ACUN'UN MELEĞİ!
Yıllardır Acun Ilıcalı ile çalışan ve büyük bir hayran kitlesine sahip olan Tanem Sirvar, Cosmopolitan dergisine konuştu: Sinemayı çok seviyorum. Bir gün bir senaryo yazarsam, adı 'Ben ve O' olabilir...
Yapımcı ve sunucu Acun Ilıcalı'nın yıllardır birlikte çalıştığı, adeta omzundaki şans meleği Tanem Sivar'ın fan kulüplerinde binlerce hayranı var. Dünyanın en görkemli şehri olan New York'ta doğup, Amerika'nın yaşaması en zevkli eyaleti California'da, San Diego State University'de iletişim okuyan sunucu, kendisini anlattı:
Acun Ilıcalı'yla uzun zamandır çalışıyorsunuz. Hiç tartıştınız mı?
Tartışıyoruz tabii. Benim bahanelerime çıldırıyor. "Tanem'ciğim bu seferki bahanen nedir?" cümlesiyle başlayan birçok tartışmamız oldu!
Kariyerinize televizyoncu olarak mı devam etmeyi düşünüyorsunuz?
TV'nin, sinemanın kısacası medyanın yaratıcılığının olduğu her yerde olabilirim. Bu işin enerjisi çok yüksek. Ortada hiçbir şey yokken beyinler, emekler, güçler, hikayeler, kostümler biraraya geliyor ve bir şeyler oluşuyor. Günün, saatin yok. Tabii garantisi de yok.
HERKESİN İÇİ FARKLI
Senaryo yazmak istediğinizi okumuştum bir röportajınızda...
Tam olarak onu demek istememiştim aslında; yanlış anlaşılmış olabilir. Evet, hayran olduğum filmlerin senaryolarını tekrar tekrar okumayı, izlemeyi çok seviyorum. Ama hayat bir şekilde ilerliyor, daha çok şu anın koşturması içindeyim. Şu anın zevkini yaşamaya çalışıyorum. Sinemanın gönlümde her zaman acayip yeri var. Bu iş için çok da hevesliyim. Tabii yarın ne olacağını bilmiyoruz...
Kendi hayatınızdan yola çıkarak bir film senaryosu yazacak olsanız, ismini ne koyardınız?
Ben ve O. Ya da O ve Ben.
O kim?
Bir ben varım, bir de senin gördüğün ben var.
Ne fark var arada?
Herkesin içinde çok farklı biri vardır. Ama o gördüğünüz 'ben'in içinde de farklı 'ben'ler var. Kendi içimde senin gördüğünle benim için kendim farklı olabilir.
Şanslı bir insan diyebilir miyiz sizin için?
Diyebiliriz.
Aşkta şanslı mısınız?
Şimdilik her şey iyi gidiyor. Gitmeyenler bitti, gidenler devam ediyor.
Sevgiliniz var yani?
Evet, var.
O da mı televizyoncu?
Hayır, yeme-içme sektöründe, işletmeci.
İşletmeci sevgililer biz kadınlar için hep 'tehlikede'dir. Etrafında ister istemez çok kadın vardır. Bu durumla nasıl başa çıkıyorsunuz?
Evet. O da işinden dolayı doğal olarak çok fazla insanla birarada. Ama insanın kendine güvenip içini rahat tutması çok önemli. Kimse kimsenin yanında zorla durmuyor. Biz kadınların bir türlü öğrenemediği bir şey bu. Ortada sorun yoksa bile riskleri düşünür, yoktan sorun yaratır, günlerimizi zehir ederiz kendimize. Bugünü yaşa, keyfine bak; yarın bir sorun olursa onu da o zaman düşünürsün.
İlişkinizin geleceği konusunda planlarınız var mı?
İlişkilerde eğlenmek önemlidir benim için. 'Bugünden ne kadar keyif aldık, hangi filme gittik, güzel bir yemek yedik' derken bu güzel günler birikiyor ve bir bakıyorsun zaten uzun bir ilişkinin içindesin!
BİRAZ DAĞINIK BİR AİLEYİZ
Aileniz dünyaya dağılmış gibi?
Biraz dağınığız. Dedem anneannem ile evlenip New York'a yerleşiyor. Annem ve dayım orada doğuyor. Annem New York'ta okul arkadaşı olan babamla evleniyor. Sonra ben ve kardeşim doğuyoruz. Biz 6-7 yaşlarındayken boşanıyorlar. Annem bizi alıp Türkiye'ye yerleşmeye karar veriyor. Babam orada kalıyor, Florida'ya taşınıp tekrar evleniyor. Bu sırada ben San Diego'da olan dayımı ziyaret ediyorum ve San Diego'ya aşık olup üniversiteyi orada okumaya karar veriyorum. Kardeşim de beni ziyarete geliyor ve o da orada yaşamaya karar veriyor.