mı? Bu kadar uzun yıllar modellik yaptıktan sonra hâlâ benimle çalışmaktan büyük keyif alan insanlar olduğu için onlardan duyduğum iltifatlar her zaman hoşuma gidiyor ve şükran duyuyorum. Çünkü onlar benden sıkılmadıysa ben de güzelliğimle ilgili iltifat duymaktan tabii ki sıkılmıyorum.
Peki sizi en mutlu eden iltifat hangisi? Aslında özel bir kelime yok. Benim için önemli olan ne kadar kalpten söylendiği, farkı o yaratıyor. Beni mutlu eden samimiyet.
Doğuştan şanslı mısınız? Aslında güzellikle ilgili kilit nokta bir şeyleri değiştirmeye çalışmak değil, ama olduğunuz haliyle kendinizi kabul etmeniz. Ben kendimi kusursuz görmüyorum. Kimse de kusursuz değil zaten.
Ama o kusurları kabul etmek ve o şekilde kendinizi güzel bulmak daha önemli. Mesela ben kusurlarımı çok seviyorum ve onlarla mutluyum. Hatta onlarla dalga bile geçiyorum. Nedir onlar? Dişlerimden nefret ediyorum. Saçımı da sevmiyorum.
İstanbul’a ikinci vatanım diyorsunuz. Peki bir ev alıp burada yaşamayı düşünür müsünüz? Neden olmasın, çok isterim.
En sevdiğiniz yer neresi, Boğaz mı? Evet, Boğaz manzaralı bir ev isterim.
Buradan her dönüşte yanınızda götürdüğünüz şeyler var mı? Kuruyemişe bayılıyorum. Şam fıstığı ve yer fıstığı alıyorum. Bir de gülsuyunu çok seviyorum; mutlaka alırım. Ve de tabii ki Türk lokumu.
Neden İstanbul’u bu kadar seviyorsunuz; ne çekiyor sizi burada? İnsanları diyebilirim. Çok sıcakkanlı ve misafirperversiniz. Çok güzel ağırlanıyorum her seferinde ve kendimi evimde hissediyorum. Çok güzel bir şehir; yemekler çok güzel. Bu bir his; nasıl ki insan evine döndüğünde kendini huzurlu hissederse ben de burada aynı hisle karşılaşıyorum.
Kendinizi “dünyanın en güzel kadını” gibi hissetmiyor musunuz? Tabii ki böyle söyledikleri için çok müteşekkirim ama bir yandan da insanın sağlam bir karakteri yoksa o zaman bundan çok kolay etkilenip, kendini kaptırabilir. Halbuki ben her zaman yere sağlam basıyorum. Ünlü olmanın getirdiği ışıltıya kapılıp gitmek insana kendini kaybettirir.
Kendinizi en seksi hissettiğiniz an nedir? Hiçbir zaman kendimi seksi hissetmiyorum.
Modelliği bıraktıktan sonra ne yapacaksınız? Oyunculuk yapmayı çok istiyorum. Ouentin Tarantino’nun büyük hayranıyım. O yüzden aksiyon ve dramın iç içe olduğu bir filmde oynamak isterim.