Şu sıralar “Adını Feriha Koydum” seti ile tiyatro sahnesi arasında mekik dokuyan Yusuf Akgün’u bu maratonun arasında durdurduk.
“Adını Feriha Koydum” dizisinin yanında bir de tiyatro oyununda rol alıyorsun. Bize oyundan bahseder misin?
- Dot’ta “Orphans/ Öksüzler” adlı oyunu oynuyoruz. Bu oyun toplumdaki ötekileşmeyi, öksüzleşmeyi, ırkçılığı, ayrımcılığı anlatıyor. Aile içi dengelerin toplumu nasıl etkileyebileceğini anlatıyoruz.
Oyun ne zamandan beri sahneleniyor?
- 19 Ekim’de prömiyer yaptık. Yaklaşık 20-30 oyun oynadım.
“Adını Feriha Koydum” dizisine de ilgi çok yoğun. Aynı ilgiyi tiyatro sahnesinde de görüyor musun?
- Evet, ilgi gayet iyi. ıyi bir iş yapıyoruz, iyi bir iş yapmak için kendimizi zorluyoruz ve bunun karşılığını da alıyoruz bana kalırsa...
Nasıl bir karakter canlandırıyorsun oyunda?
- Oyunun anti kahramanı diyebileceğimiz bir rol. Çok fazla uçları olan, sahne üstünde değişen, ne zaman doğru ne zaman yalan söylediğini bilmediğimiz bir karakteri canlandırıyorum. Çok gerçek bir karakter, çok hayatın içinden bir oyun. Bizim oyunda, sahnede şiddet görülmüyor ama şiddetten bahsediyoruz. Ve bu da güçlü bir etki yaratıyor. Oyun yer yer kahkahalarla izleniyor, yer yer üzüntüyle. Çok gergin, seyirciyi sürekli gerip bırakan ve finalde de gerçekten tokat atan bir tarafı var işin.
BENİ ÇEKEN SAHNEDEKİ CANLILIK VE ADRENALİN
Tiyatro oyunculuk anlamında seni daha çok tatmin ediyor gibi?
- En çok yapmak istediğim şey buydu zaten... Mesleğim tiyatroculuk benim. Televizyon da muhteşem bir keyif ama asıl hayalini kurduğum, hep yapmak istediğim şey tiyatroydu. Bunu yaptığım için o kadar mutluyum ki...
Tiyatroyu bu kadar özel kılan ne?
- Belki de özgürlük tarafıdır beni mutlu eden... Çünkü televizyon çok da özgür bir ortam sayılmaz. Ayrıca tiyatrocu ile seyirci arasındaki bağın cazibesi var. Tiyatroda bir canlılık ve adrenalin söz konusu...
Sahnede “ya bir hata yaparsam” diye tedirginlik yaşadığın olmuyor mu?
- Çok fazla hazırlanınca “Unutur muyum?” değil de “Gerçekten yapmak istediğini sahneye koyabiliyor musun?” sorusu oluşuyor kafamda... Tabii bunlar tecrübeyle de ortaya çıkan şeyler ama şu an için çok iyi gidiyor. Tam da yapmak istediğim yerde yapıyorum bu işi. Ve bunun tadını çıkarıyorum. Kendimi sürekli geliştirebileceğim bir yerdeyim. Dolayısıyla gerçekten istediğim yerde mesleğimi geliştirebilme fırsatına sahip olmak büyük bir ayrıcalık.
Diziyle tiyatroyu bir arada nasıl götürebiliyorsun, zor olmuyor mu?
- Bunun için “Adını Feriha Koydum” ekibine çok teşekkür etmem gerek. Çünkü çekim programımı o kadar güzel ayarladılar ki, tek bir provaya bile geç kalmadım. Biraz yoruluyorum ama o da sadece fiziksel bir yorgunluk oluyor. Tabii stres de yaşıyorum. Sonuçta iki önemli ve göz önünde işte olmak ciddi bir sorumluluk. Zaman zaman stres yaratıyor ama herkesin günlük hayatta yaşadığı stresten çok daha taşınabilir tarafı var. Çünkü karşılığını fazlasıyla görebiliyorum.
BENCE AŞK BENİM YAŞADIĞIM GİBİ OLUR
Gelelim “Adını Feriha Koydum”a...
- Dizi çok iyi gidiyor, ilgi büyük... Biz elimizden gelenin en iyisini, en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla karşılığını gördüğümüz zaman mutlu oluyoruz.
Canlandırdığın Koray karakteri Hande’ye körkütük aşık. Ne olacak onun bu durumu?
- Aşk bazı insanlar için karşılığı çok da önemli olmayan bir şey. Onlara göre takıntı ile aşkı ayıran çok ince bir çizgi... Koray’ın bir tarafında aşk, bir tarafında tutku var. Hande onu öyle bir noktaya getiriyor ki, Koray o çizgide dolaşırken zaman zaman “Acaba bir takıntıyla tanımadığım bir kadına mı aşığım” diyor. Ama ilişkilerinin sadece sevgililik değil arkadaşlık geçmişi de var. O karışık duyguların içinden Hande’yle ikisinin ne çıkaracağını önümüzdeki bölümlerde göreceğiz.
Sözlerine bakılırsa sen karşılıksız aşka inanmıyorsun...
- Tabii ki. Karşılıksız aşk bana göre değil. Biz zaten kız arkadaşım Ece’yle 3,5 yılı devirdik. Artık aşk şöyle mi olur, böyle mi olur diye düşünmüyorum. Çünkü aşk bence benim yaşadığım gibi olur! Bir başka adama göre de başkadır ama, bunun tarifini yapmak çok zor. Bana göre bir aşk var; o da beni ve benim aşık olduğum kadını ilgilendiriyor.
Ufukta bir sinema projesi var mı?
- Sinema filmi çok büyük sorumluluk. Benim tatile, Ece’yle, ailemle vakit geçirmeye ihtiyacım vardı. O yüzden geçen yaz film yapmadım, gezdim biraz. Bu sene de tatile ihtiyacım var ama çok güzel bir senaryo gelirse yer almak isterim tabii...
VAHİDE ABLA ÇOK GÜÇLÜ BİR KADIN
Vahide Gördüm’ün tedavi için diziden ayrılması sizi nasıl etkiledi?
- Öncelikle şunu söylemeliyim; öyle bir aktristi tanımış ve birlikte çalışmış olmaktan hem mutluluk hem de gurur duyuyorum. Onu diziden ayrılmış olarak da görmüyorum. Beni asıl üzen şu an sette olmaması değil, Vahide ablanın hastalanması. Ama kısa zamanda iyileşecek, bundan eminim. Vahide ablam çok güçlü bir kadın.
Hürriyet